Elbette ki memleket milliyetçiliği.. Cep milliyetçiliği eşittir menfaat demektir. Menfaatin ön planda tutulduğu her girişim, her oluşum ve her ortaklık eninde sonunda batmaya mahkumdur. Lise de iken, kompozisyon sınavının ana teması; “menfaat sandalyeye benzer, başının üzerine alırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan seni yüceltir” idi.. O gündür bu gündür bu aklımdan çıkmaz. Şimdi bunu memleketimizin siyaseti ile bağdaştıracak olursak, ortaya ister istemez  cep mi, memleket mi kavramı çıkıyor. Bundan dolayı diyorum ki, eğer memleket olarak yücelmek istiyorsak, cep milliyetçiliğini unutup memleket milliyetçiliğini ön plana almamız gerekir.. Başka Bakanımız olmayacak…. Olsa bile, Başbakan yardımcılığı düzeyinde olma ihtimali çok az.. Şu anda, Kahramanmaraş olarak siyaseten çok güçlüyüz. Başbakan yardımcımız var.  Başkanlık sisteminde çok daha fazla ehemmiyet arz edecek olan  bir parti Genel Başkan Yardımcımız var. Parti sözcüsü’nin ne anlama geldiğini, siyasete aklı yetenlere anlatmaya hiç gerek yok. İçişleri Komisyon Başkanımız var. Memleket olarak, Ak Partiye en yüksek oy veren İl’ler arasında her zaman zirve grubunda yer alıyoruz. Cep’ı bırakıp, memlekete bu siyasi güçle  daha fazla ne kazandırabiliriz’in hesabını yapmamız gerekir. Mesleğe başladığım 10 yıldan bu yana, üstadlarım olarak kabul ettiğim Abid Vanlı-Mehmet Taş-Mustafa Nuri Şirin yazıları okuyarak, takip ederek kendimi geliştirmeye çalıştım. Siyasette grup-hizip gibi kavramlara hiç aklım yetmez. Düşündüğüm  tek şey; bu kadar siyasi güçle, gelecek nesillere neler bırakabileceğimiz ve çocuklarımıza ne cevap vereceğimizdir. Tarihin karanlık ve kirli sayfaları,  kendi menfaatini herşeyden önce tutan ve bu uğurda kural-sınır tanımadan her türlü atraksiyonları yapanların isimleriyle doludur.