Bir hafta arayla MÜSİAD ve KASİAD’ da yönetim değişikliği oldu. Her iki STK  da tek liste olarak seçime girdiler ve daha önce belirlenen liste görevi üstlendi.

MÜSİAD eski başkanı Sami Kervancıoğlu ve KASİAD eski başkanı Ali Arpasatan başkanlık süresince görevlerini yaptılar. Ancak zaman zaman kan değişikliği de gerekiyor. Bunun başında yorulması ve heyecanının azalması gibi varsayımlar öne çıkabilir...

Dr. Mikail Utlu KASİAD başkanı, Serdar Salih Çiçekçi de MÜSİAD yönetim kurulu başkanı oldular…

Sivil toplum kuruluşlarının temel amacı, toplumsal sorunları, bağımsız şekliyle ele alarak kamuoyunu bilgilendiren aydınlatan ve buna yönelik öneriler sunan kuruluşlardır.

Temel amacı ve misyonları dışında STK’lar çeşitli görevler edinmiş şekilde varlıklarını sürdürürler. Her bir sivil toplum kuruluşunun görevleri farklı olabilir. Daha çok kuruluş amacına göre görevler üstlenirler. Bazı ortak hareket edebilirler. En önemlisi de toplumun geleceği için daha değişik çalışmalarda bulunabilirler.

Sivil toplum kuruluşlarının birçok görevleri bulunmakta olduğundan bahsettik!

Biz genel olarak; sorunlarımızı Milletvekili çözer gibi bir anlayışa sahibiz. Aslında iş öyle değil. Sivil toplum kuruluşlarının gücü daha farklıdır... Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan en önemli gördüğü muhtarlar... Çünkü muhtarlar yaşadığı köyün veya mahallelerin sorunlarını iyi bilen insanlardır. Onun için Muhtarları zaman zaman davet eder Beştepe’ye…

STK, Sanayide, teknolojide, ulaşımda, sağlıkta, turizmde vs. Yapılması gereken ne varsa, toplu olarak gerekli yerlerle temas kurarak çözmeye çalışırlar. Daha önemlisi de ilin ve gerektiğinde ülke sorunlarını da diğer STK ile bir araya gelerek çözülemeyen sorunlarını daha yukarılarda çözme imkanı bulmaya çalışırlar.

Yapılan kongrede konuşan MÜSİAD’ın yeni başkanı Serdar Salih Çiçekçi, devraldığı sorumluğunun farkında olduğunu ve özverili çalışmalarıyla MÜSİAD olarak üzerine düşen görevi yapacaklarını söyleyerek, “Bu birlik ve beraberlik ortamı içerisinde böyle kutsal bir emaneti şahsıma nasip eden rabbime şükrediyorum”.

+++

Dünya ekonomisinde son yıllarda meydana gelen değişiklerin sonucunda, bilginin önemi giderek artmıştır. Emek, sermaye, doğal kaynaklar gibi ekonominin temel girdileri yanında bilgi de önemli bir üretim fonksiyonu haline dönüşmüştür.

Bilginin hakim olduğu toplumsal yaşam çok hızlı iletişim, yeni teknolojiler, ekonominin diğer sosyal konulara kadar her alanda bilginin temel güç ve kaynak olduğu hızlı değişim ve gelişmenin yer aldığı ve yaşamın tüm yönlerini etkileyen bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bütün bu gelişmeler, günümüzde toplumları yüksek bir teknoloji düzeyine ulaşmasına yol açmıştır. Her ne kadar halen yeryüzünde yaşayan ilkel ve tarım toplumu örnekleri gösterilse de insanlığın çok önemli gelişmeler kaydettiği söylenebilir. Tarım toplumunda toprak ve işgücü sanayi toplumda sermeye merkezli bir öneme sahip iken, bilgi toplumunda bilgi stratejik bir kaynak haline gelmiştir. Çünkü yeni toplumlar da teorik bilgiyi piyasada yeni ürün ve hizmetlere başarılı şekilde dönüştürdüler. Eğitim ve AR-GE harcamalarına en çok yatırım yapan işletmelerin ve toplumların başaralı olacağı ifade edilmektedir.

Bu başarıyı elde etmek elbette sivil toplum kuruluşlarının başlıca görevleridir. Bir hafta arayla önemli iki kuruluşun başkan ve yönetim kurulu değişti. İşte bu kuruluşlar görüş mesafelerini daha genişleterek AR-GE yatırımlarına kaynak ayırarak Teknolojileri öne çıkartan ürün yelpazesini genişleten kurumlar olmalılar.

Ekonomik kalkınmanın ve bunun temeli olan yüksek teknoloji üretimin en önemli koşuludur.

Buda, kamu –üniversite-sanayi işbirliği ile mümkün olmaktadır.