Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart tarihinden itibaren koronavirüs ile mücadele aralıksız devam ederken, son 2 ay içerisinde Kahramanmaraş Türkiye'nin en riskli illeri arasında yer almaya başladı. Özellikle son 1 haftada ise kentin virüs haritasında her yer kırmızı ile kaplandı.

Opr. Dr. Faruk Atlı, koronavirüs ile mücadelede gelinen son noktayı Kahramanmaraş'ta Bugün Gazetesine değerlendirdi. Alınan tedbirler içerisinde doğruların yanında bariz yanlışların bulunduğunu söyleyen Atlı, "Risk gurubundaki ve başkalarına bulaştırma riski fazla olan  meslek mensupları sık sık PCR taramaları ile erken tespit edilip izole edilmeli, Pandemi şartlarına uygun bir hastane, örneğin şehir hastanesi pandemiye ayrılmalı, pozitif ve şüpheli vakalar Oraya yönlendirilmeli, hastaların takip ve tedavisi bu hastanede kurulan bilim kurulu tarafından yapılmalı idi." dedi.

"10 yılda bir salgın yaşanıyor"

Her kurum ve kişi kendince birtakım şeyler yapmaya çalıştığını belirten Atlı şöyle konuştu:

"Dünyada aşağı yukarı her 10 yılda bir salgın-pandemi yaşanıyor. Yakın zamanda yaşanan SARS, MERS, Kuş Gribi, Domuz Gribi hafızalarımızda taze. Bu pandemi karakter olarak İspanyol gribine benzetiliyor. 1918 Ocağında başlayıp 1920 kasımında biten yaklaşık 3 yıl süren, Dünya nüfusunun %27 sinin hastalandığı ve 100 milyon civarında insanın öldüğü, 1.Dünya Savaşını bitiren pandemi diye tanımlanan, ülkemizde de ciddi kayıpların yaşandığı, dönemin önde gelen devlet adamlarının da hastalandığı bir salgın...M.Kemal, Padişah Vahdettin, İstanbul Şehremini Cemil Bey de hastalanmıştır. Salgınlar ilanihai devam etmez, zamanla kendiliğinden kaybolur denir. Bölge nüfusunun %30-40 ı Hastalanınca yeteri kadar bağışıklık sağlanır ve pandemi gerilemeye başlar. Bu nedenle hafif atlatılan pandemilerde bir an önce hastalığın yaygınlaşıp kaybolması düşünülerek bulaş kolaylaştırılır. Buna "Sürü Bağışıklığı" denir. Nitekim ABD başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde Covid-19 bulaştırma festivalleri düzenlendi, binlerce insan birbirini sarılıp öptü. Ancak bu pandemide bağışıklık kalıcı olmadığı için Sürü Bağışıklığı çözüm değil."

Herkesin uyması gereken #Maske,Mesafe,Temizlik# kuralı dışında Pandemi ile mücadele de hızlı, serî ve organize biçimde bulaşın önlenmesi için tedbirler uygulanmalı diyen Atlı, risk gurubundaki ve başkalarına bulaştırma riski fazla olan  meslek mensupları sık sık PCR taramaları ile erken tespit edilip izole edilmesi gerektiğini ve Pandemi şartlarına uygun bir hastanenin, şehir hastanesi örneği gibi bir yerin pandemiye ayrılması gerektiğini, pozitif ve şüpheli vakalar oraya yönlendirilerek, hastaların takip ve tedavisi bu hastanede kurulan bilim kurulu tarafından yapılması gerektiğini anlattı.

"RİSKİ AZALTABİLİRİZ"

Bahsettiği şekilde alınacak tedbir durumunda, hem diğer hastanelerin enfekte olmayacağını hem de sağlık personelinin hastalanmayacağını ifade eden Atlı şunları kaydetti:

 "Hem diğer hastanelere başvuran hastalar bulaş riski yaşamayacak, hemde normal hastaların (Birçok kronik hasta korkudan hastanelere gelemedi) tedavileri aksamayacaktı. Fakat yanlış bir şekilde devlet, üniversite ve özel hastanelerin tamamı pandemi hastanesi olarak kabul edilince bütün hastaneler enfekte, çoğu sağlık personeli hasta oldu.Yaz döneminde Devlet yetkililerinin de cümle arasında söylediği gibi (Birtakım sektörel taleplerde gözönünde tutuldu) turizm sektörü zarar görmesin diye tedbirler gevşetildi. Bunun sonunda şu günlerde vaka sayısı çok arttı. Sokağa çıkma yasağının uygulandığı dönemlere göre kat kat fazla. Zaten baştan beri resmi açıklamalardaki rakamların gerçeği yansıtmadığını artık herkes biliyor. Ancak gelinen nokta durumun çok daha vahim olduğunu gösteriyor."

Atlı virüsün Kahramanmaraş'ta ki durumuna ilişkin konuşarak,  "Sağlık Bakanının geçenlerde yaptığı açıklamaya göre içinde K.Maraş'ında bulunduğu 5 il Türkiye için tehdit oluşturacak boyutta. Tüm hastanelerde Covid-19 hastası yatıyor, diğer hastaların tedavisi aksıyor, herkes yatak bulamıyor, ilaçlara ulaşamıyor, durum giderek daha da kötüleşiyor." dedi.

"YANLIŞ UYGULAMALARDAN DÖNÜLMELİ"

Yanlış yapıldığını düşündüğü uygulamardan bahseden Atlı, bu uygulamaları ise şöyle sıraladı:

1.Hastalar yatak bulmakta zorlanıyor, hastaların birçoğu  hastanelere toplu taşıma araçlarıyla gidiyor, pozitif çıkan hasta ayni şekilde evine dönüyor. Evinde tedavi gören hastalar denetlenemiyor. Bu bulaş riskini çok artırıyor.

2.Risk altındaki ve insanlarla daha çok irtibatta olan meslek grupları (Sağlık personeli, kafe, market, fırın, şoförler, vs) sık sık test taramasından geçirilmeli, erken teşhisle hasta kişiler izole edilerek bulaş riski azaltılmalıdır.

3.Fedakarlıkla çalışan Filyasyon ekibi Bakanlığın uygulaması doğrultusunda hastalara sadece Favipiravir veriyor. Bu hastalık biliyoruz ki daha çok organlarda damar tıkanıklığı yaparak (Kalp krizi, inme, vs) kayıplara yol açıyor. Ancak sadece filyasyon aracılığı ile tedavi edilen hastalara, damar tıkanıklığını önleyici ilaç ulaşmıyor.

4.Hastalığın inkübasyon süresinin ve bulaşıcıliğının 14 gün olduğu bilinmesine rağmen bakanlık karantina süresini 10 güne hatta Sağlık personellerinde 7 güne indirdi. Daha önceleri 15 gün karantina sonrasında ancak iki kez negatif çıktıktan sonra göreve başlatırken (doğrusu da bu zaten) şimdi 7 gün sonra test yapmaya gerek kalmadan (7 gün sonra pozitif çıkacağını bildikleri için) göreve döndürüyor. Bu kişilerin halen bulaş riski taşımakta olduğu gözardı ediliyor.

5.Hastalar şüphe oluştuğu andan itibaren izole edilmeli, transferleri, tedavileri ve takipleri sırasında bulaş riski ortadan kaldırılmalıdır.

6.Hastalık nedeniyle çalışamayacak insanların evlerine gıda, temizlik malzemesi yardımı belediye görevlilerince ulaştırılmalıdır.

7.Hastalık geçiren kişilerin 1 ay kadar sonra antikor testleri yapılmalı, tekrar hasta olup olmayacakları belirlenmelidir.

8.Toplu merasimler kesinlikle yasaklanmalı, transferler sıkı denetime tutulmalı.

Bu pandeminin hem ülkemizin hem dünyanın gündemini uzun süre meşgul edecek gibi gözüktüğünü söyleyen Atlı, "İnsanları ve devletleri sadece Sağlık yönünden değil, sosyal, ekonomik, politik, eğitim hatta yönetimsel olarak etkileyeceği için halen geç kalmış sayılmayız. Bir an önce gerçek verilere dayalı bilgiler doğrultusunda tüm toplumun sağlığını koruyucu önlemler almalıyız. Devlet yetkilileri bunları yaparken Kişisel olarak bizlerde #Maske,Mesafe,Temizlik# kuralları doğrultusunda korunmaya dikkat etmemiz gerekmektedir." diye konuştu.

HABER: ÖMER FARUK SALMAN

Editör: Haber Merkezi