Haftalardır tek gündem üzerinde yazıp çiziyoruz.

Hepimizi evlere hapseden, ekonomi çarkını durduran, hepimizin hayatında ciddi tahribatlar yaratan bu virüsün bitmesi için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerektiğini vurguladım.

Çünkü çok uzun süredir bu durumayız. Sıkıntılar arttı.

Önceleri Rekabetler Esnafı etkilerdi, şimdi ise baş belası Korana Virüs…

Maalesef kan ağlıyor esnaf…

Normalleşme süreci olsa daha inanlar alış-veriş’e tereddüt ederek geliyor.

Korona virüs, hayatımıza öyle bir vurdu ki, dezenfektan, kolonya ve ilaç manyağı olduk.

Anne ve babamızdan, akrabamızdan, kısaca tüm sevdiklerimizden uzaklaştık.

İşin, aşın, sosyal hayatın hiçbir tadı kalmadı.

Hayatımızı Allah’a emanet ettik, rastgele bir yaşam içine girdik.

Göremediğimiz bir virüs tüm dünyaya diz çöktürdü.

Korunmak için sıvı tüketim ve bağışıklık sistemi deniliyor, lakin ürünlerin fiyatları tavan yapıyor…

Sarımsak yenilmesi öneriliyor, ertesi gün tezgahlarda kilosu 60- 80 lira.

İlk aşamada maske ve eldivenlerde yaşanan fahiş fiyatlar, son günler de ilaç ve gıda sektöründe de yaşanıyor.

Kontrollü götürülen süreç ile vakalar birçok ülkeye göre çok ciddi boyutlara gelmeden düşüşe geçti ülke genelinde.

Sağlık Bakanlığı eliyle harika bir süreç yönetildi.

Her yönüyle diğer ülkelerden farklı olduk.

Bir süre önce Güney Kore, Almanya’ya özenirken bir çok otorite tarafından bu iki ülke ile birlikte dünyadaki örnek 3 ülkeden biri olduk.

Ama bu sürekli vurgulandığı gibi bizi rahatlığa ve boşvermişliğe sevketmemeliydi İşler iyi giderken de hep aynı uyarıyı yapmaya çalıştım.

Hep aynı şeyi söyledim.

Lütfen rahatlığı bir kenara bırakalım.

İşi sıkı tutalım.

Şu beladan kurtulalım.

Vurguladığım buydu.

Çünkü Kahramanmaraş’taki durum Türkiye’nin genelinin aksine biraz daha farklıydı.

Batı illerine göre daha rahatız.

Bazı illerde ise uzun süredir hiç vaka bile yok.

Peki kurallara uyan, evde kalan, dişini sıkan, kazancını, işini, aşını bir kenara bırakıp sağlık için dayanan insanların suçu ne?

Bu insanlar neden vurdumduymazlık, rahatlık yüzünden salgın sürecini uzatan insanların bu sorumsuzluğunun kurbanı olsun. Olmamalı.

Hepimizin bu süreçten kurtulmaya artık normalleşmeye ihtiyacı var.

Bu haliyle çok kaybediyoruz, çok eksiliyoruz, çok zor süreçlere doğru gidiyoruz.

Bu işi bitirmek için son bir kez deneyelim. Ciddi tutalım. Sıkı tutalım. Evde kalalım. Bu işten kurtulalım.

Ekonomi durumumuza gelince Devletin aldığı önlemlerin dışında ise küçük esnaf kan ağladığı görülmekte…

Hatta destek alan Esnaf bile sıkıntıda olduğunu görüyoruz. 

Kısacası Esnafın durumu da iç açıcı değil.

Hele 4-5 kişi ile çalışan iş yeri düşünün, hele birde kiracı ise o iş bitmiş.

Vergiler, SGK, elektrik, su zaten gecikmede, aylık katlanarak birikiyor.

Ötelemek çözüm değil, yarın öde bu parayı denilecek.

Bakalım nasıl bir yeni dönem olacak.

Onu da zaman gösterecek.