Son aylarda gündemin en önemli konuların başında ekonomik kriz gelmekte! İkinci olarak Rusya- Ukrayna savaşı… Bu iki konu gündemi fazlasıyla meşgul ediyor.

Genel seçimlere 14 ay kaldı. Bilindiği gibi, Cumhur ittifakı bir de Millet ittifakı var. Mille ittifakı altılı masa olarak adı geçiyor. Millet ittifakında altı parti var. Ama bu konu o kadar gündemi ilgilendirmiyor. İnsanlar seçim değil geçim derdinde!  Çünkü çok daha önemlisi yaşanan kriz var.

Maliye bakanı Nurettin Nebati her şeyin iyi gittiğinden, enflasyonun düşeceğinden bahsetse de; gıda ile ilgili pahalılık var. Bu bizim yeteri kadar gıda maddesi üretemediğimizden kaynaklanıyor. Birde akaryakıt ve doğal gaz var. Enerjinin % 50 den fazlasını Rusya başta olmak üzere birçok ülkeden alıyoruz. “Bu uluslararası kriz…”  Kimsenin bir diyeceği olamaz. Çünkü ülkemizde yeteri kadar petrol ve doğalgaz yok. Elbette dışardan ithal edeceğiz. Almanya’da bir litre akaryakıtın litre fiyatının 2,5 euro olduğunu duyuyoruz.  Orada satışa sunulan akaryakıt bizden daha palalı. Bizde bir miktar daha ucuz, geri kalanında süpvansiyon kanalıyla merkez bankasından destek alıyor.

+++

 Türkiye’de Ak Parti iktidarında büyük yatırımlar gerçekleşti.  Bunun başında sağlık, ulaşım, savunma sanayi var.  Yollar köprüler konusunda da çok büyük mesafeler kat edildi. Bunu inkar edemeyiz. Bilhassa Sağlıkta dünyada bir emsali yok. ABD bile sağlıkta bizim gibi yapmak istedi. Bunu başaramadılar. Ve sonunda vaz geçtiler! Bunun yanında Tarım ve hayvancılık özel sektöre havale edildi. Özel sektör üretimden vaz geçti. İthal ettiğimiz için başta yem,  gübre ve ilaç pahalı. Pahalı olduğu içinde tarım ve hayvancılık konusunda sıkıntı yaşadık, yaşayacağız da...

Öldük, bittik edebiyatından vaz geçmemiz lazım, elbette her şeyin sonu değil.  Yaşayarak gördüğümüz sıkıntılı bir süreç geçirmekteyiz. Bunlardan ders alarak, Tarım, Hayvancılık konusuna daha çok önem vermemiz ve yatırım yapmamız gerekiyor. Bu yatırıma elbette devlet süpvansiyon yapacaktır. Artık mevsim geçti. Eken ekti, gübre attı veya atamadı!  Önümüzdeki mevsime iyi hazırlıklı olmamız lazım. Çok verimli tarım arazilerimiz var. Birçok temel gıda maddesini ithal ediyoruz. Ama işte Rusya –Ukrayna savaşı onlara ekonomik zarar verdiği kadar bizim de ekonomimizi temelden sarstığının farkındayız.

Dünyanın en güzel ülkesinde yaşamaktayız. Bu kadar güzel ülkede yaşamanın elbette bir bedeli olacaktır.

Zaman zaman bu bedeli ödemek zorunda kalıyoruz. Her on yılda bir krizle yaşamak kolay değil!

Önemli olan krizden ders alıp daha çok çalışmamız ve daha çok üretmemiz gerekiyor.

Diğer taraftan: Küresel kriz tüm ülkeleri farklı şekilde ve boyutlarda etkisi altına almaktadır. Dünyanın ekonomik anlamda küreselleşmesi ülkeleri birbirlerine bağlı hala getirmiştir. Dolayısıyla örneğin Rusya –Ukrayna savaşı nedeniyle ortaya çıkan kriz, başta o ülke ile ticari ilişkileri fazla olan ülkeler olmak üzere diğer tüm ülkeleri az yada çok etkilemektedir. Bu krizler özellikle dünya ekonomik pastasından fazla pay alan bir ülkede ortaya çıktığında etkileri daha da fazla olmaktadır.

Bu tür krizlerin diğer ülkeler üzerinde meydana getirdiği olumsuz etkilerde, o ülkelerin kriz ortaya çıktığı ülke ile olan ekonomik bağları olumsuz etkileniyor. Kendi ekonomik gelişmişlikleri ve ekonomik yapılarının sağlamlığı da belirleyici rol oynamaktadır. Küresel krizde doğal olarak gelişmiş ve ekonomik yapısı sağlam ülkeler ile az gelişmiş yada gelişmekte olan ve ekonomik yapısı yeterince sağlam olmayan ülkeler üzerinde daha farklı etkiler meydana getirmektedir.

Dolayasıyla küresel krizlerin işletmelerin finansal yapılarında da ekonomik olarak olumsuz etkilenmesi olağandır.

Bu krizden az zarar gören şirketlerimiz var. Bunlar Rusya-Ukrayna savaşından zarar gördüler. Ancak başka ülkelere ihracat yapan şirketler krizden daha az etkilenmektedirler. Onun için küresel krizlere rağmen Kahramanmaraş sanayi kuruluşları krizden en az etkilenen şirketlerimiz oldu. Firmalarımız ihracatlarını her geçen gün artırmaktadırlar.