Başkan İsmail Çelik, “Beyaz baston kullanılması ile sembolleşen bu gün, yaşamı algıladığımız en önemli unsurlardan olan görme yetisini kaybeden bireyleri anlamamız, empati kurabilmemiz için oldukça anlamlıdır. Biz engelliler, istatistiklerin 10 milyon dolayında gösterdiği büyük bir kitleyiz. Ailelerimizle birlikte sayımız 35 milyonu aşmaktadır. Engelli olmayı ya da engelli doğmayı kendimiz seçmedik. Bu durumu, ülkemizin olumsuz yaşam koşulları ve yerel yönetimlerin ağır ihmali “armağan” etti bize. Anayasamızın 2. maddesi devletimizin “sosyal” niteliğini açıkça belirtmektedir. Sosyal devlet, toplumun en güçsüz kesimlerinden başlayarak yurttaşlarının sağlık, eğitim, istihdam, sosyal güvenlik gibi temel gereksinimlerini karşılayan devlet demektir. Devletin “sosyal” niteliğini yaşama geçirmek, yerel yönetimlerin anayasal yükümlülüğüdür. Ne yazık ki yerel yönetimler, bugüne dek bu yükümlülüklerini, yeterince yerine getirmemişlerdir. Kentlerimiz, açık alanlarımız, konutlarımız ve toplu taşım araçlarımız, engelliler yok sayılarak planlanmıştır. Haklara, hizmetlere, mekânlara ve bilgiye erişebilmemizin önünde halen büyük engeller bulunmaktadır. Toplumumuzda engellilere yönelik ayrımcı değer yargıları, tutum, davranış ve uygulamalar son derece yaygındır. Ücretsiz ya da indirimli tarifelere ve sosyal yardımlara dayanan sosyal hizmet sistemimiz, aciz, bakıma, himayeye ve yardıma muhtaç engelli imajının doğmasına ve pekişmesine yol açmıştır. Bu sayede engelliler halkın çoğunluğu tarafından hak öznesi olan eşit kişiler olarak değil, bakılması, korunması ve yardım edilmesi gereken “zavallı kişiler” olarak görülmektedir. Daha da kötüsü, geleneksel söylemlerin ve yanlış yapılandırılmış sosyal yardımların etkisi altında engelliler de kendilerini öyle görmeye başlamışlardır. Bu yüzden örgütlenmeye ve mücadeleye olan talep bir hayli zayıflamıştır. İşçi ya da kamu personeli olarak istihdam edilen engellilerin büyük çoğunluğu, işverenlerin önyargıları nedeniyle ya da verimli olacakları alanlarda iş verilmediği için üretim süreçlerinin dışında tutulmakta, kimi engelliler aydan aya gelip maaşını almaya zorlandıkları için topluma arzu ettikleri katkıyı sunamamaktadırlar. Bu durum, onların manevi olarak çökmelerine ve öz güvenlerini yitirmelerine yol açmaktadır. Biz engelliler olarak bu olumsuz gidişe sesimiz yettiğince “Dur!” diyoruz ve yetkilileri göreve çağırıyoruz. Bizim sorunlarımız tüm toplumun sorunlarıdır. Sorunlarımıza ve istemlerimize sahip çıkın. Çünkü kadınıyla erkeğiyle, engelli olanı ve olmayanıyla, çocuğu, genci ve yaşlısıyla, etnik ve inançsal çeşitliliği ile Türk toplumu olarak kaderimiz ve geleceğimiz ortaktır. Bu vesileyle 15 Ekim Dünya Beyaz Baston Görme Engelliler Günü’nün Farkında olarak, görme engelli kardeşlerim ve tüm engelli yurttaşlarımıza selamlar saygılar sunuyorum” dedi.
 

Editör: Haber Merkezi