Tecessüs, sözlüklerde bir haberi araştırmak, en ince detaylarına kadar öğrenmek anlamı taşıyor. Tabi ki bu iş biraz merak ve uzmanlık gerektirir. Her aklı selim insan da duyduklarına ve okuduklarına karşı ön yargısız olmalı, hemen haberin üzerine atlamamalı diye düşünüyorum. Çünkü, her söz söz değildir bazıların arkasında hinlik aramak gerekiyor. Neyse…

Cemil Meriç Benim Ülkem isimli kitabında bu konuda şöyle bir değerlendirme yapmış: “Tecessüsümüz yeni fetihlere kanatlanırken, gündeliğe, bayağıya, alışılmışa takılıp kalan bir dikkat ne kadar zavallı!” Yapacağımız araştırmaların çoğunu kitaplara baş vurarak yapıyoruz, bu konuda da: “Meçhule açılan bir kapıdır kitap. Meçhule, yani masala, esrara, sonsuza…”

Evet, tecessüsümüz aramak ve araştırma yapmak olmalı, neyi, nasıl niçin ve nerede aramamız gerektiği çok önemli; öyle ya aradığını aradığında bulamamak da vardır hayatta, çok kitaplar okudum şahsen aradığımı bulamadım, yaktığım kitaplar bile vardı.

Yine çeyrek asırdır gazetecilik yaparım, yüzlerce konferansla katıldım, konuşmacının anlattıklarından bir şey anlamadım oldu, çok şey öğrendiklerimde vardı. Şunu söylemek istiyorum, neyi, nasıl hangi kaynağa baş vurarak aramasını bilmekte önemli.

KAİNAT KİTABI VE KURAN

İnanmış bir insanın en temel kaynağı kainat kitabı ve Kur’an-ı Kerim olmalı. Sonra iman ettiklerini araştırman gerekiyor. Öyle ya Yaratan’ın varlığı konusunda ‘şüphelerin’ varsa aradığını bulamazsın, boş kalır ya da yarım pay verirler insana…

Demek ki, Esmalara tecessüs etmeli bir insan, yani Yaratan’ı aramalı, bunda ısrar etmeli, sıkıntılara göğüs germeli, en pratiği de bilenlerin dizinin dibine oturmalı. Ancak yine bulamayabilirsin, her nimetin bir külfeti vardır.

Ancak her arayan bulamaz diyoruz ama bulanlar kesinlikle arayanlardır. Sonra Rab’bil alemine sen bir kulaç yaklaşsan, o sana çok daha fazla yaklaştığını hissedersin.

Bu his kimi zaman gözyaşıdır, kimi zanan nimet ve diğer rahmetler. Ardından acılar sana bal gibi gelmeye başlar. Dertleri zincir yaparsın, şairin dediği gibi bu dertlerin aslında senin şifan olduğunun farkına varırsın.  Çünkü biliyoruz ki her nimet bir imtihandır.

GİZLİ KALMASI GEREKENLERİ ARAŞTIRMAMAK

Kur’an-ı Kerîm’de tecessüs ve tahassüs mastarlarından birer fiil bulunmakta olup ilkinde (el-Hucurât 49/12) suizan ve gıybetle birlikte tecessüs de yasaklanmış, ikincisinde (Yûsuf 12/87) Hz. Ya‘kūb’un Yûsuf’u ve kardeşini aramak için Mısır’a gönderdiği oğullarına verdiği tâlimat içinde, “Yûsuf ve kardeşiyle ilgili bilgi toplayın” şeklinde bir cümle yer almıştır.

Tahassüs kavramının burada iyi niyetle bilgi toplamayı ifade ettiği görülmektedir. Buna karşılık Hucurât sûresindeki tecessüsten insanların gizli kalmasını istedikleri hallerine vâkıf olmak için yapılan kötü niyetli araştırma eylemi kastedilmiştir.

İşte burada insanların özel hayatlarının araştırmasının yanmış olduğu ortaya çıkıyor. Şimdi bizim diyemeyeceğim bazı televizyon kanalları var, bunlar ailenin gizli kalması gereken sırlarını ortaya çıkartarak yanlış yapıyorlar. Aile müessesesi yara alıyor hatta sallanıyor. Geçen Cumhurbaşkanımız bu konuda çok ciddi cümleler söyledi ancak muhatapları hala o yıkıcı programlara devam ediyorlar.

İşte sözde aydın geçinenler, okumak için okuyorlar, bilgilerin hamallığını yapıyorlar, hatta toplumun değerlerini yıkıp, zehir saçıyorlar.

Evet okuyacağız, içimizdeki meçhul alemin kapılarını açacağız ancak her bildiğimiz doğruyu da her yerde söylemeyeceğiz, çünkü bu aynı zamanda bir hazım sorununu da ortaya çıkartabilir.

Velhasıl dertliyiz tecessüs edemediğimiz için, bunun içinde karanlıklar aydınlanmıyor, her gün insanlık biraz daha fazla dertle karşı karşıya bırakılıyor. İşte Corona…

Peki kalın sağlıcakla.