GARİP AKIMI (I. YENİ)

Garipçiler 1941 yılında Orhan Veli Kanık’ın yazdığı Garip adlı şiir kitabının ön sözünde sanat anlatışlarını ortaya koymuşlardır.

Fransız sürrealizminin bu akımın ortaya çıkmasında etkisi vardır.

Şiirde ölçü, kafiye ve dörtlüğe karşı çıkarak; şairaneliği, mecazlı söyleyiş ve sanatları şiirden atmışlardır.

Süslü ve sanatlı dile karşı çıkıp; günlük sıradan bir dili kullanmayı tercih etmişlerdir.

İşlenmedik konulara ele alıp, sokağı ve gerçek yaşamı şiire aktarmışlardır.

İşledikleri konular günlük hayattan sıradan insanların problemleri, yaşama sevinci ve hayattaki bazı garipliklerdir.

Halk deyişlerinden yararlanmışlar, toplumsal yergiye yer vermişlerdir.

Edebiyatımızda ilk olarak serbest şiiri savunmuşlardır.

Temsilcileri:

ORHAN VELİ KANIK

1941’de arkadaşlarıyla yayımladıkları “Garip” adlı şiir kitabı ve yazdığı ön söz, şiirimizde eski değerleri yıkmış, şiire başka bir açıdan bakılmasını sağlamıştır.

Nükteli bir realizm ve alaycı bir lirizmle edebiyatsız bir edebiyat savunmuştur.

Moliere, Gogol ve Sartre’dan çeviriler yapmış; deneme, makale, hikaye türünde eser vermiştir.

Nasrettin Hoca fıkralarını şiirleştirerek kitaplaştırmış, La Fontaine’den Fabl çevirileri yapmıştır.

Eserleri: Garip, Vazgeçemediğim, Yenisi, Karşı, Destan Gibi; Sanat ve Edebiyatımız, Bindiğimiz Dal.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

MELİH CEVDET ANDAY

Şiirlerinde toplumsal gerçekçiliği işler.

Yalın bir dili vardır. Düz yazılarında ise yoğun bir düşünce, şiirsel esprili, özlü bir dil vardır.

Fıkra, makale, gezi, roman, tiyatro, şiir ve çevirileri vardır.

Eserleri: Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafname, Yan Yana; İngiliz Edebiyatından Denemeler; Mikado’nun Çöpleri, Komedya, İçerdekiler, Gizli Emir.

Telgrafhane

Uyuyamayacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o eski sen değilsin
Sen simdi issiz bir telgrafhane gibisin,
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamayacaksın
Düzelmeden memleketinin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku girmez ki
Uyumayacaksın
Bir sis cani gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın.

OKTAY RIFAT HOROZCU

Başlangıçta, yeni bir hava içinde, güçlü aşk şiirleri yazmıştır.

Garip akımından sonra toplumcu sanat ilkesinden hareketle halk deyimi ve söyleyişlerinden masal ve tekerlemelerden faydalanarak başarılı taşlamalar, sosyal şiirler yazmıştır.

Eserleri: Perçemli Sokak, Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üzerine Şiirler, Güzelleme, Karga ile Tilki, Aşk Merdiveni, Denize Doğru Konuşma, Dilsiz ve Çıplak, Koca Bir Yaz; Bir Kadının Penceresinden, Danaburnu, Bay Lear; Çil Horoz, Dirlik Düzenlik.

Perçemli Sokak
Beyaz mendiller vardı havada
Çalgılı gemiler balkonlarda açık saçık
Bir kız vardı yok gibi öyle güzel
Ne yerde ne gökte belki tuzda
Acısında ekmeğin dilim dilim buğusunda

 

Kendine göre evlerin damı çatanası
Bacakların şakırtısında akşam akşam
Saksılar sedirler tahtaların güvercini
Otursa kısa çoraplarını çekse dilenmese
Beş çocuk anası el


Eciş bücüş maydanoz bahçeleri
Düğümlü balıkları bekleyişin
Uzun etme iki gözüm biraz da bize uğra
Bu lambanın karpuzu benim işte
Benim işte bu testi
Benim işte bu soysuz sevdaların musluğu