“Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, toplumdaki temel eşitsizliklerden biridir. Kadınların yüzyıllardır verdiği eşitlik mücadelesi 20.yüzyılın başlarında önemli kazanımlar elde etmeleriyle sonuçlandıysa da, yasal düzenlemelerin uygulamaya geçirilmesinde sorunlar yaşanmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu eşitsizliğin en fazla görüldüğü alan kadının siyasal karar alma mekanizmalarındaki konumudur. Bu anlamda toplumsal cinsiyet perspektifinde kadının toplumsal yaşamdaki konumu, siyasal alandaki yerini açıklayabilmek bakımından da önemlidir” diyen İyi Parti Kahramanmaraş Kadın Politikaları Başkanı Avukat Çiğdem Kekeç, “Ülkemizin ve dünyanın en büyük sorunlarından biri şüphesiz ki kadının toplumda temsili… Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 2020 yılında Türkiye’deki toplam nüfusun %49,9'unu kadınlar, %50,1'ini ise erkekler oluşturuyordu yani cinsiyetlerin dağılımı oransal olarak neredeyse aynı. Ancak bu durum ne yazık ki kadınların çeşitli alanlarda yeterince temsil edildiği anlamına gelmiyor. Dışişleri Bakanlığı’nın 2020 yılı verilerine göre büyükelçilerin dörtte üçü erkek. TBMM’nin 2020 yılı verilerine göre ise meclisteki kadın milletvekilleri oranı oldukça düşük, %17,3. TÜİK’in 2019 yılı Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı verilerine göre 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların istihdam edilme oranı yalnızca %28,7. Cinsiyetler arasındaki eşitsizlik istihdam ile de sınırlı kalmıyor, okuma yazma oranlarında da kendini gösteriyor. Aynı yaş grubundaki kadınların %6,9’u henüz okuma yazma bilmiyor” dedi.

“AİLE İÇİ ŞİDDET VE KADIN CİNAYETLERİNİN TEMELİ CİNSİYET AYRIMINA DAYALI”

“Maalesef Türk Kadınının toplumda yeterince temsil edilmemesi ve cinsiyet eşitsizliğini birçok farklı alanda keskin bir şekilde yaşamasından daha ağır ve travmatik bir sorunu daha var: Aile İçi Şiddet ve Kadın Cinayetleri. Özellikle son zamanlarda medyaya yansıyan olayların artışıyla yüzümüze tokat gibi çarpan bu gerçeklerin arkasında yatan nedenlerin üzerine yeterince gidilmediği gibi suç ve suça teşebbüsle mücadele de etkin bir şekilde gerçekleştirilmiyor. Tam olarak bu sorunlarla mücadeleye dair temel standartları ve devletlerin yükümlülüklerini belirleyen bir uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nin, 20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye bakımından feshedilmesine karar verildi. Türkiye'de 2010-2019 yılları arasında kadın cinayetlerinin düşüş gösterdiği tek yılın bahsi geçen sözleşmenin imzalandığı yıl olan 2011 yılı olduğuna dikkat çekmek isteriz. Bu kadar büyük bir problemin çözümünde rasyonel bir iktidardan beklenen sorunun çözümüne dair kapsamlı çalışma yapması ve caydırıcılık unsurunu etkin bir şekilde kullanmasıdır ancak ülkemizde durum ne yazık ki farklı bir yönde ilerlemektedir” dedi.

“KADINLARA YÖNELİK EYLEM PLANIMIZ VAR”

İYİ Parti olarak yukarıda bahsettiğimiz hususlarda atılması gereken adımlara dair kapsamlı çalışmalar yürütüyor ve eylem planları oluşturuyoruz diyen Kekeç, “Kadın ile çocuk istismar, şiddet ve cinayetlerinin engellenmesi için her türlü yasal önlemin alınması; kitle iletişim araçlarının etkin şekilde kullanılması ve yaşanan olayların arkasındaki sebeplerin üzerine gidilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şüphesiz, aslında yapılması gereken, tüm imkânların topyekûn seferber edilmesidir.

Bir toplumun sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için tüm unsurlarının uyum içerisinde olması beklenir. Bunun sağlanabilmesi için ise bireysellikten ödün vermeden başta kadın olmak üzere aileyi oluşturan tüm fertleri daha mutlu bir şekilde bir arada tutmak için çaba harcanmalı, buna yönelik politikalar geliştirilmeli ve iktidar eliyle uygulanmalıdır. Kamusal alanda ve yerel yönetimlerde kadın taban kotası uygulaması yoluyla kadınların hem devlet kurumlarında hem de karar alma mekanizmalarında daha ön planda olmalarını sağlayacağız. Ayrıca özel şirketlerin bünyelerindeki kadın istihdamını arttırmaları için bu konuda öncü şirketlerin ödüllendirilmesi yoluyla teşviklerde bulunmanın en verimli yol olacağı kanaatindeyiz” dedi.

“ÜRETEN KADIN EKONOMİYİ GÜÇLENDİRİR”

Kadınlarımızın işgücüne katılımını sağlayabilmek ve üretime katkı sağlamak amacıyla ev kadınlarının meslek edinmeleri için belediyelerle işbirliği hâlinde Halk Eğitim Merkezleri’ni daha işlevsel hale getirdik, getirmeye de devam edeceğiz diyen Kekeç, “Ayrıca kadınlarımızın işgücüne katılımı önünde bir diğer engel olan ağır bakım yükü de yine çözülmesi gerekenlerden. Bu doğrultuda çocuk ve aile büyüklerinin bakımı için ayrılan sosyal yardım kaynaklarının önemli miktarda arttırılması gerektiğini düşünüyoruz. Özetle Türk Kadınının ekonomik ve sosyal hayatta aktif rol alması, bunun yanı sıra kendisine sağlanması gereken pozitif hakları kullanacak imkân ve güvencelere sahip olması; toplumun geneline yayılmış bir refah için taviz verilemez ön şartlardır. Zira bizce kadın, toplumun ve ailenin temel taşıdır” ifadelerini kullandı. (HABER: YAŞAR ERİKLİ)

Editör: Haber Merkezi