Hristiyan ve Ortodoks aleminde; Papaz, Başpiskoposlar ve Papa efendileri tarafından Türkiye’nin Ayasofya’yı cami olarak ibadete açmaya cesaret edemeyeceğini savunuyorlardı (!). Ne oldu şimdi? Bu yaşananları güzel Türkçemizde vecize bir sözle anlatalım. İtler ürüdü Kervan yürüdü değil mi?

Danıştay Onuncu dairesinin kararıyla Ayasofya Fatih Sultan Mehmed Hanın vakfiyesini yerine getirmiştir. Fatihin 86 yıllık lanetine son verilmiştir. Ayasofya camiinde 24 Temmuz 2020 tarihinde Müslümanlar ilk Cuma namazını eda etmiştir. Dünyada bir camide rekor katılımla 350 bin Müslümanla Ayasofya camiinde Cuma namazı eda edilmiştir.

Ayasofya'nın asli görevine dönmesiyle rahatsızlığını, matemini ilan eden. Karagün diyen ülkeler var… Özellikle Yunanistan matemdeymiş (!), AB ve ABD alınan karardan üzüntü ve hayal kırıklığı duyduklarını belirtirken, Yunanistan Cumhurbaşkanı bunun bir provokasyon olduğunu ifade etti. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Temsilcisi Borrell, alınan kararı "üzüntü verici" olarak nitelendirdi. Almanya'da koalisyon ortaklarından Birlik Partileri'nin meclis grubundaki Avrupa politikaları sözcüsü Hahn ise Türkiye'nin almış olduğu Ayasofya kararına politik bir yanıt verilmesi gerektiğini ifade etti. Ayasofya'yı camiye dönüştürmeye yönelik atılan adımın "Ortak Avrupa kültürüne karşı bir provokasyon" olduğunu belirten Hahn, Ankara'nın aldığı bu kararın "aynı zamanda Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden giderek daha fazla yabancılaştığını gösterdiğini" belirtti. Hahn, bu sebeplerden dolayı "Gerekli sonucu çıkarıp cesaret göstererek, Türkiye ile yürütülen Avrupa Birliğine tam üyelik müzakerelerine son verilmesi" gerektiğini savundu. Artık Türkiye için o kadarda önemli değilsiniz canım… Bizim için AB demek, Türk düşmanı Terör örgütlerin hamisi demek, Irkçı hatta kafatasçı, vicdandan yoksun demek…Kısaca Türkiyeyi bir kaşık suda boğmak isteyen Vandallar demek… Avrupa Birliği'nin diğer üyesi Fransa da, Türkiye'nin kararından "üzüntü" duyduğunu bildirdi. Yunanlılar başta olmak üzere Güney Kıbrıs Rumları Ayasofya'nın camiye dönüştürülme kararını kınayarak, Türkiye'nin "uluslararası sorumluluklarını büyüyen oranda korkunç bir biçimde zedelemeye" devam ettiğini ifade etti. Hey demokrasiden, insan haklarından yoksun Emperyal ülkeler bir empati yapın bakalım! Kendi ülkende kiliseyi camiye dönüştürseler sizler ne yapardınız? Türkler gibi 86 yıl sabırla sebatla bekleyip bu sorunu hukuki yolla çözebilir miydiniz? Bu sorunun cevabını gördüklerimizden ve tarihte yaşadıklarımızdan sentezleyip cevaplayalım.. Sizler Osmanlıdan kalan camilere, medreselere dahi tahammül edemediniz….Bu eserleri yaktınız, yıktınız talan ettiniz … Bir Türklere bakın birde size bakın!..

Rusya, Karar üzücü, ABD Hayal kırıklığı yaşıyoruz dedi…Evet dünyanın baş emperyalistleri bu konuyu Türkiye sizlerle müzakere etmediği için üzgünüm (!)

Ayasofya-i Kebir Camii'nde cuma namazı kılındığı sırada kiliselerde matem çanları çaldı, özel ayinler düzenlendi ve bayraklar yarıya indirildi. Az bile yapmışsınız bayraklarınız yere kadar indirseydiniz…

Patra halkına çağrıda bulunan Metropolit Hrisostomos, “Helenizm olarak son yıllarda daldığımız derin uykudan uyanmanın zamanı geldi. Türklerin tahriklerini Avrupalı büyüklere, güçlülere göstermemiz lazım. Bunun için her hristiyan daldığı derin uykudan uyanmalı ve üzerine düşeni yapmalıdır” diyerek halkı Ayasofya’nın cami olmasını engellemek üzere tepkisini koymaya davet etti. Yunan Dışişleri Bakanı Dendias da Ayasofya’nın tekrar camiye dönüştürülme kararını, "UNESCO’ya karşı bir meydan okuma" olarak değerlendirmiştir. Provokatif Yunanlılar, ona buna gaz vermeyi kesin! Yunan Başbakanı Miçotakis’den küstah açıklamalar; "Bugün İstanbul'da gerçekleşen şey güç değil, zayıflık göstergesidir" ifadelerini kullanmış. Miçotakis yaşananları sağlıklı analiz etmekten yoksun vay vay!.A