Yol arkadaşım Eğitimci Yazar İbrahim Gülsu, Ana Haber Yorum Gazetesindeki son yazısına “Tüyleri Ürperten Olaylar veya Hafızamızı Tazeleme” başlığını kullanmış. Yazısının bütününü okuduğunuzda, geçmişten günümüze ülkemizin teknolojik ve bilim anlamında neden geri kaldığını veya kaldırıldığını; sanki gizli bir elin ülkemizdeki gelişmeleri engellediğini belirterek son söz olarak aynen şunları yazmış.

“Ülkemizin ilgisizliğe terk edilmiş altın beyinlerinin çabaları ve bu çabaların karşılık bulmaması. Beyinlere yapılan sabotajlar ve ihanetler. İşte bunlardan birkaçı diyerek bu yazısında ülkemizdeki ilim ve teknolojik alanında yaptırı atılımların bir el tarafından durdurulduğunu bir çok örnekler ve belgeler sunarak belirtirken yazısının sonunda ise şunları yazmış. “ Kalkınma, büyüme, çağın bilim ve teknolojisinden faydalanma bir inanç, ideal, aşk işidir. Şartlar ne kadar vahim olursa olsun inanmış insan zoru başarır. Bir ülke için en büyük güç inanmış insandır. Bu ülke; bilimin, teknolojinin öncüsü olmaya, süper bir güç olmaya Türk ve İslam dünyasının lokomotifi olmaya mecburdur. Bu konuda her türlü imkana sahiptir. Yeter ki Fatihler surların kapılarını açmadan önce, toplumun, insanların ufuklarını açsın. Çünkü fetih önce ruhlarda, gönüllerde başlar.

Sonuç olarak, 21. yüzyılda şerefimizle yaşamak istiyorsak, kültürümüzü ve medeniyetimizi korumak, geliştirmek istiyorsak, ülkede ilmi zihniyet inkılabı gerçekleştirmeliyiz.

Uyuyan medeniyetimizi uyandıracak, iki yüz yıldır devam eden çözülüşümüze “Dur!” diyecek; kılavuzu sadece ilim, hikmet ve tecrübe olan, bu aziz milletin gönlündeki sosyal enerjiyi ateşleyecek; İslam dünyasına ve insanlığa rehber olacak seçkinler topluluğunun, diriliş neslinin, öncü neslin ortaya çıkacağı anı sabırsızlıkla bekliyoruz…”

BEKLENİYORSA YAPMAMIZ GEREKENLER VAR

Rahmetli Nurettin Topçu “Kırk sene hocalık yaptım, mabede nasıl girdimse sınıfa da öyle girdim!” demiştir. Unutmayalım ki, bütün ilimler insanı Allah’a götürür…

Demek ki ülke aydınları, ülkemizin geleceği adına yeni nesle sahip çıkılması gerekiyor. Bu manada özellikle yetenekli ve zeki gençlere yatırım yapılarak, asrımıza imza atacak buluşlar sergilemeleri gerekmekte.

Evet;  İlim güçtür, gücü elinde tutan, kuvveti de elinde tutar. Bunun için gençlerimizi geleceğin bilim dallarında,  yetiştirelim, karanlık güçlerin de onların buluşlarını engellemesini önleyelim, tedbirler alalım…

Bakınız bu günlerde Corona Virisin patentini alan şeytanı akıl sahipleri tarafından hayata geçirilen bir proje ile karşı karşıyayız.  Bir doktorumuz televizyondaki konuşmasında bir çağrıda bulunarak dediler ki: “ Biyolojik silahı üretenlere karşı, onları durduracak bilim adamlarına ihtiyaç var, bu nedenle robotik teknoloji, biyolojik ve fizik dallarında gençlerimize daha fazla yatırım yapılması gerek…”

Dediğimiz şu, şeytanı aklın bir hesabı kitabı var ve şeytanca projeler üretiyorlar, biz ise onların projeleri hayata geçtikten sonra anlamaya çalışıyoruz değil mi? Peki bizim genç beyinlerimiz “Hak için Halk uğrunda bilim yapsalar da şu şeytanı aklın oyununu bozsalar olmaz mı?  Biz Müslümanlar galiba dinimizin bize yüklediği mesajları tam algılayamadık, bu bağlamda istenen düzeyde değiliz, ne dersiniz yanılıyor muyum? Yani Müslüman tefekkür ve ilim yapmak adına okumalı ve deneyler yapmalı…

Diyeceğim şu ki dostlar. İLMİ ELİNDE TUTAN, KUVVETİ YANİ İKTİDARI, YÖNETİMİ, PARAYI HER NE İSE HERŞEYİ ELİNDE TUTAR. Bu gücü Müslümanlar tutarsa, iyilik yolunda Allah için kullanır ama kötülerin elinde olursa bu günkü gibi milyonlar ölüm ile karşı karşıya kalır.

Bunun için biz Müslümanlar İslamı yeniden anlamak ve anlatmak zorundayız. İslam sadece ibadetler zinciri değildir! Tefekkürü ve tevekkülü yeniden ya da doğru yorumlamak gerekiyor.

İnsanlığın, insanca yaşamını devam ettirmesi için Müslümanların bilim, akıl, vicdan ve deneylerle yeniden buluşması gerek. Tabir yerinde ise yeniden Müslüman olmamız gerekiyor.

Yeni bir Asr-ı Saadet istiyorsak, bunu yapmak zorundayız. Bakınız, Kabe’nin yalnızlığı ve siyah elbisesi bize çok şey anlatmıyor mu. Tabi anlayanlara…

Kalın sağlıcakla.