Önce şükür ederek başlayalım, hep birlikte Rahmete şükürler olsun. Kurak ama çok kurak bir kış geçiriyoruz. Hani derler ya benim yaşım atmış, böyle bir kuraklık görmedim. Tıpkı bunun gibi gerçekten, kışımız bahar oldu! Şahsen korkuyorum, kendimi yargılıyorum, acaba hangi günahımızın bedeli böyle bir kuraklık ve pandemi sıkıntısını getirdi, diye.

Meselenin ilahi boyutunu anlamayanlar, bilmeyenler işi hemen küresel ısınmayla anlatmaya çalışıyorlar. Yok öyle değil kardeşim, küresel ısınma dediğin şeyin sebepleri yine Allah’ın koyduğu doğa yasalarının çiğnemekten gelmiyor mu?

İnsan doğayı ve onun verdiği nimetleri hor kullanıyor. Ormanlar, park alanları, sular ve hava kir ve pislik içinde bırakılıyor. Nimete saygı ve şükür kalmadı! İşte bunun sonucu doğal denge bozuluyor. Allah’ın bize verdiği dünya ve içindeki nimetlere ihanet ediyoruz.

Cenabı Allah bana göre bizleri hırslarımızdan uzaklaşıp, şükre yönelme konusunda uyarıyor. Ey kullarım, ekmekleri çöpleri atmayın, suyu israf etmeyin, ağaçları ve hayvanlara kıymayın, onları size emanet ettim, sizi halife kıldım yeryüzüne neden emanete ihanet ediyorsunuz, dikkat edin mesajı veriyor.

Bakınız açlık, kıtlık, savaş, susuzluk bunlar zor şeyler. Hele hele günümüz insanı bu zorluklara dayanamaz. Bizim çocukluğumuz zor yıllara rast geldi. Yokluğu biliriz öyle ki sabah kahvaltımızda üç zeytin, çeyrek ekmekten başka bir şey olmazdı. Yanında çay ya da yağsız çorba bulsak bayram ederdik.

Allah kimseyi gördüğü günden geri koymasın derdi Annem rahmetli. Şimdiki nesil için bu daha da geçerli, çünkü yokluk, açlık, kıtlık, savaş, çatışma görmediler.

YAĞMUR BOMBASININ GÜCÜ YETMEZ

Kuran’da Rum Suresi 48. Ayette “Cenabı Allah, rüzgârları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah, onları dilediği gibi, (bazen) yayar ve (bazen) yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın sevinirler!”

İnanın aynen öyle oldu, Rab’bimin söylediği gibi sevindik, şükür secdesi de yaptık, çünkü her nimet şükür gerektirir.

Şükür nimetlerin süsüdür!

Şükür nimeti artırır!

Bunun için sahip olduklarımıza değil, sahip olduğumuz nimetleri bize verene şükür etmeliyiz.

PAYLAŞTIKÇI SIKINTILAR AZALIR

Evet bu günlerde insanlık olarak sıkıntılar yaşıyoruz, kimimiz dükkanımızı kapattık, kimimiz aylarca hastanelerde solonum cihazına bağlandık.

Eğer, yaşadığımız sıkıntılara isyan etmez de şükür edersek, inşallah sonunda imtihanı geçip, Allah’ın has kulları arasındaki yerimizi alırız.

Değerli dostlar, imtihanımızı Cenab-ı Allah inşallah hafifletecektir, çünkü O; “Her güçlükten sonra bir kolaylık vardır!” buyurur.

Biz Allah’ın kulları bunu inanırız, ancak şeytanlar hadiselere böyle bakmazlar, onlar bu hadiseleri küresel ısınmaya bağlarlar. Kendilerince yaşadığımız sıkıntıları fırsat bilerek bizi Allah’tan, dinimizden, değerlerimizden uzaklaştırmaya çalışırlar. Bu bağlamda küfür tek millettir. Ancak iman edenler de tek millettir. Eğer bu dönemi el ele verirsek, olanlar olmayanlara yardımcı olursa ki, bir Müslüman zor zamanlarında da şükür edip, fakir fukaraya veren insandır. Böyle olursa, şeytan ve aveneleri değil, biz inananlar kazanacağız.

Öyleyse gelen hep beraber şükür edip, verdiği nimetler için Elhamdülillah diyelim.

Allah’ın has kulları böyle yapar, Hayır ve Şer Allah’tan buna iman eder, dolayısı ile yağmuru ve diğer nimetleri bize veren Allah’a çok anmak gerekiyor.

Peki kalın sağlıcakla