Hürriyet'ten Uğur Cebeci'nin ilgili yazısı şöyle; PCR testleri birçok ülkede sağlık kuruşları için ciddi bir gelir kapısı haline geldi. Ayrıca en fazla 72 saat önce yapılması gereken testler uçak yolculuklarını allak bullak etti. Havalimanlarındaki test kuyrukları çileye döndü.
PCR test fiyatları yolcuları zorluyor. Dört kişilik bir ailenin yurtdışına gidip gelmesinde verecekleri test parası 500-1000 doları buluyor. Seyahat şirketleri bu yüzden ne yapacaklarını bilemiyorlar. Yolcular neredeyse bilet fiyatlarından önce test ücretlerinin hesabını istiyor.
Eyaletlere göre değişmekle birlikte Amerika’da bir test için 200 dolar isteniyor. Bu rakam Dubai’de 100 dolar, Avrupa’nın birçok yerinde 70 Euro, Maldivler’de 200 dolardan aşağı düşmüyor. Bizde 250 TL ile en makul fiyat uygulanıyor. Ama sonucu çok hızlı ve VIP sınıfı isteğiniz olursa 400 TL’ye çıkıyor.
BİN DOLARI BULUYOR
Ucuz bilet bulduk diye sevinen ve yakın bir ülkeye gitme fırsatı bulan 4 kişilik bir ailenin gidiş ve dönüşte verecekleri test parası 500-1000 doları bile buluyor.İngiltere’de yapılan 4 kişilik bir ailenin ucuz biletle Kanarya Adalarına gidip gelmeleri için ödedikleri bilet fiyatı ortalama 1600 sterlin. Ama tatil uçuşu için ödemeleri gereken toplam test ücreti 1400 sterlin civarında.
DAYANILIR GİBİ DEĞİL
Seyahat şirketleri ‘içinizdeki gezgini serbest bırakın’ sloganlarını sürdürüyorlar. Ama nasıl serbest bırakılır kendileri de bilmiyorlar. COVID-19’un daha uzun süre etkisini sürdüreceği besbelli. En azından ülkeler pandemi yavaşlasa bile PCR testlerinden kolay vazgeçmeyecekler. Peki böyle bir durumda havayolu yolculuğu nasıl artacak. Buna geçici de olsa en önemli çarenin hızlı antijen testlerinin kabul edilmesi gerekiyor.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), hükümetleri, OXERA ve Edge Health tarafından yeni araştırmanın yayınlanmasının ardından COVID-19 test gereksinimlerini yerine getirmek için sınıfının en iyisi hızlı antijen testlerini kabul etmeye çağırdı.
DAHA HIZLI DAHA EKONOMİK
Hızlı Antijen testleri konusunda IATA araştırmalarının sonuçlarının ana başlıkları şöyle: * En iyi antijen testleri, enfekte yolcuları doğru bir şekilde tanımlamada PCR testleriyle genel olarak karşılaştırılabilir sonuçlar sağlar. BinaxNOW antijen testi, örneğin, 1000 yolcuda sadece bir pozitif vakayı gözden kaçırıyor (yolcular arasında yüzde 1 enfeksiyon oranına göre). Ve yanlış negatif seviyelerinde PCR testleri ile benzer şekilde karşılaştırılabilir performansa sahip.
* Antijen testleri için işleme süreleri, PCR testinden 100 kat daha hızlı. * Antijen testleri, PCR testlerinden ortalama olarak yüzde 60 daha ucuz.
* Birçok uçuşta hızlı antijen testlerinin de elbet maliyeti olacaktır. Ama PCR testleri ile kıyaslandığında düşük maliyeti ile havayolu yolculuğunu hızlandırmaya katkıda bulunacak.
KAFA KARIŞTIRIYOR
Test gereksinimleri şu anda bölünmüş durumda ve bu da gezginler için kafa karıştırıcı. Dahası, birçok hükümet hızlı testlere izin vermiyor. Seyahat edenler için mevcut olan tek seçenek PCR testleri... Bunlar önemli maliyet dezavantajları ve rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor. Ve dünyanın bazı bölgelerinde, PCR test kapasitesi sınırlı. Yolcuların seçeneklere ihtiyacı var. Kabul edilebilir testler arasına antijen testinin dahil edilmesi kesinlikle iyileşmeye güç verecektir. Ve AB’nin kabul edilebilir antijen testleri spesifikasyonu, kabul edilebilir standartların daha geniş uluslararası uyumlaştırılması için iyi bir temel sunar.
Şimdi hükümetlerin bu tavsiyeleri uyguladığını görmek gerekiyor. Hedef, tıbbi olarak etkili, finansal olarak erişilebilir ve tüm potansiyel yolcular için pratik olarak mevcut olan net bir test seçenekleri setine sahip olmaktır.
DEĞİŞİK HAMLE GEREK
Bütün bu yazdıklarım IATA başkanının yaptığı açıklamaların satır başlarından oluşuyor. Başkan, havayolu şirketlerini iflasların eşiğine getiren salgına karşı değişik bir hamle öneriyor. Devletlerin bütün önerilere kulak kapatması ve PCR testinde ısrarlarının elbette haklı yanları olabilir ama bu işin içinden çıkılması alternatiflerin yaratılması ve güvenilir sonuç veren testlerin hızla devreye alınması gerekir. Yoksa dünyanın bu düşük ve birçok bölgesinde hiç gerçekleşmeyecek aşılamalar nedeniyle seyahat giderek çok daha zor şartlara sürüklenecek.
