Adana'da "az hasarlı" ibaresi taşıyan binalar, emsallerine göre daha düşük fiyata satılıyor. Uzmanlar, bu binalarda oturmanın güvenli olduğunu vurguluyor.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından Adana'da binlerce bina "az hasarlı" olarak kayıtlara geçti. Ancak bu ibare, alıcılar nezdinde büyük bir tedirginlik yaratıyor. Emlak piyasasında “az hasarlı” etiketi taşıyan konutlar, hasarsız olanlara göre yaklaşık yüzde 30 daha düşük fiyatlarla satılıyor. Uzmanlara göre ise bu durumun teknik bir gerekçesi yok; tamamen algıdan kaynaklanıyor.
“Az hasarlı” ifadesi fiyatları ciddi oranda düşürüyor
Deprem sonrası Adana genelinde yaklaşık 40 bin bina “az hasarlı” olarak sınıflandırıldı. DAİMFED Emlak ve Gayrimenkul İşleri Komisyon Başkanı Atilla Özelköse, konuyla ilgili yaptığı açıklamada bu sınıflandırmanın teknik değil, estetik nedenlerden kaynaklandığını vurguladı. Özelköse, “Az hasarlı binalarda genellikle yapısal değil kozmetik hasarlar bulunuyor. Yani sıva çatlakları, boya dökülmeleri gibi. Buna rağmen bu ibareyi taşıyan konutların değeri, hasarsız olanlara kıyasla yüzde 30 civarında düşüyor” dedi.
Bu farkın tamamen “psikolojik” olduğunu belirten Özelköse, bina güvenliği açısından "az hasarlı" statüsünün herhangi bir risk teşkil etmediğini söyledi. "Eğer binada kolon ya da kirişte bir sorun olsaydı zaten 'ağır hasarlı' ya da 'yıkılacak' sınıfına girerdi" ifadelerini kullandı.
Alıcılar tereddüt ediyor, satıcılar değer kaybı yaşıyor
Piyasadaki bu algı, hem satıcılar hem de alıcılar için kafa karıştırıcı bir tabloya neden oluyor. Özellikle yeni yapılmış ve teknik olarak sağlam olduğu halde “az hasarlı” etiketi taşıyan binalar alıcı bulmakta zorlanıyor. Özelköse, "3 yaşındaki bir bina sadece dış cephedeki çatlaklar nedeniyle az hasarlı sayılıyor ve değeri otomatik olarak düşüyor. Oysa yapısal bütünlüğü bozulmamış bu binaların fiyatı da güvenliği de emsalleriyle aynı" dedi.
Bu durum, evini satmak isteyen mal sahiplerinin ciddi anlamda değer kaybı yaşamasına neden olurken, aynı zamanda uygun fiyatlı konut arayan alıcılar için fırsat sunuyor. Ancak bilgi eksikliği ve korku, bu fırsatların değerlendirilmesini zorlaştırıyor.
“Yıkım kararı yoksa oturmakta sakınca yok”
Depremin ardından hasar tespit çalışmaları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Bu kapsamda “az hasarlı” olarak işaretlenen binalar için yıkım kararı bulunmuyor. Özelköse, bu binalarda oturmanın herhangi bir risk oluşturmadığını şu sözlerle dile getirdi:
“Yıkım kararı olmayan bütün binalarda oturulabilir. Vatandaşlarımız, ‘az hasarlı’ ibaresini duyunca ürkmesin. Binalar detaylı bir şekilde inceleniyor. Oturulamayacak durumda olanlar zaten tahliye ediliyor ve yıkım süreci başlatılıyor.”
Bu açıklamalara rağmen “hasar” ibaresi, kamuoyunda hâlâ büyük bir çekince yaratıyor. Uzmanlar, konuyla ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve algının düzeltilmesi gerektiğini vurguluyor.
Uygun fiyatlı konut arayanlar için fırsat olabilir
Mevcut durumda “az hasarlı” etiketi taşıyan birçok daire, piyasa değerinin altında satılıyor. Bu da konut almak isteyen ancak bütçesi sınırlı olan vatandaşlar için önemli bir fırsat oluşturuyor. Uzmanlar, teknik raporları inceleyerek alınan binalarda bir sorun olmadığını belirtiyor ve alıcıların bu durumu avantaja çevirebileceğini söylüyor.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, her binanın özelinde bir inceleme yapılması. Hasar sınıfı ne olursa olsun, konut satın alırken uzman görüşü ve teknik raporların dikkate alınması gerektiği unutulmamalı.
Kaynak: İHA




