"Sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız."

Perşembe günü Haber-7 haber sitesinde: “Newsweek imana geldi! Koronavirüsten korunmak için 'Hz. Muhammed' önerilerini yayınladılar şeklinde bir haber okuyunca, uzun zamandır düşündüğüm bir konuya bu gün yazayım istedim.

Yani yaşadığımız sürece ferdi, ailemi ya da toplumsal imtihanlarla karşılaşıyoruz, örneğin depremler, seller, çığ felaketlerinin yanı sıra, bir de bugün içinde bulunduğumuz gibi virüs saldırısı ile karşı karşıya geliyoruz.

Cenabı- Allah(cc), “Sizler için hayır bildiğinizde şer, şer bildiğiniz de hayır olabilir!” buyurur. Peki bu virüsü bu bağlamda nasıl anlamak gerek?

Mesele biz Müslümanlar Kabe, Mescidi Nebi ve ülkemizdeki camilerin kapatılması karşısında, tefekkür ederek, “ Acaba diye derin düşüncelere dalıyoruz. Yoksa günahlarımız genele yayıldı da, bundan mı musibetler artmakta diye kendi kendimizi suçluyoruz! Olabilir mi? Olabilir de, olmayabilir de, en iyisini Allah bilir diyerek, kendi günahlarımızdan uzaklaşmak ve çevremizdekilere de bu manada nasihatlar vererek, nefsimize sitem edip duruyoruz…

İŞTE BİR GÜZELLİK SİZE

Yukarda bahsettiğim haberin girişinde: “Yeni tip koronavirüsün ortaya çıkmasıyla dünya hijyen kurallarını tekrar öğrenmeye başladı. Amerika'da yayın yapan haftalık Newsweek dergisi, bu konu üzerine çok konuşulacak bir haber hazırladı. Dergi, Hz. Muhammed'in (SAV) insanlığa tavsiye ettiği temizlik kurallarını hadisler üzerinden örneklendirerek gündeme getirdi.” Diyerek, dinimizin temizlik konusana verdiği önemi anlatan ayet ve hadislerden bahsetmiş, hem de uzun uzun.

Newsweek Dergisi imana geldi mi, bilmiyorum ama ABD toplumuna İslam bundan daha güzel anlatılmaz. Bunun için diyorum, insanlık yeni bir dünya düzeni içine girecekse, bu düzeni İslam üzerine kurgulamaları gerekiyor. Şeytanı de olabilir, bu defa insanlık bundan zarar görür. Bunun için halkımızın gelişmeleri yakından takip etmesi gerekiyor.

Biz isterseniz bu konuda İslam’ın verdiği mesajları yazmaya devam edelim.

İMTİHANSIZ OLMAZ

Evet bizden öncekilerin başına gelen musibetler ya da imtihanlar elbette günümüz insanı içinde geçerli. Ancak ibret aldığımızı da tam söyleyemiyorum. İnşallah alırız, almak zorundayız! Şu halde İslâm ümmeti de gerektiğinde bu tür sıkıntılardan geçeceklerdir. Nitekim eski peygamberler ve onların ümmetleri gibi Hz. Muhammed (asv) ve onun ashabı da imanlarını ve kutsal değerlerini rahatlarının üstünde görmüşler; bu değerleri koruma ve güçlendirme uğruna maddî ve bedensel yararlarını sonuna kadar feda etmeyi göze almışlar; büyük bela ve sıkıntılara katlanmışlardır. Allah'ın rahmetinden asla ümitlerini kesmemişler, aksine "Allah'ın yardımı ne zaman gelecek!" diye sarsılmaz bir imanla onu bekleyerek, şartların gerekli kıldığı yöntemlerle mücadelelerini sürdürmüşlerdir.

Diyanet İşleri Başkanımızın söylediği gibi: “Bizi zorluklar karşısında diri tutan en büyük gücümüz imanımızdır. İmanı bize lütfeden Rabbimiz, varlıkta ve yoklukta, bollukta ve darlıkta, farklı sıkıntılar karşısında nasıl davranacağımızı bize öğretmiştir. Akıp giden hayatın, acısıyla tatlısıyla bir imtihan olduğunu bize haber vermiştir. Bu imtihan karşısında kulluk şuuruna, tedbir ve sorumluluğa, sabır ve metanete, dua ve tevekküle sarılmamızı emretmiştir. Bu salgın karşısında en önemli görevlerimizden biri, yetkili mercilerin uyarılarına riayet etmektir. Hem hastalığa yakalanmamak hem de hastalığın yayılmasını önlemek için gayret göstermeliyiz. Ancak yaşadığımız sıkıntılarda, insanoğlunun zaaflarının ve ihtiraslarının da önemli bir rolü vardır. Havanın, suyun ve toprağın kirletilmesi; fıtrata uygun, temiz ve helâl olan şeylerden uzaklaşılması, kötü ve zararlı alışkanlıklar hastalıkların yaygınlaşmasına zemin hazırlamaktadır. Cenab-ı Hak tarafından belirlenen sınırların çiğnenmesi, insanlığı felâkete sürüklemektedir…”

Şimdi tövbe edip, ibadetlerimizi aksatmamamız gerektiğini düşünüyorum.

Kalın sağlıcakla.