Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi Han'ın Tophane'deki türbesinin sanduka puşidesi ilmek ilmek yeniden işleniyor. Bursa Olgunlaşma Enstitüsü tarafından işlenen puşidenin bir yılda tamamlanması hedefleniyor. Şu anki örtünün bire bir aynısı işlenen puşide, yaklaşık 200 yıl sağlıklı bir şekilde kullanılabilecek.  


  Türk-İslâm motifleriyle birçok çalışmaya imza atan Bursa Olgunlaşma Enstitüsü, Osman Gazi Türbesi'nin sanduka örtüsünün sadece nakışlarını 1,5 yıl inceledikten sonra örtünün bire bir aynısını işliyor. Hiçbir kimyevi maddenin kullanılmadığı örtülerde hayvani yapıştırıcı ve gümüş tel gibi ürünler kullanıldı. Puşidenin 200 yıl dayanması plânlanıyor. 


  Olgunlaşma enstitülerinin asli görevinin geleneksel kültürü araştırıp gençlere ve yeni nesillere aktarmak olduğunu belirten Bursa Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Nilüfer Karakoç, “Bu çalışmaların bir ayağı olarak padişahlarımızın türbe örtülerini puşide atölyelerinde ele alıyoruz. Enstitümüzün bu anlamda 3 farklı atölyesi var.

Bunlardan birisi Cumhurbaşkanlığı projesi kapsamında İstanbul’a yaptığımız türbe örtüleridir. Diğer atölyemizde Bilecik’teki türbe örtüleri yapılmaktadır. Ertuğrul Gazi Türbe örtüsünü yaptık. Diğerlerinin çalışmalarını yapmaktayız. Şu ân içinde bulunduğumuz atölyede ise Bursa’daki Osmanlı padişahlarının türbe örtülerini işlemekteyiz. 1. Murad, Yıldırım Beyazıt, Orhan Gazi ve son olarak da Osman Gazi türbelerinin sanduka örtülerini işlemekteyiz. 1. Murad’ın Kosova’daki türbe puşidesini de bizler işledik. Bu eserler içerisinde Osman Gazi, bizim ustalık eserimizdir.

Bu ürünün tekniği diğerlerinden çok daha farklıdır. Ekibimiz sadece tekniğini çözebilmek için 1,5 sene inceleme yaptı. Teknik belirlendikten sonra büyük bir titizlikle ürünümüzü işlemeye başladık” dedi.
  Bursa Olgunlaşma Enstitüsü El Nakışları Bölüm Şefi Güleser Sencar ise, “Türbe örtülerine Bursa’da sultan türbelerindeki puşide örtülerini yapmakla başladık.

En son eserimiz Osman Gazi örtüsüdür. Diğer örtülerden farkı ise, normalde puşîde örtüleri dival işi denen Maraş tekniğinde çalışılır. Fakat Osman Gazi Türbesi'ndeki örtünün farkı alt yapı çalışmasıdır. Yıllar önce net kaynaklar olmasa da sarayda yapıldığını düşünüyoruz. Çünkü çok farklı bir işleme tekniği var. İşlemelerin altında ahşap oymacılığı tekniği yatmaktadır. Yalnız ahşap oymacılığı derken, altına ahşaptan malzeme konuluyor diye düşünülmesin. Döneminde çirişli kağıtlar kullanılarak alt yapı çalışmaları yapılmış. Bazı örtülerde deri ile çalışılmıştır.

Osman Gazi örtüsünde ahşap oymacılığında kullanılan bıçaklarla yapılan bir teknik vardır. Döneminden bugüne kadar bir kaynak olmadığı için çalışmamız zor oldu. Deseni okumak, desenin alt yapısını çözmek epey bir zaman aldı. Çünkü biz örtüyü yenilerken, yeni bir örtü serme mantığında çalışmıyoruz. Orijinaline en yakın şekilde çalışmamızı ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.

Bizi de zorlayan en büyük çalışma desenin okunması ve alt yapı çalışmalarıydı. Çirişli kağıtları oyarak boyut kazandırarak, Osman Gazi Türbe örtüsünün üzerindeki çok kıymetli eserin mümkün olduğunca en yakınını yapmaya gayret ettik. Bu eseri çözerken de Türkiye genelinde kaybolmaya yüz tutmuş değil, kaybolmuş bir sanatın da ortaya çıkmasını sağladık. Eminim bundan sonra da herkese çok faydamızın olacağını düşünüyorum” diye konuştu.


  Türbe örtülerinin açık mekânlarda bulunduğunu ifade eden Sencar, “Yani toza, neme, rutubete mâruz kalmaktadırlar. Bizim Osman Gazi Türbesi'nin örtüsünün alanındaki uzman kişilerin görüşüne göre yaklaşık 180 yıllık bir örtü olduğudur. Bizim işlediğimiz örtü ise 200 yıl daha üzerinde kalacaktır. Çünkü biz daha koruma yöntemleri uyguluyoruz. Örtü çok iyi bir kadife üzerine gümüş tellerle çalışılıyor. İşleme sırasında kesinlikle kimyasal kullanılmıyor. Sadece teknolojik olan fotokopi kağıtlarıdır. Onun dışında hayvanî yapıştırıcılar, doğal kâğıt ve gümüş teller kullanıyoruz. İnsanlarımıza da burada koruma görevi düşüyor. Ellemeden ve üzerine bir şey dökmeden muhafaza edersek gelecek kuşaklara asırlar öncesi yapılmış eserin replikasını intikal ettirmiş olacağız. Yaklaşık bir yıl sonra sandukanın üzerine sereriz. Bütün dünyaya sergilemiş olacağız” diye konuştu.


  Türbe örtülerinde çalışan kişilerin yoğun imtihanlar sonucu alındığını belirten Sencar, bu usta öğreticilerin sadece türbe örtülerinde görev aldıklarını söyledi. Sencar, hat yazılarında Türkiye'nin en önemli hattatlarından Hüseyin Kutlu ve oyma sanatında Cemil Ustaer’in çok desteklerini gördüklerini de sözlerine ekledi.
 

Editör: Haber Merkezi