Cumhurbaşkanımızın dün gündeme getirdiği Eğitim Reformu yapılmalı çıkışı bizleri heyecanlandırdı. Kendisinin de söylediği gibi geç kalınmış olsa da bu konudaki açıklamaları eğitimciler arasında sevinçle karşılandı. 

Şahsen yıllardır bu konuyu gündeme getirmiş bir eğitimci olarak hayallerim gerçekleşeceği için üst perdeden sevindim; çünkü devletin başındaki bir yetkilinin bunu söylemesi hayallerimdi. Bana hangi partiye oy veriyorsun ya da vereceksin? Diye sorduklarında her zaman şöyle demişimdir: “Bir gün bir yiğit çıkacak, yoldan, hava alanlarından, sağlıktan, silahlanmaktan, tarımdan önce ben insana yatırım yapacağım diyecek, işte o zaman Büyük Türkiye’den bahsedebiliriz. İşte o zaman o partiye oy vereceğim!” derdim.

Ancak bu eğitim reformu yapılır mı? Göreceğiz, takip edeceğiz, kalemimizin gücüne göre de bu köşemizde nasıl bir eğitim reformu yapılması gerektiğini yazacağız.

ÜLKESİNİ SEVEN HERKES BENİM GİBİ DÜŞÜNÜYOR

Bu köşemde yıllardır tekrar ettiğim ve 18 Ekim tarihle yazısında da Ahmet Doğal İlbey kardeşimin kaleme aldığı yazısında, kültür ve eğitim alanında mutlaka reform gerekliğini vurgulamışız.  

Doğan İlbey kardeşimin “Kültürel iktidar olamamanın sancısı ve bedeli” başlıkla yazısında bu gerçeği şöyle dile getirmiş: “İktidarın, Türkiye’de son yüz yılın en azami yol, tünel, inşaat, baraj, gölet ve iktisadî hamleler yaptığını kimse inkâr edemez. Fakat iktidarın temelli bir kültür ve insan politikası oluşturamadığı acı bir gerçek. Kültürde popülizme, yâni kolaycılığa kaçtı. Kültürün sathi tarafıyla uğraşıp popülist bir görüntü verdi. Hedef tayin ettiği toplumu ve insan tipini dipten derinden kuşatan, inşa eden bir kültür ve eğitim politikası geliştiremedi ve hayata geçiremedi. Modern ve seküler usullerle güya Türk İslâm kültürümüzü taşımaya çalıştı. İddia ettiği kararlılığı “reel politik” rüzgârlarda gevşetince, insan ve toplumu millî değerlerle kuşatamadı. Modernizmin kıskacındaki insan böylesine gevşek bir kültür politikası karşısında dirençli olamıyor, dolayısıyla millî ve yerli ölçüleri ne bağlılığını kaybediyor…” Bu yazının altına imzamı atıyorum ve şimdi Cumhurbaşkanımızın bu konuda ki değerlendirmesine geçelim.

İBN HALDUN’DAN BUGÜNE

Cumhurbaşkanımız ise İbn Haldun Üniversitesi açılışındaki konuşmalarda dedi ki: “Yaşadığımız her hadise geçmişi anlamadan geleceği kavramanın mümkün olmadığını bize tekrar tekrar hatırlatıyor. Meseleye siyasi ve ekonomik taraflarını bir kenara bırakarak sadece ilmi yönüyle bakacak olursak, mesala Batı dünyası tıptan sosyolojiye kadar pek çok alanda ilhamını bizim köklerimizden almıştır. Buna karşılık biz kendi köklerimizi tamamen unutarak veya dışlayarak onun türevlerini esas kabul etmek suretiyle iki asırdır kendimize yol ve yön bulmaya çalışıyoruz. Bir başka ifadeyle fikri bir buhranın içinde çırpınıyoruz!

Halbuki siyasi bağımsızlığın da ekonomik bağımsızlığın da temelinde fikri bağımsızlık yatar. Osmanlı'dan Cumhuriyete ülkemizin bu süreçte yaşadığı tartışmaların merkezinde hep geleceğimizi nerede arayacağımız sorusu yatmıştır.

Sonuçta, ülke ve millet olarak kendimizi kontrolsüz bir Batılılaşma fırtınasının içinde bulduk. Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek için çıkılan yolun en sığından, en bayağısından, en çarpığından bir Batı taklitçiliğine dönüşmüş olması, Cumhuriyetimizin en büyük kaybıdır. Her dönemde elbette bu fikri sancıyı yaşayan, tartışmayı ve arayışı sürdürmeye çalışan dava insanları çıkmıştır. Ama bunların sesi ve üretimi devlet gücünü de arkasına alan kayıtsız şartsız Batıcılığı savunan zihniyetin faşist dayatmaları karşısında yetersiz kalmıştır.”

Her şey net olarak anlatılmış. Gerçi bu konuda birkaç yazı daha yazmak isterim. Çünkü yapılması düşünülen eğitim reformu konusunda işin mutfağında 40 yıl kalmış biri olarak söyleyecek çok sözüm var. Herkesin sözü olmalı. Bakınız başlangıç çok önemli. Aileden başlamalıyız diyor Cumhurbaşkanımız yüzde bin doğru. Okul öncesi milli ve manevi değerler öğretilmeli diyor, ortaokulda zekâ, yetenek ve bilgi geliştirilmeli diyor harika ve herkes ilgi alanlarına yönlendirilmeli diyor. Sizi bilmem ama artık bayramımız olsun. Kalın sağlıcakla.