Esenler Medipol Üniversite Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nden Doç. Dr. Çiğdem Arslan, toplumun yüzde 20'sini etkileyen ve tedavi edilmediğinde ciddi hastalıklara yol açan kabızlığın tedavisinde kullanılan son yöntemi anlattı.

Doç. Dr. Çiğdem Arslan, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Kronik kabızlık hem yaşam kalitesini bozuyor hem de bağırsak divertikülleri, kolorektal kanserler ve hemoroid, çatlak gibi proktolojik hastalıklara zemin hazırlıyor. Hastaların çoğunda kabızlığa neden olabilecek somut bir neden görünmüyor. İdiopatik kabızlık olarak adlandırdığımız bu durumda hastalara bol lifli beslenme, dışkı yumuşatıcılar ve bağırsak hareketlerini hızlandırıcı bazı ilaçlar öneriliyor. Mevcut beslenme önerileri ve ilaç tedavileri kronik kabızlık çeken hastaların ancak yüzde 30'unda rahatlama sağlarken, bu hastaların büyük kısmı geçici ya da kısmi fayda görüyor ve çoğu dışkı yumuşatıcı ilaçlara bağımlı şekilde hayatlarını sürdürüyor.”

Hastalıkların temelinde mikrobiyata faktörü

Bağırsaklarımızda yaşayan mikroorganizmaların öneminin son 10 yılda daha iyi anlaşıldığını ifade eden Doç. Dr. Çiğdem Arslan, “Doğumdan itibaren oluşan ve genellikle ilk 5 yılda şekillenen bağırsak floramız iltihabi bağırsak hastalıklarından kansere, şeker hastalığından obeziteye çok sayıda hastalıkla ilişkili olabilir. Bağırsak floramız yani mikrobiyatamız doğum şekli, beslenme, antibiyotikler, yaşam biçimi ve genetik yapı gibi çok sayıda faktörden etkilenir. Vücudumuzda yaşayan milyarlarca mikroorganizmanın hem birbiriyle hem de bizimle uyumlu kompozisyonda olması sağlıklı bedensel faaliyetlerin sürmesi için elzemdir” dedi.

“Bazı gıdalar neden dokunur”

Özellikle gaz, şişkinlik, kabızlık, huzursuz bağırsak gibi yakınmaları olan hastalarda basit beslenme değişiklikleriyle bağırsak florası değiştirilerek rahatlama sağlamanın mümkün olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Çiğdem Arslan, “Bazı gıdaların size dokunuyor olması, sağlıklı beslenmenize karşın halen kabızlık çekmeniz, gıda alerjileri, stres altında bağırsak düzeninizin hemen bozulması mikrobiyatanızın size verdiği uyarılardan ibarettir” bilgisini verdi.

“Ne yiyorsak oyuz”

Doç. Dr. Çiğdem Arslan, laboratuvar ortamında yapılan kapsamlı mikrobiyata analizinin ardından kişiye özel düzenlenen kişiselleştirilmiş tedavinin son derece etkili sonuçlar verdiğini açıklayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Başta kronik kabızlık, huzursuz bağırsak sendromu (İBS), hemoroid, makat çatlağı gibi proktolojik hastalıklarda uygulanan mevcut tedavi seçenekleri hem hasta hem hekim için kalıcı ve tatmin edici sonuç vermiyor. Kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımı başarılı ve etkin bir yöntem olarak öne çıkıyor. Unutulmamalıdır ki sağlıklı sindirim sistemine yalnızca beslenmenizi ve yaşam tarzınızı değiştirerek sahip olmak mümkün.” 

Editör: Haber Merkezi