Şu hayatta milyonlarca beklentimiz var.  Ne çok hayaller kuruyor ve ne çok şey umut ediyoruz. Beklentilerimize göre hayatımız şekilleniyor. Kimi insanın beklentileri gerçekçi, kimisininki ise gerçekleşmeyecek şeyler üzerine kurulu. Beklentilerimizin zemini aile yaşamımızda başlıyor. Doğduğumuzdan bu yana kişiliğimiz, hayata bakış açımız, umutlarımız… Kısaca anlam arayışımız ailemizle şekilleniyor ve çevreden gördüğü bilgilerle de harmanlanıyor. Sonra insanın bir dünya görüşü oluşuyor beklentileriyle. Beklentiler hayata tutunmazı sağlayan kıymetli şeylerdir. Bazen beklentilerimiz karşılanır bazense karşılanmaz. Bazen karşımdaki insanı o kadar büyütürüm ki onun yaptığı kötü bir davranış bana hayal kırıklığı yaşatır. Beklentilerimiz hayal kırıklığı yaşadıktan sonra bize bazı kararlar aldırır. Bu kararlar “ Genelleme” içerir. Mesela; bir arkadaşınıza güvendiniz ve o sizi sırtınızdan vurdu bu durumda artık kimseye güvenmek istemezsiniz.  Evet, beklentilerimizin karşılanmaması bizde incinmişlik yaratır. Büyük ve gerçekçi olmayan beklentiler bizi üzer. Ruh halimiz alaşağı olur.  Kimileri der ki; beklentisiz yaşayacağım ve bundan sonra mümkün değil acı çekmeyeceğim. Hal bu ki insan beklentim asla yok dese de vardır. Beklentiyi tamamen yok sayamayız. İnsan yaşadığı o anki acıyla ne yapacağını şaşırıyor ve acısının dermanını beklentiyi tamamen bitirmek de buluyor. Bunun yerine beklentimin karşılanmadığını kabul edip hayata devam edebilirim acı da olsa. Ya da o illa ki bu beklentim olacak diyorsam bunu gerçekleştirmek için birtakım yollar bulup bunu gerçekleştirebilirim. Ya da beklentimi istiyor ama gerçekleşmiyorsa onları bırakabilirim. Burada ne istediğim, beklentimin gerçekleşme olasılığı gerçekçi mi değil mi ve karşılanmayan beklentilerin hayatımda neye mal olduğunu araştırmak önemli. Bunların analizini yaptıktan sonra beklentilerimle ilgili neyi ümit edip etmeyeceğimi belirlemek ise yolumu çizmemi sağlıyor.   Karşılanmayan beklentimi kabul etmek, beklentilerimi kendi istediğim şekle dönüştürmek ya da onları bırakmak burada yazıldığı kadar kolay olmayacak. Çünkü yaşanmışlığımız yazılarda yazıldığının aksine kendi içimizde derindir. Hemen harmanlanamayabilir fakat bizler bu beklentilerin içinde acıyla kavrulurken kendimize olan inanç her daim desteğimizdir. Unutmayın ki; siz olmanızı engelleyen her türlü beklenti özgürlüğünüzü kaybettirir. “Vazgeçebilmek özgürlüktür.” Virginia Satir’in Özdeği Koruma Prensiplerinden birisini kullanmaya ne dersiniz? “ Evet-Hayır Madalyonu”  Öz değerim için karşılanmayan beklentilerime “Evet- Hayır” diyebilmek. Hayatınızda pahalıya mal olan karşılanmayan beklentilerinize karşı koyacağınız zamanlar diliyorum.