SAMİHA AYVERDİ

(d. 25 Kasım 1905 – ö. 22 Mart 1993)

Son devir kültür ve edebiyâtımızın temel isimlerinden. Mütefekkir ve mutasavvıf yazar. Kendisi için kullanılan sıfatlardan bazıları: "Mistik bir kadın yazar", "Sâmiha Ana", "Vatan Ana", "Yaman Bir Türk Akıncısı", "Alperen", "Millî Hâfıza", "Millî Vicdan", Vakıf Ana", "İstanbul Hanımefendisi", "Son Osmanlı"...  25 Kasım 1905 Ramazanı'nın Kadir Gecesi'nde, Şehzâdebaşı semtinde doğdu. Tahsiline beş yaşındayken mahalle mektebinde başladı. 1921 yılında, Süleymâniye İnas Nümune Mektebi'ni bitirdi. Fakat onun hayâtında esas mühim rol oynayan insan, annesi vâsıtasıyla eşiğinden içeri adım attığı mütefekkir ve mutasavvıf Kenan (Rifâî) Büyükaksoy oldu. Onun için şöyle demişti: “Dünya görüşü ve insanlık anlayışı yolunda atmaya çalıştığım her adımı, hocam Kenan Rifâî'ye borçluyum.  

Türk Kadınları Kültür Derneği İstanbul Şubesi'nin ve Kubbealtı Akademisi'nin kurucu üyesi. Türk dilinin kudretli kalemi olarak eserlerinde imparatorluk dilinin bütün haşmetini ve güzelliğini sergilemişti. Tasavvuf, tarih şuuru, medeniyet inşası ve İstanbul konularına odaklanan Samiha Ayverdi, hayatı boyunca yaklaşık 50 eser kaleme aldı. Kitaplarında Türk ve Müslüman alemini aydınlatmayı her zaman kendine bir ideal olarak görmüştü. Fatih'te 22 Mart 1993'te 87 yaşındayken vefat etti. Kabri Merkezefendi Mezarlığı'ndadır. Rahmetle anıyoruz.

ŞEYH GALİP

(d.1757 – ö.Miraç Gecesi 1799)

Divan Edebiyatımızın son büyük şairi. 1757'de İstanbul'da doğdu. Galata Mevlevihanesi'nde Şeyhi Hüseyin Dede ve Hoca Neşet Efendi'den dil ve edebiyat dersleri aldı. Henüz 24 yaşındayken divan tertip edecek kadar şiiri kaleme almıştı.  9 Haziran 1791 tarihinde Galata Mevlevihanesi şeyhliğine atandı. Sultan III. Selim, Valide Sultan, padişahın kız kardeşi Beyhan Sultan'ın yakınları arasında yer aldı. Onların takdirlerini kazandı. 1799’da, bir Miraç kandilinde ebediyete irtihal etti. Rahmetle anıyoruz.

Büyükler derler ki, yazdığı “Sultan-u Rusûl” naatı Şeyh Galib Dede’ye, Efendimiz’in şefaatine erişmesi için yeter...

Sultân-ı Rusûl, Şâh-ı Mümeccedsin efendim,

Bî-çârelere devlet-i sermedsin efendim,

Dîvân-ı ilâhîde ser-âmedsin efendim,

Menşûr-ı "le amrükle" müeyyedsin efendim,

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim,

Hakdan bize Sultân-ı Müeyyedsin efendim.

AŞIK VEYSEL

(d. 25 Ekim 1884 – ö. 21 Mart 1973 )

Türk Halk Müziğimizin mihenk taşı, Türk Halk ozanı, 25 Ekim 1884 de Sivas’da doğdu.Yedi yaşında iken geçirdiği çiçek hastalığı yüzünden önce sağ gözünü, daha sonra da babasının elindeki övendirenin saplanması üzerine sol gözünü kaybetti. Kendi anlatımıyla “ Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine Kadın’a göstermeğe gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... “

On yaşında saz çalmaya başladı. Önceleri her âşık gibi “usta malı” deyişler çalıp söyledi.  Babasının yakın arkadaşı Aşık Ala tarafından eğitilen Aşık Veysel, bu eğitim esnasında Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Dertli gibi büyük halk ozanlarının eserlerini öğrendi.

“Ben giderim adım kalır/Dostlar beni hatırlasın/Düğün olur bayram gelir/

Dostlar beni hatırlasın” gibi  Uzun ince bir yoldayım, Benim sadık yârim kara topraktır“gibi büyük eserlerin sahibi.  21 Mart 1973 tarihinde, doğduğu köy olan Şarkışla’da hayatını kaybetti. Rahmetle anıyoruz.