Geçtiğimiz hafta bir proje kapsamında Adana ve ilçelerine ziyaretlerimiz oldu. Bu araştırma esnasında Çukurova’da çok vahim bir olaya tanık olduk. İlçelere giderken Çukurovanın o mümbit toprakları üzerinden gökyüzüne doğru yükselen kara  bulut yığınlarını gördüm. Öyle ki bulutlar Çukurovanın üzerini adeta bir perde gibi kaplamıştı. Ağustos ayı içerisinde özellikle buğday ve mısır hasadı yapılan tarlaların %70-80’de anız yakıldığına şahit olduk. Tabi ki anız yakma işleminin Çukurova bölgesi ile sınırlı olmadığını da belirtelim… Çiftçiler buğday, mısır gibi ürünlerin hasadından sonra neden tarlasında anız yakma ihtiyacı duyar? Aslında bu anız yakma gerekçeleri çok mantıksız ve faydadan çok zararı olan bir yanlış uygulamadır. Çiftçilerimiz maalesef anız yakmanın zararını iyi anlayamamışlar veya yeterince yetkililer tarafından anlatılamamış olmalı ki 1990’lı yıllara göre daha fazla anız yakılmaya başlanmıştır. Çünkü bu yıllarda bilim insanları anız yakmanın faydalımı-zararlımı tartışmasını yapıyordu oysa 2000’li yıllarda bilim insanları anız olayının tarım açısından çok zararlı olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Özellikle ormanlık alanları bulunan Kahramanmaraş, Mersin ve Adana gibi illerde anız yakmanın zararı çok daha fazladır. Çiftçilerimiz hasad sonrası toprak işlemede kolaylık sağlamak, yabancı ot tohumlarını, bazı zararlı ve hastalık etmenlerini masrafsız şekilde yok edilmesini sağlamak için anızları yakmaktadırlar. Bu uygulamalar tarım açısından doğru değildir. Çiftçilerimize Toprağın canlı olduğunu iyi anlatmalıyız belki o zaman neyi kast ettiğimizi anlarlar. Tüm canlılar İnsanoğlunun emrine verildiğini ve bu canlıları gözümüz gibi korumamız gerektiğini iyi anlatmalıyız… Oysa modern tarım tekniğinde anız yakmak son derece yanlış olup, yakma sonucu meydana gelen zararları telafi etmek mümkün değildir. Anızların yakılması ile birlikte oluşan bu zararlara bir bakalım; 1-Bitkinin büyümesinde büyük önem taşıyan toprağın 20-25 cm’lik üst kısmı yani tarım açısından önemli olan kısmı yanmaktadır. 2-Toprakta bulunan yüzlerce saprofit mikro organizmalar öldürülmektedir. Bu canlıların yanı sıra yine çok sayıda biyolojik mücadelede rol alan parazitler ve diğer böceklerde yok edilmektedir. 3-En önemli zararı ise toprağın fiziksel ve kimyasal yapısı bozulmaktadır. Toprağa geri dönüşüm sağlayacak olan organik madde miktarı sıfırlanmaktadır. 4-Toprağın erozyona karşı dayanıklılığı azalmaktadır, oysa anız değerli olan toprağı su ve rüzgâr erozyonuna karşı korumaktadır. 5-En fazla toprak kaybı anız yakılan topraklarda meydana gelmektedir, en az toprak kaybının ise hasattan sonra anız yakılmadan gölge tavında sürüm yapılan tarlalarda olmaktadır. 6- Anızı yakılan toprağın su tutma kapasitesi azalır. 7-Anız yakılması ile Kök Çürüklüğü ve Ekin Kurdu gibi hastalık ve zararlıların yok edilmesi mümkün değildir. Takip eden yıllarda kök çürüklüğü hastalığı arttığı gözlenebilir. 8-Anız yakma ile toprağın doğal yapısı bozulmakta ve verimliliği düşmektedir. 9-Komşu tarlalardaki hasat edilmemiş ürünlere, traktörlere, meyve bahçelerine, bunların etrafındaki çitlere, telefon direklerine, civardaki yerleşim yerlerine, ortamda yaşamını sürdüren yaban hayatına ve özellikle ormanlara, koruluk ve ağaçlık bölgelere telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir. 10-Havayı kirletmekte ve yükselen dumanların özellikle yol kenarlarında görüş mesafesinin engellenmesi sonucu can ve mal kaybına yol açmaktadır. 11-Şehirlerin ve yerleşim alanların havasını zehirlemektedir, özellikle alerji ve astım hastalarını çok olumsuz etkilemektedir. 12-Normal insanlarda dahi baş ağrısı yapmakta, agresif davranışlara yol açabilmektedir… Çiftçilerimiz anız yakmanın zararlarını 12 maddeden ibaret sanmasın bunun üzerine bir kitap bile yazabilirim… Gönül arzu eder ki cezai yaptırımlara baş vurmadan anız yakma yanlışını rafa kaldıralım isteriz, ama maalesef çiftçilerimiz cezayi yaptırımı görmeden bu işden vazgeçmeyecekler gibi görünüyor…Anız yakma cezaları kat kat artırılarak caydırıcı olması sağlanabilir. Sadece tarlalardan değil Adana’nın merkezinden bile görülen bu anız dumanlarını acaba İl ve ilçe gıda tarım ve hayvancılık müdürlüğü, Çevre ve Orman müdürlüğü yetkilileri görmüyor mu? Anız yakmayı önlemek için yasalar çıkartılmış ama gel gelelim bu yasayı bir türlü yaşantımıza yansıtamamışız. Anız Yakmak 6831 sayılı Orman kanunu ve mahalli çevre kurulu kararınca yasaklanmıştır. Yasaklara uymayarak anız yakanlar hakkında 2872 sayılı Çevre Kanununun 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ve Türk Ceza Kanununun 383 ve 526. maddesi uyarınca cezai işlem yapılmaktadır. Çiftçilerimiz geçim kaynakları olan topraklarına kendi elleri ile zarar vermemeleri ve kanunlar önünde suçlu duruma düşmemeleri için “Anız yakmaları engellenmelidir” .