Kahramanmaraş’tan çıkarak Türkiye’nin dev şirketlerini geride bırakan Kipaş Holding 8 farklı sektörde 10 bin kişiye istihdam sağlıyor. Vergi rekortmenleri listesinde de Kahramanmaraş’ın ilk 5 sırasını oluşturan Kipaş büyümeye devam ediyor.Türkiye’nin tekstil devi Kipaş Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Öksüz, ekonomiden Kipaş’ın büyüme hızına, istihdamdan yatırımlara, ülke ve dünya siyasetinden oda seçimlerine kadar her konuda Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesinin sorularına içtenlikle cevapladı.Büyüme trendini her geçen yıl hızlandıran Kipaş, Türkiye’nin en büyük 500 firması arasında 4 şirketini girdirerek büyük bir başarıya imza attı. Kahramanmaraş’ta Vergi rekortmenler listesinin ilk 5 sıranı da oluşturan Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Öksüz, yatırım yapmaya devam edeceklerini belirterek Türkiye’nin en büyük üçüncü yatırımı olan 500 milyon dolar değerinde yeni bir kağıt fabrikası daha kuracaklarını söyledi.Kahramanmaraş’ta ortaklık kültürünün en iyi örneğini de sergileyen Öksüz, “dirlik edene dirlik çok’ derler. Amaç anlaşmaksa, anlaşmayı sağlamak için birçok yol ve metot var. Bizde bu yöntemleri kullanarak ortak aklı ortaya çıkartıyoruz” dedi.Son yıllarda fabrikalarında çalıştıracak işçi bulamadıklarında da yakınan Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve KMTSO Meclis Başkanı Hanifi Öksüz; işçi bulunamadığı için birçok tesisin bugün üretim yapamadığına dikkat çekti.Yaklaşan KMTSO seçimleriyle ilgili de talip olanlara net mesaj veren Öksüz şöyle konuştu, “herkes seçilmek için gayret verir ama seçildikten sonra hiç biri emek vermez. İnsanlar bir görevi yerine getirecekse o göreve talip olmalı, ben bu kadar yoğun iş mesaimin arasında meclis başkanlığı görevini kabul ettim, meclis toplantılarının ikisine üçüne katılsam, o kuruma büyük saygısızlık etmiş olurum. Her toplantıya katılmak için yoğun çaba sarfediyorum. Mademki o koltuğa oturuyorsun onun hakkını vereceksin, mademki meclis üyesi seçildin her toplantıya geleceksin gelemiyorsan talip olma.”Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mesut Tuğrul Anadolu’dan çıkarak dev şirketleri geride bırakıp zirveye doğru emin adımlarla giden işadamı Hanifi Öksüz’le dev röportaj yaptı. Kipaş büyüyor, İlk 500’de 4 firmanız yer aldı. Neler söylemek istersiniz?Biz Kipaş olarak yatırımcı bir grubuz, mevcut şirketlerimizi her yıl büyütmeye çalışıyoruz.  Bu sene de yine şirketlerimiz ilk 500 de iyi bir performans sergiledi.  Her sene artan sayıyla Türkiye’nin en büyük ilk 500 şirketleri arasında yer almaya devam ediyoruz. Ufukta yapacağımız yatırımlarımız var, bu yatırımları da hayata geçirdiğimiz de inşallah daha çok şirket sayısıyla ilk 500’ün içerisinde yer alacağız. Kipaş olarak hedefimiz şehrimize büyük çaplı yatırımlar yaparak grubumuzu daha da büyütmeyi hedefliyoruz. Artık küçük yatırımları da zaman zaman terk etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şirketlerin bünyelerine göre ve rekabet gücü yüksek olan yatırımlara girmesi lazım.Kipaş’ın ilk 500’de 4 firması var, tek bir şirket etrafında toplanıp ilk sıralara girebilirsiniz, Neden farklı şirketler olarak yer alınıyor?Kipaş olarak farklı sektörlerde farklı şirketler kuruyoruz ki o sektördeki karlılığımızı ayrı takip edebilelim, yoksa bunların hepsini tek şirket çatısı altında da toplayabiliriz. Tek şirket olarak düşünüldüğünde geçen yıl bir derginin araştırmasına göre 16. Sıradaydık.Çalışma hayatında milli seferberlik projesi kapsamında Kipaş Holding olarak Cumhurbaşkanımıza istihdam artıracağı sözü vermiştiniz. İstihdam sayısında değişiklik oldu mu?Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısını önemsiyor ve katılıyoruz ama istihdam artışını kalıcı ve istikrarlı kılmak için yeni yatırımlar yapmamız ve üretmemiz lazım, Devletimiz de bu konuda teşvik paketleriyle sanayicilerimizi istihdama,  üretime ve yeni yatırımlara yönlendiriyor. Kipaş Holding’in istihdam sayısında  da değişim oldu, artış yönündeki bu değişim yeni iplik yatırımlarımızın da devreye girmesiyle 750-800 kişilik ek bir istihdam sağladık. Bu tesislerde çok özel iplikler üreteceğiz.İstihdam kesinlikle çok önemli, buna katılıyorum devletin aldığı istihdam tedbirlerini de saygı ile karşılıyorum fakat zaman içerisinde bunların ayarlanması lazım. Örneğin; şuanda bir sorun yaşıyoruz; sanayide çalıştıracak işçi bulamıyoruz. Tekrar bir iş beğenmeme olayı başladı.  Bir taraftan biz işsizliği kırmak için mücadele verirken diğer taraftan da kamu kurum ve kuruluşlarına taşeron firmadan fazla işçi istihdam edildiğini düşünüyorum. Oradaki istihdam doğrudan doğruya ekonomiye katkıda bulunmuyor üstelik devlete yük olan bir istihdam ama burada doğrudan sanayicinin almış olduğu kişi ihracata destek oluyor, üretime destek oluyor, hem işveren hem de işçi aldığı maaştan vergi veriyor.   Kamu kurum ve kuruluşlarına alınan istihdam doğrudan ülkenin hazinesine yük oluyor.  Bu alımların iyi ayarlanması lazım, sanayi şehri olmayan işsizliğin yüksek olduğu illerde kamuya fazla işçi istihdam edilebilinir, bunu normal karşılıyorum. Ama Kahramanmaraş gibi sanayisi gelişmiş kendi işçisini istihdam edebilen bir şehirde fabrikalar işçi ararken tutup ta belediyelere, camilere, okullara, diğer kamu kurumlarına istihdam sağlamak verimli olmayabilir. Ne zamanki istihdam hacmi azaldı ve kötüye gitti,  o zaman devletimiz önlemini alabilir ama şuanda bakın birçok fabrika işçi bulamadığı için üretim yapamıyor. Bu konuda bir an önce önlem alınmasında fayda olduğunu düşünüyorum.Son olarak ABD güdümündeki Suudi Arabistan Katar’a ambargo uyguladı. Çevre ülkelerde ateş çemberi devam ediyor, bu çerçevede bölgede ne oluyor, Türkiye güvenli liman olmaya devam ediyor mu?  Biz bu devamlı Amerika’yı, Batıyı suçluyoruz. Ama batının zaten arzusu; İslam ülkelerini parçalamak ve bunda da başarılıda oluyorlar. Biz İslam ülkeleri olarak akıllı olmalıyız, bir arada olmalıyız. Onların amaçlarına hizmet etmemeliyiz, başarılı olup onların oyununa gelmememiz lazım. Türkiye İslam ülkeleri arasında öncü bir ülke olduğu için işimiz gerçekten çok zor. Şuanda Arapları ikiye bölmeye çalışıyorlar Libya’yı bitirdiler, Irak ı bitirdiler, Suriye’yi bitirdiler, sıra Türkiye’ye geldi fakat denediler bir şey yapamadılar.  Çünkü Türkiye’de demokrasi var, milletimiz seçtiğine sahip çıkıyor bu güzel bir şey. Türkiye farklı bir ülke, geçmişi yüzyıllara dayanan şanlı bir geçmişi var. Her şeyimiz farklı ama diğer İslam ülkelerine bakıyorum; sürekli dedikodularla, algı operasyonlarıyla en ufak gerilimlerde parçalanmalar, ayrışmalar meydana geliyor. En basitinden mezhep kavgaları; bunları aşmamız lazım aşmazsak her zaman İslam ülkeleri parçalamaya müsait. Osmanlı’nın tarihini zaman zaman okuyorum, geçmiş dönemde İngilizler Suudi Arabistan Yarım Adasında Türklerin Hristiyanlığa geçtiği yönünde asılsız dedikodularla Arapları Türklere karşı kışkırtmışlar. Bu kışkırtmalarla Araplar Türklere karşı soğumuş ve o coğrafya da büyük savaşlar vermişiz.  Bir dedikodu ile çok önemli şeyler yapıyorlar, bu tuzaklara düşmememiz lazım, birlik beraberlik dinimizin de emri ama biz bunu yerine getirmiyoruz. Bakıyorsun iki İslam ülkesi birbirine düşüyor, iki lider restleşmeyi sonuna kadar götürüyor.  Türkiye’de İslam dünyasını bir araya getirmek için çaba harcıyor. Bu görev de zaten bize düşer ama gerçekten işimiz çok zor.Katar’a uygulanan yaptırımların ardından Katar’ın ihtiyaçları Türkiye’den karşılanabilinir mi? Ekonomiye artı değer katar mı?Katar’ın ihtiyacı olan su ve gıda çok fazla rakam tutan şeyler değil, daha çok ben onlara yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyorum. İnşallah bu iş daha ileri noktalara gitmez.  Cumhurbaşkanımız ve Devletimizin Katar’ı içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için büyük gayretleri var. Katar Türkiye’nin iyi bir dostu, bunun yanında Arabistan ve diğer Arap ülkeleri de Türkiye’nin dostu. Bunların parçalanması bize zarar verir.Kipaş’ın büyüme hızı devam edecek mi hangi sektörde büyüyecekler? Ufukta yeni yatırım var mı?Kipaş Grup olarak şuanda 8 farklı sektörde faaliyetlerimiz var, büyümeye de devam edeceğiz. En önemli hedefimiz; sağlıklı büyümek, zaten içinde bulunduğumuz her sektörümüzde sağlıklı büyümek için tüm tedbirleri alıyoruz. Bunların haricinde tek başına yine büyük bir yatırımın arifesindeyiz. Aydın’ın Söke ilçesine büyük bir kâğıt fabrikası kuruyoruz. Bu yatırımı Kahramanmaraş’a neden yapmadığımıza gelince; bilindiği üzere memleketimize dev bir kâğıt fabrikası kurduk, burada bir kâğıt fabrikası daha var. Bu bölgenin atık kâğıtları ancak iki fabrikaya yetiyor. Buraya üçüncü bir kâğıt fabrikası iki fabrikayı da sıkıntıya sokar. Hem atık kâğıtlara daha kolay ulaşabilmek hem de ihracat kolaylığının olması bize Söke’ye yönlendirdi. Yapacağımız yatırımın maliyeti 500 milyon dolardır. Bu yatırımın Türkiye’de birkaç yatırımın ardından en büyük 3’üncü yatırım olacağını duyduk. Kipaş’ta tarım ne durumda, neden domates üretmekten çıktınız. Kipaş olarak hangi tarım ürünlerini üretiyorsunuz?Şuanda domates üretimimiz yok, seradan vazgeçtik, sebebi de; piyasada çok taklit mal satılıyor. Aynı kutuya başka domates koyup satıyorlar, bununla baş etmemizin yasalarımıza göre de mümkün olmadığını görünce domates üretiminden çıktık. Geniş bir alanda değişik tür yelpazesiyle tarımsal ürünler yetiştiriyoruz. Ben tarım kökenli bir aileden geldiğim için tarımı biraz da hobi olarak yapıyoruz ve çok seviyorum. Yaptıklarımızla Kahramanmaraşlı çiftçilerimize de örnek olmaya çalışıyoruz. Mesela 500 dönüm üzüm bağı yapmıştık belki ovalarımızda bunu örnek alır, diğer çiftçilerimizde yapar, bunun dışında Kahramanmaraş’ımızın tarihi sarı çeltik pirincini yaşatıyoruz, bu yıl 100 dönüm kadar ektik. Bununla birlikte tekstilin ana ham maddesi pamuğun en iyi cins olanlarıyla ilgili hem verimi hem de elyaf kalitesi bakımından daha iyi olmaları için denemeler yapıyoruz.Üniversiteden faydalana biliyor muyuz bu konuda? Maalesef o konuda yeterli düzeyde iş birliğimiz olmuyor, Ben her konuda da üniversite yönetimine söylüyorum; araziye inmeleri gerek, görmeleri gerek,  yaşamak gerek. İlim, sadece kitaplarda okumakla olmuyor, tatbik etmek çok önemli.  Biz kendi teknolojilerimizi kendimiz geliştirmeye çalıştırıyoruz.Anadolu’nun en etkin 12. İş adamı seçildiniz, bu size ne gibi sorumluluk yüklüyor? Bir dergi öyle değerlendirmiş, Eğer, ekonomi bakımından şirketiniz belli bir güce ulaşmışsa onun paralelinde birçok sorumluluğu da taşımanız gerektiğini düşünüyorum.  Kipaş, bugün Türkiye çapında büyük bir holding, Kahramanmaraş da 8-10 bin kişi istihdam ediyor,  biz Kahramanmaraş sevdalısı bir şirketiz, şehrimize gönül vermiş bir şirketiz. Burada sorumluluklarımız var bunu idrak ediyoruz. Birinci hedefimiz; istihdamı mızı ve sanayi yatırımımızı daha ileri safhalara taşımak, Kahramanmaraş ekonomisini daha da geliştirmek. Biliyorsunuz Vergi sıralamasında da ilk 5’i Kipaş grubun şirketleri oluşturuyor. Bunun yanı sıra şehrimize sosyal bakımdan da destek veriyoruz, okulumuz var çok önemli bir boşluğu dolduruyor. Eğitim Kahramanmaraş’ın en ihmal edilmiş alanı. Eğitim konusunda da Kipaş okulları bir lokomotif oldu, değişik bir sistemle çalışıyor belki eğitim alanını daha da ileri noktalara götürebiliriz.Ortaklık kültürünün en iyi örneğini sergiliyorsunuz, bunu nasıl başarıyorsunuz?Kahramanmaraş’ın çok önemli bir sözü var; ‘dirlik edene dirlik çok’ derler. Amaç anlaşmaksa, anlaşmayı sağlamak için birçok yol ve metot var. Önce şunu bilmemiz gerek; ‘sorun yok’ diye bir şey yok, sorun her gün her zaman olabilir, önemli olan insanların sorunlara yaklaşım şekli. Sorun ne olursa olsun bizim ortaklar olarak şirkete zarar vermeye hakkımız yok, şirkete zarar verdiğimiz zaman topluma da kendi kendimize de zarar vermiş oluruz. Her türlü sorun değerlendirilir, ortak akıl bulunur, aşılır, çözülür böyle olduğu takdirde geçinmemek için bir neden yok. Allah (c.c) buyuruyor ki ‘’İki ortaktan biri diğerine hıyanet etmediği sürece onların üçüncü ortağı benim’’.Hayır da, bereket de, huzur da iyi geçinmede, ama maalesef bakıyorum ailede başarılı bir adam vefatından sonra yeni nesil her şeyi batırıyor, basit dedikodularla aileler parçalanıyor, şirketler parçalanıyor. Az önce söylediğim gibi bugün İslam ülkelerinin bile geldiği nokta, bazı dedikodularla ülkeler parçalanıyor bunları aşmamız lazım tek anahtar budur.Rusya yatırımları kaldırdı Ekonominin bize yansıması ne olur?Biz, sadece Rusya ile değil ekonomi bakımından tüm ülkelerle iyi geçinmeliyiz. Türkiye’nin ilk hedefi ekonomisini geliştirmek, dolayısıyla da Avrupa’yla da Rusya’yla da komşularla da ekonomi bakımından iyi geçinmemiz gerektiğine inanıyoruz. Kahramanmaraş da yatırım yeri ile ilgili sıkıntı var mı? Kahramanmaraş’ta yeni yatırım yerlerine ihtiyaç var. Maalesef şuan ki geldiğimiz noktada sanayi tesislerimizi çok çarpık bir şekilde kurduğumuz görülür. Bunun sebebi de imar açısından belediye sanayiciden geri kaldı, organize sanayimiz çok geç kuruldu, sanayiciye yer gösteremedik, tarım alanlarına inşaatlar yaptık. Şunu söyleyeceğim; Kahramanmaraş’ta tarım alanı hariç başka bir yere inşaat yapma şansı da yok. Ya yüksek dağlar, ya ovalar var ama ovalarında verimli verimsiz yerleri var, verimlilerini seçip bunların dışına çıkmamız lazım. Bundan sonra organize sanayi bölgelerinin dışına yatırım yapmak çok yanlış, onun için mevcut organizeyi de bir an önce tamamlamamız lazım.Kahramanmaraş’ta ki Suriyelilerin iş gücüne katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?Kahramanmaraş’ ta iş dünyası Suriyelilerden fazla istifade edemiyor,  bizim gibi büyük tesisler çalıştıramıyor. Suriyeliler Küçük Sanayi sitesinde iş buluyorlar, küçük sanayi sitesinde çalışan hemşerilerimiz ise gelip fabrikalarda çalışıyor. Yani Suriyelilerin küçük esnafta çalışmaları daha önce orda çalışan insanların fabrikaya yönelmesini sağladı.Erdoğan’ın partiye dönüşüyle birlikte başlayan yeni bir sistem var, Yeni sistemin ülkeye katkısının emarelerini görebiliyor muyuz?Yeni sistemi çok önemsiyorum, referandum öncesi de bunu verdiğim demeçlerde belirtmiştim. Bizim devletimizden beklediğimiz bürokratik engellerin bir an önce kalkmasıdır. Örneğin bir Bakanlıktan teşvik alıyoruz, sonra diğer bakanlıklar o yatırımı yaptırmamak için her türlü prosedürleri önünüze yığıyor. Hükümet karar alıyor, Anayasa mahkemesi bozuyor. Önceki sistemde devlet kendi içinde kendini kilitlemişti, devlet çalışamaz hale gelmişti. Sonra ülkeyi yönetenlerin daha pratik çözümler üretmesi için Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi yani başkanlık sistemi geldi. Bu gelişme güzel bir olay. Benim gönlüm şunu istiyor; keşke bu sistemi şehirlere kadar indirsek, Kahramanmaraş’ın sorununu buradaki şehrin valisi, belediye başkanı, ticaret sanayi odası, şehirde yaşayan insanlar bir araya gelsin çözsün bitsin. Her şeyi Ankara’ya sormayalım, organize sanayi yerimizi anında kendimiz belirleyelim, istimlakleri kendimiz yapalım, ana hatları ve tüzüğü Ankara belirlesin. Ankara’ya bir evrak gidiyor bir senede gelmiyor, kaç tane siyasetçiden yardım istiyoruz böyle bir düzende yatırım çok zor bu konuda beklentim var,  zaten sayın cumhurbaşkanımızda bu durumun farkında en son TOBB toplantısında bürokratik oligarşiden söz etmişti.  Cumhurbaşkanımız bürokratik oligarşiyi kaldırırsa bu ülekye çok büyük iyilik yapmış olur.Kahramanmaraş’ın Ankara’da temsil gücünü nasıl görüyorsunuz, siyasetin bu gücünün Kahramanmaraş’a yansıması yeter mi?Siyaset de eskiye göre daha başarılıyız ama istenilen noktaya gelemedik. Bu anlamda daha fazla birlikteliğe ihtiyacımız var, siyasilerimiz daha çok birbirleriyle el ele vermeli. Bizlerde sanayiciler olarak başarılı siyasetçilerimizi desteklemek zorundayız. Her sene ilimizde siyasi açıdan bir gelişme görüyorum Veysi beyin Başbakan Yardımcılığı, Mahir Bey’in en son parti yönetiminde üstlenmiş olduğu görev Kahramanmaraş’a büyük katkı sağlar.Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odasında meclis başkanısınız ve oda seçimleri yaklaşıyor. Aday olmak isteyenlere bir tavsiyeniz olacak mı?Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası iş dünyasını temsil eden çok önemli bir kurum. Şuana kadar Başkanlığa talip olmak isteyen arkadaşlar kendilerini bildirmediler. Bir kere talip olmayan bir insana zorla bir işi yaptıramazsınız, talip olacak arkadaşların bir an önce ortaya çıkması lazım. Gönül ister hiç gürültüsüz ve sorunsuz şekilde gerçekten sanayicinin tüccarımızın isteği doğrultusunda Odamıza yakışır şekilde çözelim. Oda seçimiyle ilgili talipler ortaya çıktıktan sonra arkadaşlarımızın fikirlerini alırız, en başarılı olacağına inanılan ve en çok istenilen ismi açıklarız. Tabi burada bu kararı verecek oda üyelerimiz ve seçecek olanda onlar.  Ama ben bir mesaj vermek istiyorum; maalesef bir yanlışımız var, herkes seçilmek için gayret verir ama seçildikten sonra hiç biri emek vermez. İnsanlar bir görevi yerine getirecekse o göreve talip olmalı, ben bu kadar yoğun iş mesaimin arasında meclis başkanlığı görevini kabul ettim, meclis toplantılarının ikisine üçüne katılsam, o kuruma büyük saygısızlık etmiş olurum. Her toplantıya katılmak için yoğun çaba sarfediyorum. Mademki o koltuğa oturuyorsun onun hakkını vereceksin, mademki meclis üyesi seçildin her toplantıya geleceksin gelemiyorsan talip olma. Meclis başkanlığı içinde genç bir arkadaşımız daha talip olursa değerlendiririz. Burada kurumu önemsememiz lazım kuruma karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiz lazım bütün açıklığıyla bunu söylemek istiyorum.Bu vesileyle tüm İslam aleminin ve ayrıca memleketimin insanlarının Ramazan Bayramını en içtenlikle kutlarım.
Editör: Haber Merkezi