Kritik bir haftayı bitiriyoruz. Gelecek hafta ne getirecek? diye yüreğimiz hopluyor. Korona tekrar pik (zirve noktası -yükseliş) yapmış durumda.

   Üstüne New York, İngiltere ve İtalya’da korona mutasyona uğrayıp dört katı güçlenerek dönmüş. Hem öldürücülüğü hem de bulaşma hızı artmış. Biz de seviniyorduk, ”vakalar arttı ama uysallaştı artık hırçın değil, bir adım biz gittik bir adım o geldi orta da buluştuk” diye. Biz ortada buluşuyoruz normalleşiyoruz derken bu defada Çin’de ikinci dalga başladı.

    Gelecek hafta sokağa çıkma yasağı konuşulmaya başlanır, herkes aklından geçeni dillendirir diye düşünüyorum ama ekonomimizin durumu ortada. Devlet sağlıkla ekonominin arasında sıkışmış durumda. Hangisi doğru karar bilebilen yok. Her kafada bir acaba? Durumu var.

  Uzmanlar önümüzde ki hafta için yaşlı ölümleri beklediklerini söylüyor. Yaşlı bedenler sağlık sistemi ne kadar iyi olursa olsun bu hastalığa teslim olmuş durumda. Malum yasakların kalkmasıyla İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerden ülke içlerine seyahatte büyük artış oldu. Yolcular sadece kendilerini değil yanlarında korona virüsü de getirdiler. Yine anormalleştik. Kafalar iyice karıştı. Gidiş hat normal mi? Anormal mi? Kimse bilemiyor. Sadece bizim değil tüm dünyadaki insanların psikolojisi bozulmuş durumda.

   Kimse tam olarak ne yapacağını bilemiyor. Kimisi ala dağdan serin ‘’nasıl olsa hepimize bulaşacak bundan kaçış yok” deyip kafasına göre takılıyor. Kimisi “yaklaşma, bana yaklaşma!” tavırlarında. Net tavrı olmayan büyük çoğunlukta bulaşacak diyenin yanında mutlu, (nedense? ) yaklaşma diyenin yanında tedirgin (gariptir ki!)  yani anlayacağınız ipin ucu kopmuş durumda…

    Amerikan halkını anlamamak mümkün değil. Sağlık sigortalarının vatandaşın ödediği prime göre uygulandığı ülkede büyük çoğunluk tedavi masrafını ödeyemeyecek durumda, üstüne yönetimin agresif tavırları ve ırk ayrımı eklenince “Amerikan baharı” kaçınılmaz gibi görünüyor.

  “ Artık demir almak günü gelmişse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan”, deyip kafası karışmış durumumuzun boyutunu anlatmak istiyorum.  Bu meçhule giden gemide hep birlikteyiz. Yeryüzünde yaşayanlar olarak, halimizin farkına varıp “Ne çok nimete sahipmişiz meğer” diyebildiysek ne mutlu bize…

 Kalın Sağlıcakla !