Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, halk arasında gizli kalp, tıbbi adıyla ‘sessiz iskemi' olarak bilinen hastalığa ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kalp damar tıkanıklıklarının yaklaşık yüzde 20'sinde görülen sessiz iskemi hastalığının bazen ölümden sonra tespit edilebildiğini belirten Prof. Dr. Boztosun “Gizli kalp hastalığı olan kişiler, kalp krizinin tipik bulguları olan göğüste sıkışma, yanma, sol kola vuran ağrı gibi şikayetler olmadan kalp krizi geçirebiliyor. Kalp damarlarında tıkanıklığı olan kişiler özellikle efor esnasında ağrıyı hissederek dinlenmeye geçer. Bu uyarı sayesinde kendilerini zorlamaktan kaçınarak doktora daha erken başvurabilir. Ancak gizli kalp hastalığı olanlarda göğüs ağrısı gibi erken uyarı mekanizması olmadığı için istirahate geçmezler, spor yapmaya ya da kalbi zorlamaya devam ederler. Bu da sonuçta kalp krizinin oluşmasına zemin hazırlar. Bu sebeple gizli kalp hastalığı olanlar doktora geç başvurur. Bu hastalarda kalp krizine bağlı ölüm riski normal kalp krizi geçirenlere kıyasla en az 2 kat daha yüksek” dedi.

"Şeker hastaları özellikle gizli kalp krizi açısından riskli grubu oluşturuyor"

Ağrısı olmayan, yalnızca nefes zorluğu, halsizlik, bulantı, kusma ve terleme şikayetlerinin de gizli kalp hastalığı bulgusu olabileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Boztosun, risk altında bulunan grupları şu şekilde sıraladı: “Şeker hastaları özellikle gizli kalp krizi açısından riskli grubu oluşturuyor. Yapılan çalışmalarda ileri evre kontrolsüz şeker hastalığı olanlarda gizli kalp hastalığı riski yüzde 60'a ulaşabiliyor. Yine aşırı kilolu bireyler, kronik akciğer hastalığı, uyku apnesi, total kolesterol 240 mg/dl üzeri veya LDL kolesterol 160 mg/dk üzeri veya HDL kolesterol 35 mg/dl altı olanlar, yoğun sigara tüketenler ve kadınlarda gizli kalp hastalığı riski daha yüksek. Yine ileri yaşta, kalp nakli öyküsü olanlarda da gizli kalp hastalığı riski daha fazla. Risk faktörleri olan kişiler mutlaka şeker, kolesterol tetkiklerini yaptırmalı tansiyon değerlerini ölçtürmeli".

"Ani tansiyon değişikliğine dikkat"

Ani yükselen tansiyonunda gizli kalbin erken dönem uyarısı olduğuna işaret eden Boztosun, “Daha önceden tansiyon yüksekliği olmaması, fakat aniden ortaya çıkan yüksek tansiyon şikayeti krizin erken dönem önemli bulgusu olabilir. Yeni başlangıçlı ani yükselen tansiyonu olan bireyler de mutlaka gizli kalp hastalığı açısında gerekli kontrolden geçmeli. Belirli periyodlarla check-up kontrolleri olası ileride gelişebilecek kalp krizi riskine karşı korunmada mutlak fayda sağlar. Bu hastalarda kalp damarlarında darlıklar olabileceği şüphesi ile elektrokardiyografi, ekokardiyografi yani kalp ultrasonu, efor testi, kalp sintigrafisi, koroner BT anjiyografi (sanal anjiyo) gibi incelemeler yapılır. Darlık tespit edilen hastalardan uygun olanlarda, kalp damarları balon ve stent gibi yöntemlerle açılır. Cerrahi işleme uygun olan hastalarda, açık kalp operasyonu yapılır. Sağlıklı bir yaşam biçimini benimsemek çok önemli. Doymuş, katı yağlardan fakir, günlük toplamda tüketilen tuz miktarının bir çay kaşığını aşmayacak şekilde olması, sigara içilmemesi, bel çevresini erkeklerde 94 cm, kadınlarda 88 cm'nin altında tutmaya çalışmak, haftada en az 5 gün, minimum toplamda 1 buçuk saat orta tempolu egzersiz yapmak olası kalp krizinden korur" ifadelerini kullandı. İHA

Editör: Haber Merkezi