Avasım kelimesini ilk duyduğumuzda bu nedir acaba diye benim gibi düşünen çok olmuştur. Dünya  üzerinde geçmişine sahip çıkmayan, çıkamayan yada çıkarılmayan kaç tane millet vardır merak ederim. Biz maalesef geçmişine sahip çıkmama konusunda herhalde en ön sırayı işgal ederiz. Bu Avasım geleneksel Türk oyunları bizi geçmişimize götürürken, atalarımızın Dünyanın dört bir yanına at sürerken neler yaşadıklarını bir nebze  de anlayabilme fırsatını verdi. Atalarımız her türlü donanıma sahip son model araçlar yerine, şimdiki başta Amerika’nın yaptığı gibi çelitli entrikalarla ülkeleri birbirine düşürüp, kalleşçe ele geçirme yerine, at’ın en yiğidine binerek, günler aylar boyu at sırtında cenk ederek, bize şanlı bir tarih, onurlu bir geçmiş bırakmışlar. Ben Avasım Türk oyunları festivalinin ilkine gidemedim. Ama olağanüstü bir şey olmaz ise, bu defa kaçırmamaya çalışacağım. İlk festivalin görüntülerini gördükçe, bu büyük milletin niçin bu kadar uzun süre dünyaya hakim olduğunu anlamamak mümkün değil. Hele son yıllarda Osmanlı’nun kuruluş ve gelişmesini anlatan  ciddi televizyon dizilerini gördükten sonra da, geçmişimizle niye bu kadar kopuk kalmışız bunu anlamakta mümkün değil. Türk düşmanlarının, bizi geçmişimizle koparmak ve Türk ruhunu öldürmek adına yaptıkları her türlü misyoner faaliyetleri karşı artık uyanık olmak zamanı değil mi? Dünyaya kafa tutan liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte, Osmanlı ruhuna koşar adım gittiğimiz bu günlerde, bu şahlanışa Avasım Türk Oyunları festivali ile  bir parça da olsa katkıda bulunan Türkoğlu Belediye Başkanımız Osman Okumuş ve ekibini canı gönülden kutluyorum.