Dünyayı saran koronavirüs salgınına karşı 47 gündür mücadele veren sağlık çalışanları, hastalarını iyileştirmek için adeta canlarını dişlerine taktı. Vaka sayısının en yoğun olduğu İstanbul’da yüzlerce hastayı sağlığına kavuşturup evine yollayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin hemşireleri de bu mücadelede öncü oldu. Virüs nedeniyle çoğu hasta yakınlarının bile refakatçi kalmak istemediği hastalara bakan hemşireler, 5 haftayı aşkın süredir evlerinden ve çocuklarından ayrı kaldı. Kanatsız melekler yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı.

REFAKATÇİ DE BAKICI DA HEMŞİRE DE BİZİZ

18 yıllık hemşire Yeliz Türkgenç, “Salgından önce endoskopi ameliyathane hemşiresiydim. 5 haftayı aşkın süredir sadece Kovid-19 hastalarına bakıyorum. Bu hastalar normal servislerde baktığımız hastalar gibi değil. Önlemleri alıyoruz ama onların refakatçisi de sizsiniz, bakıcısı da sizsiniz, hemşiresi de sizsiniz. Kovid-19 hastası bakmaktan asla gocunmuyoruz. Kendi adımıza korkularımız da yok. Ailemden ayrıyım, bu süreçte benim için en büyük zorluk bu” dedi.

HAYATLARI TÜMDEN DEĞİŞTİ

Yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan Türkgenç, “Yaptığımız işin yükü kimseye dokunmuyor. Çalışırken, kendi başımıza kalmadığımızda ya da bu konu açılmadığında iyiyiz. Kendi başımıza kaldığımızda ise psikolojimizi yere vurduruyoruz, sonra buraya gelince toparlayıp çalışmaya devam ediyoruz” diye konuştu. Elif İzel (12) ve Ferah Ayşe (9) isimli iki kızı bulunan Türkgenç, “Evde ders çalışma hepimiz için farklı bir düzen. Başta bana belli etmeseler de adapte olduklarını sanmıyorum. Bu konuda ciddi sorunlar yaşanıyor. Şu an annemlerin evindeyim, onlar benim evimdeler” diye anlattı.

HEP AYNI CEKETİ GİYİYORUM

Salgın başladığından beri aynı ceketi kullandığını belirten Türkgenç, “Aynı ayakkabıyı giyiyorum. Bu iş bitince gözden çıkarabileceğimiz kıyafetleri giyiyoruz. Kirli formaları eve götürüp temizlerle işe geliyorum. Eve gittiğimizde ilk işimiz makinenin karşısına geçip iğneden ipliğe ne varsa çıkarıp makineye atmak. Evin içinde dolanmadan duşa girmek, ayakkabı ve ceketi balkona havalandırmaya koymaktan oluşuyor” ifadelerini kullandı.

HASTALAR YEMEK YİYEMİYOR

Cerrahpaşa’nın Hemşirelik Hizmetleri Müdürü ve 25 yıllık hemşire olan Selma Kaçar, “400’ün üzerinde hemşire Kovid-19 servisleri, yoğun bakım ve acil servislerde görev aldı. Virüse yakalanan hastalar halsiz kalıyor, ciddi ağrıları olduğu için yataktan çıkamıyor. İştahsız oluyorlar yemek yiyemiyorlar. Hemşirelik hizmetleri bu noktada devreye giriyor. Servislerde iyi verilen hemşirelik bakımları hastaların yoğun bakım yerine evlerine gitmelerini sağlar. Arkadaşlarımız bunun gayretini verdi” dedi.

DOWN SENDROMLUYU BIRAKIP GİTTİLER

40’lı yaşlarda down sendromlu bir hastanın virüs nedeniyle hastaneye yattığını aktaran Kaçar, “Hasta kız kardeşiyle gelmişti. Test pozitif çıkınca, yatış işlemleri yapıldı. Kız kardeşi çocukları olduğunu refakatçi olarak kalmak istemediğini belirterek kurumdan ayrıldı. Tüm hemşire arkadaşlar, bu durumu gerçekten içselleştirip, hastanın bakımıyla ilgilendi. Hasta 1 hafta yoğun bakımda tedavi edildikten sonra servise alındı” diye konuştu.

Annemden uzak duruyorum

Göğüs Cerrahisi Servisi’nde çalışan 25 yıllık hemşire Zuhal Narin, salgından sonra açılan Kovid-19 servislerinde görevlendiğini belirterek, “Meslek hayatım boyunca temaslı izole olunan hastalarımız elbette oldu. Bu hastalar 2-3 tane olurdu. Ama şimdi tüm hastalar izole hasta. O yüzden daha fazla dikkat etmek gerekiyor” dedi. Kronik rahatsızlığı olan annesiyle birlikte yaşayan Narin, “Mümkün olduğunca annemden uzak durmaya çalışıyorum. Eve gittiğimde elimi, yüzümü yıkıyorum. Eşyalarımı kapı girişine koyuyorum. Bir şekilde teması en aza indirmeye çalışıyorum. Kovid-19’a yakalanan bir hemşire arkadaş, hastaneye yatışının 9’uncu gününde gözyaşları içinde artık kurtulmak istiyorum demişti. O anı hiç unutamam. Virüse yakalanan sağlık çalışanları 5 gün tedavi altına alındıktan sonra eğer testleri negatif gelirse, bir müddet de evde dinlendikten sonra görevinin başına dönüyor” diye anlattı.

Belirti yoktu ama testim pozitifmiş

12 yıllık hastane personeli Ömer Kök şunları anlattı: “Pazar günü bir arkadaşımız koronavirüs testi yaptırdı ‘ben de yaptırayım’ dedim. Tomografi falan temizdi ama gece 12’de beni aradılar. ‘Ömer abi pazartesi işe gelme, temas polikliniğine git’ dediler. Test pozitif çıkmış ama en ufak bir belirti yoktu. 1 hafta hastanede yattım. İyileşince yeniden işimin başına döndüm. Virüs çıktığından beri eve gitmiyorum. Hastanenin lojmanında kalıyorum. Yüzde yüz engelli bir çocuğum var, ona bir şey olur diye korkuyoruz.”

Yeşim bizi mahvetti

25 yaşında Yeşim isimli bir onkoloji hastasının yaşadıklarından çok etkilendiğini belirten hemşire Yeliz Türkgenç, “Kanser son evredeydi, bu tabloya bir de koronavirüs eklendi. 14 aylık bebeği vardı, hepimiz test sonucunun negatif çıkmasını istedik. Kovid’in Yeşim’e en büyük negatif getirisi, bu süreçte yakınlarını göremedi. Çocuğunu en son Kovid tablosu eklenmeden önce onkoloji servisinde yatarken görmüş olabilir. Bizde yattığı 3 haftalık süreçte öyle bir imkanımız olmadı. 3 hafta kadar serviste baktık, 2 gün de yoğun bakımda kaldı, her şeyiyle ilgilendik. Tamamen bakım hastasıydı.

O yoğun bakıma indikten sonra da tüm hemşire arkadaşlar genel durumunu sistemden takip etti. 2 gün sonra ise vefat ettiğini yine sistemden öğrendik” diye konuştu.

Çocuklara cevap verememek çok zor

17 yıllık hemşire olan Perihan Yaman, “Üroloji endoskopi ameliyathanesinde çalışıyordum, daha sonra Kovid servisine geçtim. Aslıhan ve Mehmet isimli ikizlerim var. Çocuklar eşimle birlikte babaanneye gitti, ben kendi evimde kalıyorum. Bu sürecin ne zaman biteceğini bilememek, çocukların ‘ne zaman geleceksin’ sorularına yanıt verememek çok zor. Herkesin evde kalmasını istiyoruz. Kendinizi düşünmüyorsanız bizi düşünün, ailemize kavuşabilmemiz için sizin evinizde kalmanız şart. 80 yaşındaki amcayı taburcu edince o kadar da kötü değilmiş diye umutlanıyorsunuz. Gençlerin yoğun bakıma gittiğini görünce de demorolize oluyoruz” dedi.

Yakınları değil biz baktık

9 yıllık hemşire Tuğba Aydın, “Bir alzaymır hastası Kovid-19 nedeniyle hastaneye yattı. İzin verilmesine rağmen hasta yakınları refakat etmedi. Servisteki 11 hasta solunum sıkıntısı, kronik böbrek yetmezliği gibi rahatsızlığı olan riskli kişilerdi. Bu hastamız ise yaşlı ve virüs nedeniyle yemeğini dahi yiyemez hale gelmişti. Tüm gün onunla vakit geçirdim diyebilirim. Yarım saatlik bir süre, diğer hastalara bakmak için yanından ayrıldım. Yanında kimse olmadığı için yere düşmüş, büyük abdestini yapmıştı. Hasta bakıcı arkadaşla birlikte odayı toparladık. Daha sonra ise sondasını çektiği için tüm oda idrar oldu, onu da temizledik. Bu hasta 2 gündür yemek yiyemedim diye ağlamıştı, başında bekleyip yemeğini yedirdim. Elimizden geleni yapsak da refakatçisi olmayan bu hastanın başına gelenleri engelleyememiştik. O an orada olamadığım için gerçekten çok üzüldüm, o hastayı unutamıyorum” dedi.

Görüntülü konuşup hasret gideriyoruz

22 yaşındaki hemşire Burak Şahan, “Mesleğe başlayalı 2 ay oldu. Genel Cerrahi servisinde çalışırken Kovid -19 nedeniyle acil serviste görevlendirildim. Ailem Gaziantep’te yaşıyor. Babam buraya gelmeden önce kalp krizi geçirmişti. Şimdi görüntülü konuşarak hasret gidermeye çalışıyoruz. Ben onları teskin etmeye çalışırken kendimi de psikolojik olarak rahatlatmaya çalışıyorum. 1 kişiyi daha nasıl kurtarabilirizin telaşı içindeyiz. Virüsün ilk çıktığı dönemden bu güne, acil servislere başvurular azaldı” dedi.

MÜCADELENİN MERKEZİ

Sağlık çalışanları koronavirüs ile 7 gün 24 saat mücadele ediyor. Mücadelenin ilk adımı ise çağrı merkezleri. Bu günlerde yoğunluğun oldukça arttığı 112 Avrupa Komuta Merkezi’ne, günde 40 bine yakın çağrı geliyor. Çağrıları yanıtlayan görevliler, salgın dolayısıyla rutin sorularına ek hastalara, tek tek koronavirüs semptomlarının olup olmadığını soruyor. Sorular bittiğinde ise hastadan, var ise maske ve eldivenini takarak sağlık personellerini beklemesi isteniyor. Sonraki aşamada ise en yakın ambulans, adres bilgileri teyit edilen hastanın evine yönlendiriliyor.

Kapıyı üstlerine kilitliyorum

18 yıldır acil tıp teknisyeni olan Sevda Coha evde bıraktığı çocuklarının durumunu gözyaşlarıyla anlattı. Coha, şunları söyledi: “Evde büyük sıkıntı yaşıyorum. Halil İbrahim (7) ve Sılanur (13) isimli iki çocuğum var. Biri hematoloji diğeri romatoloji hastası. Ben onlara bulaştırmaktan endişe ederken, oğluma bakan kişinin kayınvalidesinde Kovid-19 çıktı. Diğer bakıcımız da bu olaydan sonra kendini muhafaza etmek istedi. Şu an çocuklarımı evde yalnız bırakıp, üstlerine kapıyı kilitleyip işe geliyorum.”

Editör: Haber Merkezi