28 Şubat davasında aralarında dönemin simge isimlerinden Genelkurmay 2'nci Başkanı Çevik Bir ve Orgeneral Çetin Doğan'ın da bulunduğu 14 sanığa müebbet hapis cezası verilmişti. 

Yargıtay'ın onaylamasıyla cezası kesinleşen 14 emekli generalin 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince rütbelerinin sökülmesi için 19 Ağustos'ta Genelkurmay Başkanlığına yazı göndermişti.

Buna göre emekli orgeneraller Çevik Bir, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Ahmet Çörekçi, İlhan Kılıç, emekli korgeneraller Çetin Saner, Yıldırım Türker, Vural Avar, emekli koramiral Aydan Erol, emekli tümgeneraller Erol Özkasnak, Cevat Temel Özkaynak, Kenan Deniz ve emekli tuğgeneral İdris Koralp'ın rütbesi söküldü.

Rütbeleri sökülen generallerle ilgili gelişmeleri ve Yargıtay kararının infaz edilmesi noktasında neler yaşanacağı hakkında Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş ve Avukat Dr. Mehmet Sarı ile konuştuk.

EKREM KIZILTAŞ: HUKUK AÇISINDAN GEREKEN YAPILDI

Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş Yargıtay kararının ardından sürecin işlemesini "Hukuk açısından 28 Şubat davasıyla çeşitli yargılamalar yapılıp son olarak da Yargıtay'da da son nokta konulduğunda hukuken bunun gereğinin yapılması gerekiyor. Bu 14 generalin rütbelerinin sökülmesi onlardan birisiydi ve mahkemenin yazısı üzerine Genekurmay Başkanlığı Personel dairesi de bunun gereklerini yerine getirdi. Emekli generallerin emekli olsalar da bu rütbeleri taşıyor olmasının onlara taşıdığı bir takım haklar vardı. Dolayısıyla rütbelerinin sökülmesiyle bu konudaki imkanların tamamı da ortadan kalkmış oldu." sözleriyle ifade etti.

"İNFAZ KONUSUNDA MESELELER DEVAM EDİYOR"

Müebbet hapis cezalarının uygulanması noktasında meselelerin devam ettiğini belirten Kızıltaş "Şu an o meseleler devam ediyor. Çünkü mevcut mevzuatta diyelim ki belli yaşı aşmış insanların, kronik rahatsızlıkları olanların infazlarıyla alakalı bir takım uygulamalar var. Bu konuda onların yapacağı adli tıp müracaatlarıyla süreç devam ediyor." dedi.

"HERHALDE BİRİLERİNE DERS OLUR"

Verilen kararın geç de olsa bir ders niteliği taşıdığını ifade eden Kızıltaş şunları kaydetti;

Ama önemli olan şu 28 Şubat döneminde mevcut anayasayı bile kale almayan, anayasaya aykırı bir şekilde bir takım eylemler yapan Batı Çalışma Grubu gibi hukuk dışı uygulamalara imza atan kişilere biraz geç de olsa bu yaptıklarının karşılığı verilmiş oldu. Netice olarak rütbelerinin sökülmesi bunların rutin sonuçlarından. İnfaz durumu hapse girip girmeyecekleriyle ilgili yine bu konuyla alakalı bir takım gelişmeler olacak. Netice olarak bir döne kendini güçlü addederek hukukun dışında kanunun dışında bir şeyler yapabileceğini, kanundan üstün olduklarını zannedenlerin ne tür sonuçlarla karşılaşacağını gösteren güzel bir örnek. Umulur ki Türkiye'nin bundan sonra daha güzel günlere kavuşması açısından bu herhalde birilerine ders olur. 

"ARTIK HER TÜRLÜ İMTİYAZDAN MAHRUMLAR"

Kızıltaş, rütbelerinin de sökülmesiyle generallerin bütün imtiyazlardan mahrum kalacaklarını şu sözlerle ifade etti;

Bu teknik bir konu, ciddi bir mevzuat. Bunu benzer durumda olanlar bilir. General oldukları için bunların araç tahsili ve korumaların yanında ordu evlerinde, ordu kamplarında vs. değişik bir takım hakları vardı. Bizim bildiğimiz bilmediğimiz bütün imkanları da geri alınmış oldu. Yani millete karşı harekete geçen, milleti kale almadan hukuk dışı davranışlarda bulunanlar bir anlamda bu milletin imkanlarından kendilerine sağlanan her türlü imtiyazdan artık mahrum olmuş durumda.

AVUKAT DR. MEHMET SARI: RÜTBELERİ SÖKÜLEN GENERALLER YAPTIKLARINDAN PİŞMAN DEĞİL

Av. Dr. Mehmet Sarı, Ankara’da 28 Şubat davasının büyük bir kısmını bizzat takip ettiğini ve generallerin ifadelerinden çıkardığı izlenimleri şu sözlerle aktardı;

28 Şubat’taki özellikle Batı Çalışma Grubunun hakkında açılan davada da dönemin hükümetine post modern darbe olarak nitelendirdikleri bir şekilde hükümeti alaşağı etmek, hukuk dışı yollarla sonlandırmak için yapılan bir girişimdi. Nitekim biz Ankara’da 28 Şubat davasının önemli bir kısmını takip ettik. Bunların sonucunda duruşma salonunda döneminde kudretli generallerinin, rütbeleri sökülenlerin kendilerinin yaptıklarından herhangi bir şekilde pişmanlıkları olmadığını gördük. Yaptıkları işin hukuki bir düzen olduğunu aslında seçilmiş Refahyol hükümetini hukuk dışı olarak tanımladıkları yönünde ifadeleri vardı. Bu ifadelerde biz hep şunu gördük aslında; kendilerini 28 Şubat’a giden süreçteki ve 28 Şubat’taki eylemlerde kendilerinde Refahyol hükümetini alaşağı etmenin laikliği demokrasiyi kurtarma bağlamında bunları sunma gayreti içinde oldukları bir gerçek. 

GENERALLER CEZALANDIRILDI, PEKİ DİĞERLERİ?

Sarı, 28 Şubat sürecinde memurundan işçisine, STK'lardan gençlerin eğitim haklarına kadar milyonların mağdur edilmesine rağmen davada kısıtlı bir kesime ceza kesildiğine dikkat çekti.

Bu sürecin Batı Çalışma Grubu’ndan daha fazlası olduğunun altını çizen Sarı mağduriyetin boyutunu şöyle aktardı;

Biz bu kararı konuşurken karşımızda Batı Çalışma Grubu adı altında yargılanan dönemin bu sürece katılmış olan 165 kişinin yargılandığı bir dava olarak telakki ediliyor ki bu 28 Şubat sürecini yaşananları ve toplumun tüm kesimlerini mağdur edildiği dikkate alındığında aslında 28 Şubat çok sınırlı bir kitleyle sadece bir kaç tane generalin yargılanıp haklarında verdiği kararla 28 Şubat’ın cezası tayin edilmiş gibi bir sonuca ulaşılıyor. 

Ben açıkça söyleyeyim 28 Şubat Batı Çalışma Grubu’ndan yargılanan askerler önemli faktörlerden bir tanesidir ama iştirak sıfatıyla bunlarla birlikte hareket eden geniş bir kitle vardı; Akademide, sivil toplumda, devletin bürokratik alanlarında. Milleti kendi içerisinde çok farklı katmanlara ayrıştırarak, bölerek yaftalamışlardı ve mağdur etmişlerdi. O günün yapılan saldırıları siyasette çok büyük sonuç doğurdu, Refahyol için 6 milyon oy veren insanlar ve mağdur edilen kitlelerin yanında üniversitede katsayı uygulamasıyla mağdur edilen milyonlarca gencimiz oldu. Memuriyeti elinden alınan insanlar, kapatılan, mallarına el konulan STK’lar, sendikalar ve yeşil sermaye diye kategorize edilen iş insanlarının olduğu bir atmosfer oluşturuldu.  

"TÜRKİYE, DARBEYİ YARGILAYAN AZ SAYIDAKI ÜLKELER ARASINDA YERİNİ ALDI"

Alınan kararın bundan sonrası için bir ders niteliği taşıdığı söyleyen Sarı "Bütün bunlar düşünüldüğünde alınan karar bundan sonra darbeye teşebbüs edecekler, düşünecekler için önemli bir girişim oldu. Türkler dünyada darbeyi yargılayan sınırlı ülkeler arasında yerini aldı." dedi.

"KANUN NAZARINDA HÜKÜMLÜ SIFATINA HAİZ OLDULAR"

Sarı, devlete karşı işlenen suçlar bağlamında generallerin rütbelerinin sökülmesi sonrası ne gibi haklardan mahrum kalacakları ile ilgili soruya da şu cevabı verdi;

Mahkeme kararı kesinleşmiş olmakla birlikte artık bu kimseler kanun nazarında hükümlü sıfatına haiz oldular. Dolayısıyla bundan sonra medeni hakları kullanma bakımından kanunen kısıtlı hale geldiler.

Askeri ceza kanununda hüküm giyen özellikle devlete karşı suçlar bağlamından rütbelerinin sökülmesi ve özlük haklarının alı konulması meselesi vardır. Mahkeme kararı Genelkurmay Başkanlığına ulaştıktan sonra artık Generallik sıfatları, askeri hiyerarşi içerindeki almış oldukları terfi veya almış oldukları unvanlar tamamen kaldırılmış oldu.  Özlük hakları bakımından da emeklilik, tazminat gibi hakları varsa bu haklar da ortadan kaldırıldı. Yönetimlerin olağanüstü yöntemlerle ele geçirme çabaları hep bu güvenlik bürokrasisi içerisinde elinde silah tutanlar marifetiyle gerçekleştiriliyor. Bu cezayla birlikte artık özlük hakları dâhil olmak üzere çok önemli sınırlamalarla ve yaptırımla karşı karşıya kalacakları hususu da bundan sonra bu işe teşebbüs edebilecekler için de önemli bir ders niteliği taşıyor.

Editör: Haber Merkezi