Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can 1,5 yıllık rektörlük çalışmalarını anlattı. Bunun başında Diş fakültesinin açılması ve aktif hale getirilmesi. Aktif olmayan fakültelerin kapatılması, aktif olan bölümlerin güçlendirilmesi ve kapasitelerinin arttırılması için yaptıkları çalışmalarını dile getirdi.

Geçtiğimiz hafta Rektör Niyazi Can’ın basın ve sosyal medya ile bir araya geldiği akşam toplantısında, önemli sorular soruldu. İlk soru: Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında ilk 500’e giren İstanbul Üniversitesinden başka bir üniversitenin girememesini nasıl karşılıyorsunuz? Bu soruya yanıt vermedi…

İkincisi, ilk ve orta dereceli okullarda yapılan sınavlarda 70 ülke arasında Türkçede 52,Fende 50, anlatılanı anlamada 46. sırada olmasının nedenleri? Bu sorular elbette yalnız KSÜ’nün sorunu değil ama üniversitenin birçok branşta öğretmen yetiştiren fakülteleri var. Bu soruya da yeterli yanıt vermedi. Çünkü eğitim sisteminde eksen kaymasının olduğunu hepimiz biliyoruz.

Prof. Dr. Ziya Selçuk’un özel sektörün içerisinde gelmesi bu eksiklikleri gidermesi için Milli Eğitim bakanlığına getirildi! Milli eğitime ayrılan bütçe önemli miktarda artırıldı. Ama bunların henüz getirisi görülmedi… Eğitime yapılan yatırımlar uzun vadeli ve geleceğe yapılan yatırımlardır. Bu yatırımların karışlığının kısa vadede alınması mümkün değil. Bunlar uzun soluklu yatırımlardır. Zaman içerisinde kesintisiz olarak uygulanması gerekiyor.

En büyük yatırımın insana olan yatırımlar olduğunun bilincindeyiz. Bizler ülkemizi o gençlere emanet edeceğiz. Onlar bu ülkeyi alıp daha yükseklere taşımak zorundalar. Diğer bir açıdan, gelişmiş ülkelerin sanayi ve teknolojik olarak çok gerisindeyiz. AR-GE ve yatırımların geç kalması, aradaki farkın bu kadar açılmasına neden oldu... Teknoloji her geçen gün yeni buluşlarla tanışıyor. Ama umutsuz olamayız. Gençlerimizde ülkemizin çağdaş medeniyet seviyesinde ve teknoloji ile ilgili buluşlarıyla dünyaya örnek olmalarını bekliyoruz.

AR-GE ve dünya rekabetinde yerimizi almamız için üniversitelere büyük görevler düşüyor.  Gelişmiş ülkelerde yeni yeni buluşları üniversiteler gerçekleştiriyor. Onun için yüksek eğitim kurumlarına yatırımlar yapılıyor.

KSÜ buluşlar yapmaları için Teknokent ve ÜSKİM’i kuruldu. Bunun yanında devlet üniversitelerinin tamamına yakınına Teknokentte modern laboratuvarları mevcut. Ama ne yazık ki günümüze kadar bu Teknokentler sorgulanmadı. Teknolojinin tüm araç ve gereçlerine sahip olmalarına rağmen, üniversitelerden bizleri mutlu edecek bir haber alamadık. Günümüze kadar…

Bu buluşları sanayi sitelerinde çalışan” Mehmet usta, Ahmet usta “bulmayacak. Elbette onların tecrübelerinden istifade edilebilir. Ama büyük sorumluluk üniversitelere düşüyor.

İşte devasa kuruluşlara sahip olan Üniversiteler bu görevlerin üstesinden gelemeyince. Dünyanın en iyi üniversiteler arasından ilk 500 ‘e İstanbul Üniversitenin girmesini acaba rektörlerimiz ve akademisyenlerimiz nasıl karşılıyor?

Milli ve insani değerlerle birlikte sorgulayıcı zihin, analitik düşünce olmazsa olmazdır.

Bunun yanında temel eğitim de notumuz kırık vaziyette. Herhalde bu eksiklerimiz temel eğitim sisteminden de kaynaklanmış olmasın? İşte bunun çözümü yine Rektörlere ve Akademisyenlere düşmüyor mu?

Bu ülkenin kıt imkânlarına rağmen üniversitelerimize büyük yatırımlar yapıldı. Halen yapılmakta.

Bu konuda ilimde ve teknolojide bir seferberlik yapmanın zamanı gelmedi mi?

Eğer gelmedi diyorsanız?  O zaman onlar üretir bizlerde tüketiriz…

Bunları anlatabildim mi Sayın Rektörüm…