28 Şubat döneminde dindarların üstüne kâbus gibi çöken darbeciler kapanmayan yaralar açtı. Devrin generalleri yargılansa da hapis yatmadı. Medya, siyaset ve sermaye ayağına dokunulmadı.

Tarihe “Postmodern Darbe” olarak geçen ve “bin yıl sürecek” denilen 28 Şubat darbesinin üzerinden tam 22 yıl geçti. Bin yıl sürmedi ancak o dönemde ortaya çıkan mağduriyetler toplumda derin izler bıraktı. Milyonlarca kişinin etkilendiği darbe sürecinde yaşananlar hafızalardaki yerini koruyor. O dönem dindarların üstüne kâbus gibi çöken askerler, yıllar sonra yaptıklarından dolayı hesap verdi. Ancak 28 Şubat'ın medya, siyaset ve sermaye ayağına dokunulmadı. 28 Şubat davasında sadece 21 kişiye ceza verildi. Ancak hüküm giyenler tutuklanmadı bile. Hukukçular, siyasiler ve STK'lar, soruşturmanın genişlememesinin toplumda derin yara oluşturduğu görüşünde.

MİLLETİ HORTUMLADILAR

O dönem Refah Partisi Trabzon milletvekili olarak parlamentoda yer alan Şeref Malkoç'a göre tertiplenme NATO eliyle ve ABD desteğiyle oldu. Türkiye'ye 28 Şubat'ta en büyük kötülüklerden biri yapıldı. Bugün Kamu Başdenetçisi olan Malkoç “28 Şubat'a destek veren iş adamlarına banka kurduruldu. Milletten mevduat toplanıp yüz milyar dolara yakın para darbecilerin yandaşlarına peşkeş çekildi. 28 Şubat, Türkiye'nin en az 50 yıl geriye gitmesidir. Türkiye'de demokratik mekanizmaların felç olmasıdır. NATO, ABD destekli yapılmış olan en büyük kötülüktür. Bugün bakıldığında bunlar çok daha net olarak ortaya çıkıyor” dedi.

24 MİLYON MAĞDUR VAR

Davanın müşteki avukatlarından Cüneyt Toraman, haklarında müebbet hapis cezası verilenlerin tutuklanmamasına şaşırdıklarını belirtti. FETÖ'cülerin 28 Şubat'ın tam ortasında yer aldığını ve darbecilere çıraklık yaptığını ifade eden Toraman şunları söyledi: 99 sanığa mahkeme tarafından tebligatlar yapılıyor. Medya ayağına ilişkin yürütülen soruşturma bu kadar bekletilmemeliydi. Hiçbir engel yok. 28 Şubat darbesinin 24 milyondan fazla mağduru var. Dünyada darbeden bu kadar mağdur olan geniş çaplı kimse yok. 28 Şubat 1990 yılında başlayıp 2002 yılına kadar sürdü. Etkileri de 2007 yılına kadar devam etti. 28 Şubat darbesinin en önemli delili olan Batı Çalışma Grubu aleyhine bir dava açıldı. Sadece 28 Şubat'ta kilit rol oynayan Batı Çalışma Grubu yargılandı. Batı Çalışma Grubu o dönem deşifre edilmişti. Milletin gazını alıp davanın medyaya, siyaset, sermaye ve iş adamları ayağına ulaşmasını engellediler. Darbeye kimin katıldığını bütün halk biliyor. Bir savcı mı bilmiyor? Bunların hepsini birlikte yargılamak zorundasınız ki gerçek failler ortaya çıksın.

YAĞMA ARAŞTIRILSIN

TÜRKAD Başkanı Dr. Mehmet Sarı ise 28 Şubat'ın aktörlerinin sadece Batı Çalışma Grubu'ndaki belli başlı askerler olmadığını ifade etti. Sarı “Tabii ki bunlar en önemli figürlerdi. Ama bunların yanında da sosyal ve sivil ayağında çok önemli kişiler vardı. Örneğin, medya, siyaset, akademi ve iş dünyasında 28 Şubat'ın çok önemli hazırlayıcısı olan, doğrudan destekleyen aktörleri vardı. O dönemde, sadece cuntacıların devleti icra çabası değil, bunun yanında ciddi anlamda hazine parselleri, ekonomik kaynakların kimlere transfer edildiği gibi çok şaibeli problemli hadiseler de var. Bunların da araştırılmasının gerektiğini mahkemede özellikle vurguladım” dedi. Sanıkların tutuklanmasını istediklerini ancak mahkemenin yaşlarını hesaba katarak salıverdiğini hatırlatan Avukat Mehmet Sarı davanın istinaf ve Yargıtay safhasını da takip edeceklerini söyledi.

AK PARTİLİ USTA YAŞADIKLARINI ANLATTI

OKUMAK İÇİN ÜLKEMİZİ TERK ETMEK ZORUNDA BIRAKILDIK

O dönem başörtüsü sebebiyle eğitim hayatında sıkıntılar çeken isimlerden biri olan AK Parti İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, 28 Şubatçıların başörtülülerin önünü kesmek için her yolu denediğini anlattı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde 5'inci sınıf öğrencisiyken kılık-kıyafet düzenlemesiyle eğitim hakkı engellenen Usta şunları söyledi: Okulu bırakıp yurt dışına gittim. Sonra YÖK, dünyaca tanınan Viyana Üniversitesinin diplomasını tanımadı. Sonra “Gelirsiniz sizi sınava sokarım ama 3'üncü sınıftan okumaya başlatırım” dendi. Tabii sınava da başı açık girmemiz istendi. Bu mümkün değildi. Sadece denklik almak için 4 yıl bekledik. 2007'nin ortalarında denkliklerimiz verildi. Çalışmaya başladım ama yine sıkıntı bitmedi. Başörtü yasakları vardı. Ta ki 2010 yılına kadar. Hiçbir zaman kariyer yapma imkânım olmadı. O süreçte bırakın milletvekili olmak, bir partide genel başkan yardımcısı olmak bile aklımıza gelmezdi. AK Parti sayesinde Türkiye'de sessiz bir devrim yaşandı.

ALİ YALÇIN
Deliller karartıldı

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın: 28 Şubat'ın açtığı yara toplum vicdanında kanamaya devam ediyor. Davanın darbeden 16 yıl sonra açılmış olması darbecilere delilleri karartabilmek için yeterli zamanı kazandırdı. Birçok delile ulaşılamadığı için adaletin hakkıyla tecellisi gerçekleşemedi. Eğer 28 Şubat davası daha erken açılmış olsaydı 15 Temmuz darbe girişiminin önüne geçilmiş olunacaktı.

AYNI ellerin tezgâhı: 15 TEMMUZ

28 Şubat davasının gerekçeli kararında “28 Şubat darbesinin arkasındaki yabancı ülke ile 15 Temmuz darbe teşebbüsünün arkasındaki yabancı ülke aynıdır. 28 Şubat darbesi ile 15 Temmuz darbe teşebbüsünün patronları aynıdır. 28 Şubat ve 15 Temmuz arasındaki yegane fark, her iki darbe ve darbe teşebbüsünün taşeronlarının farklı olmasıdır. Taşeron değişikliğinin sebebi de 28 Şubat darbesini gerçekleştiren taşeronun, 2002 yılından sonra (AK Parti'nin tasfiyesinde) başarılı olamamasıdır. Bunun için eski taşeronu tasfiye etmiş, cuntanın patronluğunu FETÖ'ye vermiştir” ifadeleri yer aldı. 

Türkiye gazetesi

Editör: Haber Merkezi