Ramazana kavuşturan Rab’bimize şükürler olsun. Virüs nedeni ile camilerimizin kapalı oluşu nedeni ile buruk bir kalp ile evlerimizde ilk safuru ve Teravih Namazımızı kıldık. Başımızın tacı Kur’an Kerim’i bir defa daha başladık. Okumakla kalmayıp, anlamını ve tefsirini de okuduğumuz için yenilenmeye başladık…

Dünkü yazımda Kuur’an-ı Kerim ile buluşalım demiştik. Neden mi?

Dün bir yazı okudum, sahabe efendilerimiz şu hadisi anlatıyor:

“Kim Kur’an-ı Kerim’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16)

Görüldüğü üzere, Kur’an okumanın fazileti çoktur. Ve Kur’an ayı olan Ramazan ayında yapılacak en güzel planların başında mukabele yapmak geliyor.

İbn-i Mes`ud (ra) anlatıyor: Resûlullah (asm) bana hitaben:

“Bana Kur`ân oku!” buyurdu Ben:

“Ya Resûlallah! Kur`ân sana indirildiği halde, sana Kur`ân`ı ben mi okuyacağım?” dedim

Allah Resûlü (asm):

“Ben Kur`ân`ı kendimden başka birisinden dinlemeyi hakikaten severim” buyurdu Bunun üzerine, Resûl-i Ekrem`e (asm) Nisâ Sûresinden okumaya başladım Nihâyet; “Her ümmetten birer şâhit getirdiğimiz ve ey Muhammed, onların üzerlerine de seni şâhit olarak getirdiğimiz zaman onların hâli nice olur?” âyetine geldiğimde, Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm):

“Şimdilik yeter!” buyurdu Dönüp baktığımda, bir de ne göreyim, Resûl-i Ekrem Efendimiz`in (asm) iki gözünden yaşlar akıyordu….”

İMTİHANIN ŞAKASI OLMAZ!

Değerli dostlar, hayat imtihanı ihmale gelmez! Ölümü her canlı tadacaktır. Bakınız İdris(as) ile Azrail(as) arkadaş olmuşlar. Başta İdris(as), Azrail’i tanımamış, sonra birlikte yolculuk yapmışlar. Bu Peygamberimiz, Azrail’den üç şey istemiş. Allah(cc)’dan izin almışlar. Önce ölümü tatmış, yani ruh ve bedenden ayrılmış İdris(as), tekrar ruh verilmiş, ölümün çok acı olduğunu söylemiş. Ardından cehennemi görmek istemiş, iğnenin deliği kadar bir yerden cehennemi izleyen İdras(as) bayılmış, son olarak cennete girmişler, oradan da çıkmak istememiş. Yanılmıyorsam da Allah’ın izni ile orada kalmış…”

Bu hikaye tabi ki çok uzun ama burada kısaca paylaştım sizlerle. Demek istediğim şu ki, bugün varız, yarın yokuz. Varlıkta biriktirmeden, yoklukta harcamamız mümkün değil.

SİYER OKUYALIM

Gelin şu mübarek günlerin kıymetini bilelim. Dilerseniz mukabele programınızı televizyondan takip edebilirsiniz. Diyanet TV'de her gün saat 15:00'da mukabele programı yayınlanıyor.

Safurda baktım neredeyse bütün kanallarda ilahiyatçılar çok güzel programlar yapıyorlar. Şahsen ben bu yıl farklık aradım, Kur’anı dijital ortamda dinliyorum, mukabele yapıyorum, sonra meal ve tefsirini okuyorum. İki sayfa okuyorum ama sindire sindire, tefekkür ederek okuyorum. Sizlerede de tavsiye ederim. Sonra çocuklarınızı unutmayın. Onlarla on dakika da olsa dersler yapalım. Bilimde gelinen noktaları tartışalım, İslam’ın cehaletimizi önlemedeki çözümlerini yazalım, çizilem. Efendimizin(sav) örnek hayatını okuyalım.   

Çünkü Alemlerin Efendisinin; davranış, hal, yol, âdet, bir kimsenin ahlâkı, seciyesi ve hayat hikâyesi” bizlerin hayat yoluna ışık tutacaktır.

Siyer biliyorsunuz, Peygamberimizin doğumundan vefatına kadar hayatını konu alan ilmin adı "anlatır. Tarihin belli bir bölümünden bahsettiği için tarih ilmiyle; Peygamberimiz (s.a.s.)'in söz, fiil ve takrirleriyle ilgilendiğinden dolayı da hadis ilmi ile alâkalıdır.

Hergün bir ayet, bir hadis paylaşsak sosyal medyadan iyiliği emretmiş, kötülükten insanları uzaklaştırmış oluruz v.s

Peki kalın sağlıcakla.