Ben ona artık Aksesur olarak bakıyorum ama halkımız halen zorunlu takma olarak gördüğü Maske ile savaş halindeler.

Bu haftaki köşe yazımızda attığımız başlıktan da anlaşılacağı üzere değinmeden yapamayacağım maske takma kavgası yer alıyor.

Üzülerek bu konudan söz etmek istiyorum.

Çünkü Ben ona Aksesur gözü ile bakıyorum.

Sağlığım açısından en önemli bir eşya, aksesuar…

Maalesef bu konu artık öyle bir hal aldı ki; sanki maske takmak artık gereksiz, virüs tehdidi sona erdi, normal hayata döndük.

Acaba böyle bir durum var, fakat bunu itiraz edenler haricindeki kişiler olarak bizler mi bilmiyoruz?

Salgında bitmedi. Hatta Covid-20 vakası var diye söyleniyor.

Maskeni tak işine Bak Sloganı da Kahramanmaraş’ta yaygınlaşıyor.

Esnaflar iş başında maskeyle çalışıyor.

Dikkat etmemiz gereken konular da değişmedi.

Bu inat, bu kapris, bu kavgacı tavırlar kime ne fayda sağlıyor?

Evet, kavgalar diyorum.

Çünkü artık öyle bir noktaya farkında olmadan geldik ki, sağlığı, toplumsal görevi, dikkati bir kenara bırakmışız.

Birbirimizle kavgaya tutuşmuşuz.

Geçen hfatalarda Kahramanmaraş ana caddesindeki Bayan’ın Maske olayı ulusal kanallara haber oldu ve gündemde yer tuttu.

İyi bir olay mı hayır, Kahramanmaraş kötü anımsatılan her şey kötüdür.

Neymiş, maske takmam ben.

Sen karışamazsın, sağlık benim sağlığım.

Sağlık senin sağlığında sürekli gezindiğin ortamdaki insanların sağlığı onların da sağlığı olmuyor mu acaba?

Bunu tehdit etmeye ne hakkın var? Merek ediyorum.

Son zamanlarda hepimizin gözlemlediği, bu işin düşüncesizliğinden daha da ötesi saldırganlık olmuş. Kişi rahatça, kendisini uyaran, hatırlatan insana rahatça tokat atabiliyor, tekme atıyor, terbiyesizce tükürüyor, bir şekilde yaralıyor ve ağza alınmayacak küfürler edebiliyor.

Evet, tüm bunları kendinde bir hak görüyor.

Bu zamanla Kahramanmaraş ve diğer ilerde görüyoruz.

TV, Gazetelerde Haberlerin genel konusu Coviid-19 Yasakları ve ilgin olaylar…

Maske takmayan, kısıtlamayı umursamayan insanlar…

Mesela Sabaha kadar beni dövün emniyete götürün diyen Sarhoş hemşehrimiz.

Yine bu olay Kahramanmaraş’tan ve ulusal kanalların gündemi…

Nereye doğru gidiyoruz.

Uyaran kişinin kendisinin, toplumun ve senin sağlığını düşünmeye hakkı yok mu?

Bu durum aksine bence kişinin kendinde görmesi gereken bir haktır. Yazık…

Sadece elimizi yıkamamız, temiz tutmamız yetiyor mu?

Diğer kurallar ve maske takmak o zaman gereksiz mi?

O zaman herkes yanlış biliyor, bu saygısız davranışları yapan kişiler tek doğruyu biliyor.

Yetmiyor işte…

Uyulması gereken ne varsa hepsine uymamız gerekiyor.

Virüs aramızda kurallara uyulmadığı takdirde yayılmaya devam ediyor.

Vaka sayılarını her gün takip ediyoruz.

Sağlık Bakanımızın her akşam tweet’lerini okuyoruz.

Bu demek oluyor ki; evet bu kurallara uyman gerekiyor.

Bir tek sen doğruyu bilmiyorsun.

Bana ilginç geliyor.

Maske takmamak konusunda verilen direnişler, öne sürülen bahaneler.

Maske takmaktan sıkılmak, bunalmak herkesin günlük hayatta yaşadığı durumlar.

Bunu hepimiz yaşıyoruz.

İşe yaramadığına inanmak ya da sıcak havalar bunun bir bahanesi gerçekten olamaz.

Genelleme yapmıyorum ama artık kendimize gelmeliyiz.

Ne karşımızdaki kişinin, ne kendimizin, hiç kimsenin sağlığını tehlikeye atmaya ve saldırgan bir şekilde zarar vermeye hakkımız yok.

Böyle bir davranışı da psikolojisi normal olan bir insanın yapması bana garip gelen konulardan bir tanesidir.

Kurallara uymak zor geliyorsa o zaman toplumdan kendimizi soyutlayıp, evimiz de ya da başka bir yerde kendi başımıza, dışarıya çıkmadan yaşamayı öğrenmeliyiz.

Onu da yapamayacağımıza göre ve o şekilde bir yaşamın doğru olamayacağına göre şu üç günlük dünyada kimseye zarar vermeye, kul hakkına girmeye, vebale girmeye inanın gerçekten gerek yok. Saygı, sevgi ve karşılıklı anlayış içerisinde her şeyin üstesinden gelebiliriz.

Aksi takdirde birlikte mücadele etmeden bu durumla baş etmemiz zor olacaktır.

 Lütfen daha anlayışlı olalım.

Sonucu ağır ve üzücü durumlara imkân vermeyelim…

Kalın Sağlıcakla…