Yaşarken bir sürü şey biriktirir insan.

Bazen emek harcar bunun için, fedakârlık yapar.

Bazen de farkında bile olmaz biriktirdiklerinin…

Kimine “yüktür” biriktirdikleri, altında ezilir. Kimisi şükreder, “birikim” der, kıyamaz.

Herhalde en hüzünlüsü de insanın biriktirdiklerini kendi eliyle çöpe atmak durumunda kalmasıdır.

Özenle ve zahmetle hazırlanan bir yemeğin içine sinek düşmesi gibi bir şey…

Hayal kırıklığı yaşandığı için hayal kurmaktan vazgeçilmez belki ama en değerli “birikim” olan güveni kaybetmenin “vazgeçtirdikleri” hayatımızı şekillendirir.

İnsan hayaller kurar hep… Hayalini oldurma yolunda duadadır hep…

Hayalini yaşadığının bile farkında olmaz bazen…

Bazen, gerçekleri hayallerine yetmez, bazen hayalleri gerçeklerine sığmaz…

Bazen içinde kurduğunu dışında bozar…

Bazen içinde yıktığını dışında tamir eder durur…

İçler dışlar çarpımıdır sanki bilmez…

Oysa gerçekler hayallerin sağlaması değil midir? Sağlamsa hayal, zaten gerçektir!…

Hayal, görünmezin görünür olması, bilinmezin bilinir olmasıdır başka bir anlamda...

Hayal, hayli gerçektir istikrarlıysa…

Hayalini gerçekleştiren insan başarıya ulaşır…

Elbette ki o başarı asla yeterli değildir…

Hemen dahası için planlar yapmaya başlar… 

Her başarı, başka bir başarıyı istetir…

Yani hayal doğurgandır…

Hiçbir insan hayaline ulaştığı şey ile sonsuza kadar mutlu olamaz…

Yani hayal değişkendir…

İnsan... Hayallerine kavuşmanın peşindedir bir ömür…

Kalın Sağlıcakla…