Ülkemizde insanlar kelimelerin ya anlamını bilmiyor ya da kelimelere kendileri farklı bir anlam yüklüyor. Demokrasi diyorsun bu ülkede olmaz burası farklı diyorlar. Özgürlük diyorsun burada olmaz diyorlar. Adalet diyorsun işin ucunu alamayız diyorlar. Ve bu kelimelerden çok korkuyorlar. Bu nedenle bu kelimelere kendilerince farklı anlamlar yüklüyorlar. Ülkemizde moda oldu ‘Türkiye’de olmaz, Türkiye başka, biz Avrupa’ya benzemeyiz’ demek. Neden acaba? Türk insanı diğer insanlardan farklı mı? Türk insanı idrak etme kabiliyetine sahip değil mi? Türk insanı Avrupalı gibi zeki ve çevik değil mi? Oysa Atamız başka diyor. Böyle düşünenler övündüğü Türklüğüne ve Türk insanına hakaret ettiğinin farkında değil galiba.

Evet, maalesef bizde bazı kelimeler evrim geçiriyor ve farklı bambaşka bir anlam kazanıyor. Bunlardan biri de ayrımcılık kelimesi, ayrımcılık dünyanın her yerinde birilerine farklı davranmak demektir. Bu olumlu veya olumsuz anlamda olabilir. Olumlu anlamda kayırmak olumsuz anlamda dışlamak faaliyetidir. Kayırdığınız veya dışladığınız kişi kim ve ne olursa olsun bu bir ayrımcılıktır. Olumlu ayrımcılık amiyane tabirle torpil yapmaktır. Bu nedenle ayrımcılık yaptığınız kişinin kadın, çocuk veya akrabanız olması yaptığınız işin yanlış olduğu gerçeğini değiştirmez. Siz kadına torpil yaparsınız, diğeri güzel kadına, bir diğeri mini etekliye, bir diğeri dindara, başkası akrabasına, öbürü ırktaşına vs. yapar.  Sizin dindara, kadına, mini etekliye, güzele, akrabanıza pozitif ayrımcılık yapmanız onun torpil olduğu gerçeğini değiştirmez. Zira hakkı olanı değil de, siz istediğinizi veya hoşunuza gideni size yakın olanı seçiyorsunuz.

Ayrımcılık kelimesinin sözlüklerdeki anlamına bakacak olursak. Ayrımcılık: Ayrımcı olma durumu. Belli insan öbeklerinin ayrımlaşmasını bilinçli bir biçimde gerçekleştirmeyi amaçlayan bir yönelimin benimsenmesi… Ayrıca: Bir kişi veya gruba belli özelliklerinden dolayı ön yargılı davranmaktır. Bu ön yargı pozitif veya negatif olabilir.

Dünyayı en iyi ayakta tutacak şey, ne eşitliktir ne de pozitif ayrımcılık. Dünyayı ayakta tutacak olan tek şey Adalet’tir. Günümüzde pozitif ayrımcılığı siyasetçiler ve belli bir konumda olanlar zaten akrabalarına, partizanlarına ve yakın eş dostuna yapıyor ve onları diğerlerinden önde tutuyor. Önemli olan adaleti sağlamaktır bu da kimsenin işine gelmiyor. İnsanlar kolayı ve popüler olanı seçiyor.

Günümüzde insani gibi gözükse de kötü niyetlilerin her zaman kullanabileceği POZİTİF AYRIMCILIK ilkesi maalesef çok tehlikelidir. Zaten hemen herkesin kısa yoldan köşeyi dönmek istediği, birbirine iftira atmada yarıştığı bir toplumda bazı kişilere verdiğiniz bu hak pozitif ayrımcılık değil, olsa olsa iftira atma önceliği olur. Birçok kadın bunu kullanmak isteyecek ve kullanacaktır da (saygıdeğer kıymetli hanımefendiler hariç). Sadece kadının beyanının esas alınması diye bir saçmalığın kabul edilmesi adaleti yaralar ve yaralamaktadır. Hadi çocuklar için söylense doğrudur ve birçok psikolog çocuğun durumundan yalan mı doğru mu söylediğini anlayabilir ve sorguda verdiği çelişkili ifadelerden yanlışı ortaya çıkabilir. Ama yetişkinler için bu durum geçerli değil.

Adalet olmazsa istediğinize pozitif ayrımcılık yapın veya verin, ülke ve insanlar arasında huzuru, mutluluğu ve güvenliği sağlayamazsınız. Böyle yaparak çıkarcılara utanmazlara, başkalarına iftira atma fırsatı vermiş olursunuz. Bu nedenle ben pozitif ayrımcılığı bazı utanmazlara ve fırsatçılara verilmiş bir fırsat olarak görüyorum ve bu utanmazlar ve fırsatçılar nedeniyle birçok masum insanın ceza aldığına veya alacağına inanıyorum.  Ayrıca pozitif ayrımcılığı insanları eşitlemenin getirdiği bir saçmalık olarak görüyorum. Eşitlik konusu daha sonraki yazımda olacağı için bunu burada kısa kesiyorum.

Ülkeyi düzeltmek ve ülkede huzur sağlamak birilerine verilen ayrıcalıklarla değil, adaletin sağlanmasıyla mümkündür. Adalet güçlü olursa kadın da erkekte, fakir de fukara da güçlü olur, haksızlığa uğramaz. Adaleti güçlü kılarsanız kadınlar ezilmez ve böylece onları ezilmekten korumak için onlara ayrıcalık vermenize gerek kalmaz. Önce adaleti hâkim ve güçlü kılın ardından bütün haksızlıklar ve eşitsizlikler ortadan kalkacaktır.

Bu nedenle kadınları koruma amaçlı da olsa, verilen bütün ayrımcılıklara (pozitif ayrımcılık dâhil) karşıyım ve adalet istiyorum. Düzeni sağlamanın yolu birilerine ayrımcılık vermekten değil Adalet’ten geçer. Bu nedenle Adalet, adalet, adalet...  İlle de A-DA-LET diyorum.

SAYGILAR…