Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sualtı Topluluğu ile Anadolu Speleoloji Grubu Derneği üyelerince yürütülen çalışmaya rağmen kaynağı bulunamayan Yeşil Göz gölü, gizemini koruyor. Özellikle yaz aylarında piknik yapmak isteyenlerin uğrak yeri olan göl, sonbaharda sararan ağaç yapraklarının suya yansıyan yeşil ve sarı tonlarıyla ziyaretçilerine görsel şölen sunuyor.

Doğal akvaryumu andıran Yeşilgöz Gölü, rengiyle ve gizemiyle dört mevsim ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Aynı ilçeye bağlı 60 kilometre uzaklıktaki Başkonuş Yaylası'nda ise mevsimin sonbahara dönmesiyle renk cümbüşü yaşanıyor.

Dört bölgenin kesişme noktasında yer alan, kentin her mevsim ziyaretçi çeken Başkonuş Yaylası sırtlarındaki sarı, kırmızı ve yeşilin oluşturduğu renkler büyülüyor.

Çam ağaçlarının yeşilini koruduğu bin 780 rakımdaki bölgede, yüksekliğe bağlı olarak yaklaşık 25 türde ağaç ve bitki bulunuyor.

"Mikroklima" özelliklerin görüldüğü, zengin bitki örtüsüne sahip ilçede, sonbaharın renkleriyle oluşan görüntüler dikkati çekiyor. Her iki doğa harikası bölgeye giden fotoğraf tutkunları, sonbahar manzaralarını ölümsüzleştiriyor.

Fotoğraf sanatçıları da her dönem buradaki görsel şöleni görüntülemek için geliyor.

YEŞİLGÖZ VE JEOLOJİK YAPISI

Jeolojik yapısı nedeniyle mağara açısından Türkiye’nin en zengin illerinden bir tanesi Kahramanmaraş. Bu zenginlik son yıllarda yerli ve yabancı mağara araştırma gruplarının dikkatini çekmiş.

 İlk olarak 2008 yılında MADAG ekipleri Yeşilgöz’e dalış gerçekleştirerek obruğun haritasını çıkarmışlar.

 Yüzeyde 30 metre çapa sahip olan obruk ters koniye benziyor. En derin yeri yaklaşık 25 metre. Obruğu besleyen su, obruk yüzeyinin 10 metre altındaki mağaradan çıkıyor. Yılın her mevsimi yüksek debiyle çıkan su Tekir Deresinin de ana kaynağı konumunda. Dere Döngel Mağaralarının içinden geçerek önce Fırnız Çayıyla sonra da Ceyhan Nehriyle birleşiyor.

 2009 yılından 2013 yılına kadar OBRUK mağara araştırma grubu tarafından yürütülen çalışmalarda Yeşilgöz’ün, Türkiye’nin en derin beşinci Mağarası olan Keş Dağı Düdeniyle bağlantısı araştırılmış ama olumlu bir sonuç alınamamıştır.

‘’TURİZM CENNETİ BAŞKONUŞ’’

Başkonuş Yaylası, başta sümbül ve salep olmak üzere birçok endemik bitkiyi bünyesinde barındıran ve göçmen kuşların uğrak yeri olan doğa harikası bir yayladır. Köknar, sedir, meşe ve ardıç ağaçlarından oluşan orman, rengarenk çiçekleri ve endemik bitkileriyle doğal yapısını korurken geyiklere ve kuşlara da ev sahipliği yapmaktadır.

Başkonuş Yaylası 1987 yılında geyik üretme istasyonu olarak kurulmuş, yıllar sonra geyikler doğaya bırakılmıştır. Orman yürüyüşlerinde geyik gurupları ile karşılaşma ihtimali çok yüksektir.

Konaklama alanının rakımı 1325m civarındadır. Ardıç, Sedir ve Köknar ağaçlarının ürettiği oksijen sağlıklı bir ortam oluşmaktadır. Yaz ve kış aylarındaki farklı güzellikleri ile turistleri ağırlamaktadır. Yaylanın giriş kısmı A tipi mesire alanı olarak düzenlenmiştir. Bu alan sınırları içinde kır lokantası, bungalov orman evleri, spor alanları, çadır kamp alanı, karavan kamp alanı, piknik alanları, çocuk oyun alanları ve yürüyüş yolları bulunmaktadır. Kır lokantasında organik gıdalara önem verilerek keçi tereyağı, özel bal ve köy yumurtası ile organik beslenme ortamı sağlanmaktadır.

Kısa, uzun ve orta mesafeli olarak üç ayrı yürüyüş yolu sunularak misafirlerin performansına göre trekking tercihleri sunulmaktadır. Her an geyiklerle karşılaşıp unutulmaz fotoğraflar çekebileceğiniz yürüyüş yolları, bitiş noktasında da doyumsuz baraj manzarası ile sizlere ayrı bir seyir keyfi verecektir.

Konaklama alanından itibaren 4100 m yürüyerek Başkonuş Yaylası zirve noktasına (1850 m rakım) çıkıp, çevredeki muhteşem manzarayı seyrederken bulutların üzerinde olmanın keyfini yaşayabilirsiniz. İsterseniz, zirveye varmadan önce 1300 m yürüdükten sonra sağa ayrılan bir yolla 1200 m daha yürüyerek 1650 m rakımlı Sersem Yaylası’na da uğrayıp leyleklerin göç yolunda konakladıkları yerleri de görebilirsiniz.

HABER: ÖMER FARUK SALMAN

Editör: Haber Merkezi