Antalya’da Şehre Yakın Doğal Alanlarda Taşıma Kapasitesi Alarm Veriyor
Antalya'nın doğa alanlarında artan insan baskısı, ekolojik dengeyi tehdit ediyor. Deneyimli dağcı Yılmaz Sevgül, şehre yakın bölgelerdeki tehlikeye dikkat çekti.

Antalya'nın Doğal Alanlarındaki Tehditler

Son yıllarda Antalya, doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor ve sosyal medya sayesinde ziyaretçi akınına uğruyor. Ancak, bu artan ilgi, bölgedeki doğal dengeyi ciddi şekilde tehdit ediyor. Antalya'nın şehir merkezine yakın doğa alanları, hızla artan insan baskısı nedeniyle, çevresel ve ekolojik sorunlar yaşamaya başlıyor. Bu tehditlerin başında, yerel alanların taşıma kapasitesinin aşılması yer alıyor.

İnsan Baskısı Artıyor: Gökdere Vadisi, Kapuzbaşı ve Köprülü Kanyon Tehlikede

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Öğretim Görevlisi ve deneyimli dağcı Yılmaz Sevgül, bu alanların aşırı kullanımına dikkat çekiyor. Sevgül, Gökdere Vadisi, Kapuzbaşı Kanyonu ve Köprülü Kanyon gibi bölgelere yapılan aşırı ziyaretlerin bu doğal alanları tehdit ettiğini belirtiyor. Özellikle Gökdere Vadisi'nin, Konyaaltı'na yakın konumda olması nedeniyle şehre olan yakınlıkla kontrolsüz kalabalıklara ev sahipliği yaptığına vurgu yapıyor. Bu bölgelerdeki insan yoğunluğu, bitki örtüsünün zarar görmesine, su kaynaklarının kirlenmesine ve doğal dengenin bozulmasına yol açabiliyor.

Doğal Alanların Korunması İçin Planlama Şart

Sevgül, bu doğa alanlarının sürdürülebilir şekilde kullanılabilmesi için kamu kurumları, belediyeler ve saha uzmanlarının bir araya gelip planlama yapması gerektiğini söylüyor. "Doğal alanların fazla yüklenmesi, geri dönüşü olmayan zararlara yol açabilir," diyen Sevgül, bu alanların korunması ve düzenli kullanımı için ciddi bir yönetim planı oluşturulması gerektiğini belirtiyor.

Doğa ile İlgili Eğitim Eksiklikleri Tehlikeli Sonuçlar Doğuruyor

Sadece doğa alanlarının değil, doğaya çıkmaya hazırlıksız bireylerin de ciddi tehlikelerle karşılaştığını söyleyen Sevgül, eğitim eksikliklerinin büyük bir risk oluşturduğunu ifade ediyor. Yetersiz eğitim, eksik ekipman, yön bulma bilgisi eksiklikleri ve doğa hakkında bilinçsizce yapılan paylaşımlar, doğaya çıkacak bireyler için büyük tehlikeler yaratıyor. Falezlerden denize atlayan gençlerin, kanyonlara girip akıntıya kapılanların ve uçurum kenarlarında selfie çekerken hayatını kaybedenlerin sayısının arttığını kaydediyor.

Doğaya Saygılı Bir Yaklaşım İçin Eğitim Şart

Sevgül, doğaya çıkmadan önce kişilerin temel becerileri öğrenmesi gerektiğini vurguluyor. "Belgeselleri izleyerek ya da sosyal medyadaki videolarla doğa gezisi yapmak yeterli değil. Doğanın dilini çözmek için sahada uygulamalı eğitim alınmalı," diyen Sevgül, doğaya çıkmadan önce uygun kıyafet, yiyecek, su ve iletişim cihazı gibi gerekli ekipmanların alınmasının önemine de dikkat çekiyor.

Sonuç: Doğayı Koruma ve Güvenlik İçin Bilinçli Olunmalı

Sonuç olarak, Antalya’daki doğa alanlarının sürdürülebilirliği için, hem bireylerin hem de ilgili kurumların bilinçli bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor. Doğaya olan ilgi arttıkça, doğanın korunması ve tehlikeli durumların önlenmesi için gerekli önlemler alınmalı.

Kaynak: iha