Son yıllarda moda oldu bina yıkmak. Kentsel dönüşüm adı altında yeni binalar da yıkılır oldu. Neden diye sormak istiyorum, neden? Oysa yıkılması gereken o kadar çok ucube ve çürük bina var ki. Ama illa sağlam binalar yıkılacak ve yıkılıyor da. ‘Neden bu yeni ve sağlam binalar yıkılıyor?’ diye sormak istiyorum. Hele de başkanların vaadi olan başta Tekke ve diğer plansız ve karmaşık mahallelerin dönüşümü dururken… Başkanımız neden birden bire Sarı binaya (Özel idare iş merkezi) odaklandı? Oysa yıkılması ve dönüştürülmesi gereken o kadar çok ve öncelikli yerler var ki. Hele de şu ekonomik sıkıntılar içinde, zira daha şu günlere kadar parasızlıktan şikayet ediliyordu.

Şimdi ‘SARI BİNA neden yıkılmak isteniyor, neden?’ diye sormak istiyorum.

Dünyanın en saçma binası olduğu için mi? Dünyanın en saçma binasının bizde olmasının ne mahsuru var. Hollanda’daki ters evler çok daha mı güzel veya mantıklı? Çirkin bir görüntü oluşturduğu için mi? Binevlerdeki on üç katlı bina ile yan yana duran beş veya üç ya da yedi katlı binalar daha mı güzel? Hiç bu yeni yerlerdeki saçmalığa dikkat ettiniz mi? Ölçüsüz dengesiz binlerce bina varken neden en sağlam ve dayanıklı binayı yıkmaya odaklandık?

2 bin metre karelik arsası çok büyük bir park olacağı için mi? Avuç kadar park için milyonları harcamak bu binadan daha saçma bir iş yapmak olmaz mı? Yoksa Maraş’ın en sağlam binası olduğu için mi? Maraş’ta temeli en derin bina olduğu için mi? Zira temelin sağlamlığını ve temelin derinliğini ve binada kullanılan malzemeyi bilen bilir. Oldukça maliyetli ve sağlam yapılan bu yapıyı yıkmak kime ne kazandırır? O kadar sağlam ve büyük ki yıkım maliyeti milyonları buluyor.

Yapılması gereken o kadar çok yeni hizmet dururken kentsel dönüşümü bekleyen mahalleler varken neden yeni ve fuzuli masraflar açılıyor? Seçim vaadi olarak verilen projeler dururken bu da nereden çıktı demeyecekler mi?

Bu bina daha önce de satılmak ve yıkılmak istendi, ama kimse almadı yetkililer yıkmayı planladı. O da astarı yüzünden pahalı olduğu için yapılmadı ve kullanmaya devam kararı alındı. Peki, şimdikiler neden bu büyük masrafın altına girmek istiyor hem de ekonomik olarak sıkıntı yaşanılan bir dönemde?

Yetkililer binayı büyük bir masraf ile yıkmak yerine, neden daha kullanışlı yapmayı düşünmüyor? Hazır ulusal medyada da gündem olmuşken neden bunu turizm olarak değerlendirmiyor? Neden tepesine veya ara boş katlara cam teras yapılmıyor veya kafelere, lokantalara ve pastanelerin kullanımına açılmıyor?

Bırakın dünyanın en saçma binası bizde olsun zira bu aklını kullanan için ayıp değil bir kazanç kapısıdır. Yıllar önce ne demiş Zeki Müren; Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Ne güzel hazır reklamımız oldu. Nasıl olsa bu çirkinliği mühendisler odası veya öyle bir kurum yapmadı. Dünyanın en saçma binası adını yine Maraş’ımızın yerel basını koydu. Saçma bina diye haber yapıldı ve binanın adı öyle kaldı. Bence bunda da utanılacak sıkılacak bir durum yok. Dünyanın en meşhur kulesi (çıkmak için 100 Euro verilip bir buçuk saat bekleniyor) olan EYFEL KULESİ de yapıldıktan sonra saçma ve çirkin bulunarak yıkılmak istenmiş ama astarı yüzünü geçtiği için yıkılmamış ve o çirkinlik şuan milyonlar kazandırıyor.

Kolaya kaçmak ve yıkmak bir seçenek ama bu seçenekte milyonlar harcanacak ve milyonlar boşa gidecek. Milletin parası çarçur edilecek. Buna yapım maliyetini de eklediğinizde o kadar para heba olacak. Biz bu kadar zengin bir devlet veya şehir değiliz. Bunun vebali ve günahı büyüktür, ben şahsen o binayı yapana da yıkana da hakkımı helal etmiyorum.  Yapanlar için artık olan olmuş diyebiliriz. Eskiden bir yanlış yapılmış ama bu yanlışı ikinci bir yanlışla düzeltemezsiniz. İki yanlış asla bir doğru etmez. Oraya harcayacağınız para ile oraya yapacağınız parkın on katını ve daha güzelini başka yerlere yapabilirsiniz. Kolayı seçmeyin, kolaya kaçmayın ve halkın parasını çarçur etmeyin.

İlla yıkmak istiyoruz diyorsanız, yapacak tek şey var. Bu binanın yapım ve yıkım maliyetini halka açıklayın ve yıkım kararını halka bırakın. Yıkım kararı çıkarsa o zaman yıkın, yıktığınız zaman da eliniz güçlü olur ve bizler sizi eleştirdiğimizde ‘Halka sorduk, yıkım kararı çıktı ve biz de yıktık’ dersiniz bizden de kurtulur, bizi de susturursunuz.

Şimdi anladınız mı, Avrupa’nın şehirlerinde hatta köylerinde onlarca tarihi bina ve yapı varken bizde neden yok? Siz sarı binaya odaklanıyorsunuz ama şehrimizde ve ülkemizde bir sürü okul çürük çıktı ve yıkılacak. Kimseye hesap sorulmuyor yapanın da yıkanın da yanına kar kalıyor. Önce bu okulları ve gereksiz binayı yapana, onu onaylayana ve teslim alana hesap sorulacağına, bu binalar yıkılıyor. Kimseye kimse hesap sormuyor belki de hesap soran ceza alıyor. Bizde anlayış devletin malı deniz… Yazıktır, günahtır, kul hakkıdır, miri malıdır.

Neymiş efendim, ‘Ülkemizin köklü zengin bir tarihi ve geçmişi varmış. İnsanlarımızın köklü bir kültürü ve düşünce zenginliği olmadıktan sonra ülkemizin köklü bir geçmişi ve tarihi olsa ne yazar.