Kahramanmaraş’ta kadınların el emeğiyle hazırlanan ve modern cihazlarda üretilen tarhana ihracatına başlandı. Yaklaşık 5 bin kişinin istihdam edildiği tarhana sektöründe üretilen 25 bin ton ürünün yaklaşık 10 bin tonu ihraç ediliyor.Tarhana sektöründe 5 bin kişinin istihdam edildiği Kahramanmaraş’ta sağlıklı ortamda üretilen çorbalık ve çerezlik tarhananın ihracatına başlandı.Yaklaşık 500 firmanın ve köylerde ailelerin hazırladığı kışlık ve yazlık tarhana, 81 ilin yanında dünyanın birçok ülkesine ve Ortadoğu’ya ihraç ediliyor. Kent genelinde yıllık 25 bin ton civarında üretilen tarhananın 15 bin tonu Türkiye’nin 81 ilinde pazar bulurken, 10 bin tonu ise yurt dışına ihraç ediliyor. Protein zengini Protein yönünden oldukça zengin olan tarhana, yoğurt, dövme, kekik, tuz ve sudan oluşan ana 5 ana maddeden yapılıyor. Büyük krom kazanlarda pişirilen tarhana, 1 gün fermantasyona (dinlenmeye) tabi tutulup ikinci gün makinelerle sera bahçesine seriliyor. Kurutulup paketlenen ve birçok çeşidi üretilen tarhana, Kahramanmaraş’tan tüketiciye sunuluyor.Tarhana üreticisi Faruk Çiftaslan, yerel bazda sevilen ve dünyanın birçok ülkesinin tanıdığı tarhanayı ulusal ölçekte herkesin tanıdığı ve yiyebileceği bir ürün haline getirmeyi planladıklarını ifade etti. Çiftaslan, tarhananın protein yönünden çok zengin ve doğal bir ürün olduğunu vurgulayarak yapımına ilişkin şu bilgileri verdi:"Tarhananın yüzde 80’i yoğurt, yüzde 20 doğal dövme, antibakteriyel olarak da kekik de koyuyoruz. Tarhananın taş değirmende özel bir buğdayı vardır. Buğdayını alıyoruz; yüzde 20-25 nispetinde kepeğini, dış kabuğunu alıyoruz. Yoğurtla yüzde 1’e 2, yüzde 1’e 3 1 kilo dövmeye, yarmaya 2-3 kilo yoğurt kullanıyoruz. Krom arabalarda 1 gece fermantasyona tabi tutuyoruz. Mayalandıktan sonra makinelerde seriyoruz, ince olarak. Seralara seriyoruz, kurutmaya alıyoruz"Tarhananın eskiden tok karnına, akşam yemekten sonra yendiğini, bazılarının sıcak suda ıslatıp yanına çerezini, cevizini, bademini koyduğunu, bazılarının yağda kızartma, bazılarının kuru kızartma yaparak tükettiğini anlatan Çiftaslar, "Biz bunun ürün olarak hatta çeşitlerini de çıkarıyoruz şu anda. Biberli, ekstra kremayla, sadece yoğurt ve krema kullanıyoruz. O çok enfes ama onu saklama şartları zor. Soğuk havalarımızda tutuyoruz. Hijyenik olarak burada el değmeden üretiyoruz. Biz 20 seneden beri ihracat yapıyoruz. Dünyanın her yerine, Kanada, Hollanda, hatta Amerika’ya dahi gidiyor; Avustralya‘ya da gidiyor. İnşallah oğlum bir de Arap ülkelerine de vermeye çalışacak. Fuarlara gidiyor” dedi.
Editör: Haber Merkezi