Merhabalar değerli okurlarım, bu yazımda her zaman olduğu gibi sizlere günümüzdeki bazı meselelerden yine bahsetmek istiyorum. Bunların başında günümüzde gündemimizden bir türlü düşmeyen meslek yani iş konusudur. Malumunuz, birçok gencimiz üniversiteli olup iş konusunda istediği şekilde muvaffak olamıyor. Peki bunda en büyük etken nedir?

                Birincisi: Her şeyden önce üniversiteden ziyade okuyacağı bölümü iyi seçmesi gerekir. Yani seçtiği bölüm (Psikoloji, Edebiyat, Tarih, İktisat gibi…) için mezun olduktan sonra memurluk için ne kadar alım var ya da kaç puanla alım yapılıyor gibi işin matematiksel yönüne bakmamız gerekir. Tabii bunun yanı sıra sevdiği bölüm ve meslek de en önemlisi; lakin şu an Türkiye şartlarında bu tercih maalesef ikinci planda kalıyor. Akabinde hem sevdiğin bölümü okumak hem de devlet kademesine geçmek şu zamanda hakikaten zor bir durum yani imkansız değil; ancak kişiyi bayağı bir zorlamaktadır. Hal böyle olunca bu meselenin önemini iyi anlamak gerekir.

                İkincisi: Bizlerin kişisel olarak sağlam bir karakter üzerinde olmamız gerekir. Yani öğrenci ve veli olarak dürüst oynamalıyız. Maalesef görüyorum ve şahit oluyorum ki hem velimiz hem de öğrencimiz tabiri caizse nehirden geçerken at değiştiriyorlar, eğitim işinde olsun sair işlerde olsun böyle bir durum söz konusu olamaz, olmamalı ve ayrıca da etik değildir. Sizler ne düşünürsünüz orasını bilemem; ancak genel manzara bu…

                Üçüncüsü: “YÖK” yani Yüksek Öğretim Kurulu… Peki bu kurum ne iş görüyor, neler yapıyor? Burası biraz muamma… Muamma çünkü gördüğümüz panorama bize hiç de iç açıcı bir dönüt vermiyor… Yani bizim hangi bölümden ne kadar öğrenci, öğretmen, memur gibi alım ihtiyaçları var diye, hakiki bir manada kafa yormuyor. Yormuyor çünkü her yıl binlerce öğretmen ve memur açığı olmakta ve devam da etmektedir ne yazık ki! Çözüm nedir? Çözüm: Bunların bir kuyumcu titizliğiyle işlenip nokta atışı yaparak bu afaki uçurumu bir an evvel kapatmaktır. Gerekirse bazı bölümler kapatılıp ihtiyaç dahilinde açılmalıdır ya da kademeli olarak alım ve yerleştirmeler yapılmalıdır. Ayrıca “MÜLAKATLAR” kaldırılmalıdır. Sen tut, üniversite oku; yetmedi KPSS’ye gir ve kazan; yetmedi bir de üstüne mülakat!.. Yok, artık! Artık bu mesele bu yüzyılda tarihe karışmalı; aksi takdirde gelişen ve büyüyen Türkiye için bu bir utanç durum söz konusudur. Niye mi? Niye’si gayet basit: “GENÇ, İŞSİZ ve UMUTSUZ” nesiller yetişmekte her yıl, milyonlarca… Bu Türkiye için büyük bir kayıp değerli karilerim.

devam edecek…