Sosyal demek Bir topluma ayrı ve müstakil bir varoluşa sahip olduğuna inanılan insan topluluğuna ilişkin Her çağın kendi idealine göre gördüğü tarzdır.
Sosyal, yaşantımızda sık kullanılan kelimelerden birisi olarak karşımıza çıkar.
Medya ise bilinçlendirme aracı…
Hem sosyal medyada hem de gündelik yaşantıda kullanılan sosyal kelimesi, uzun zamandır yanımızda. 
Sosyal medyanın toplumsal ve siyasal etkisi o kadar artıyor ki artık kendisi başlı başına bir tartışma konusu haline gelmiş durumda. 
Siyaset, medya, iş dünyası ve akla gelebilecek her sektör sosyal medyada kendisini gösteriyor. 
Zira bu mecraları etkili kullanamayan sektörlerin, kişi ve kuruluşların rekabette dezavantajlı olacağını söylemek şaşırtıcı olmaz.
Sebebi çok açık…
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal medyaya olan ilgi sürekli artıyor. 
Dünyada sosyal medya kullanıcısı 4 milyara yaklaşırken Türkiye nüfusunun %64’ü sosyal medya kullanıcısı… 
Instagram, Facebook, Twitter, Youtube kullanıcı sayısı en yüksek olanlar. 
Türk insanı her gün internette ortalama 6-7 saat takılıp kalıyor.
Hal böyle olunca bilgi paylaşımı, habere ulaşımı ve günlük yaşamsal sistemi bakımından sosyal medya milyonlar üzerinde ciddi bir belirleyici haline geliyor. 
Dinamik bir veri havuzuna dönüşüyor. 
Sosyal medyada yapılan istatistik ve analizler çoktan bilimsel makalelerin dayanak noktası olmayı başardı. 
Özellikle TV, gazete vb geleneksel medya ağı gücünü koruyabilmek adına sosyal medya ile ilişkisel kalma zorunluluğu yaşıyor.
İşte böyle bir süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından sosyal medyaya ilişkin yasal düzenlemeler hız kazanacak gibi görünüyor. 
Tartışmayı yeniden alevlendiren gelişme ise Hazine Bakanı Berat Albayrak ve ailesine yönelik insanlık dışı saldırı… 
Daha önce başka örnekleri de olmuştu. 
Bu saldırıların topyekun karşısında olmak gerek… 
Başta siyaset kurumu sosyal medyada gerginleştirici, kutuplaştırıcı söylemlerden uzak durmalı!
Tabi unumamak gerek sosyal medyanın faydalı yönleri kadar zararlı yönlerinin de dikkate alınması gerekiyor. 
Sahte hesaplar, profiller üzerinden hakaret, saldırı ve manipülasyon yapanlara izin verilmemeli. 
Bu ağların Türkiye’de bir temsilcilikleri yok. 
Büyük ölçüde vergi vermiyorlar. 
Nihai hedef bunu sağlamak olmalı. 
Ama kısa vadede “ifade özgürlüğünü” tartışmaya açmayacak yasal bir düzenleme şart. 
Siyasi partilerin önerisi irdelenmeli. 
Ortak akıl işletilmeli. 
Bu tarz bir düzenlemeye toplumun da destek vereceğine inanıyorum.