ürkiye'nin, yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele eden Çin ile ticari ilişkilerinde ithalat ağırlıklı tablo dikkati çekiyor. Türkiye ile Çin arasında son 5 yılda yaklaşık 13,2 milyar dolarlık ihracat, 112,9 milyar dolarlık ithalat yapıldı. İki ülke ticaretinde haberleşme araçları, elektrikli makineler ve tekstil ürünleri öne çıkıyor. Uzmanlar ise, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de Çin ürünlerine olan talep azalışının ithalatı gerileteceği görüşünde. Virüsün uzun süre ekonomileri tehdit etmesi ve Çin mallarına karşı oluşan hassasiyet sonrasında e-ticaret başta olmak üzere tüketici talebindeki gerileme ithalat rakamlarımıza olumlu yansıyabilir.

TULUM SATIŞI DA PATLADI

Amasya'nın Merzifon ilçesinde bulunan fabrikada üretilen antibakteriyel tulumlar, koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele eden Çin'e satılıyor. Merzifon Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu hazır giyim firması Şen Tekstil, yaklaşık 2 hafta önce Çin'den gelen talep üzerine bu alandaki üretimini durdurup, antibakteriyel tulum üretmeye başladı. İşletme sahibi Şener Şen, , kadın giyim üzerine üretim yaptıklarını ancak gelen talep sonrası antibakteriyel tulum üretimine yöneldiklerini söyledi.

GECE GÜNDÜZ MESAİ

Aldıkları siparişleri yetiştirebilmek için fabrika çalışanlarının gece gündüz tulum ürettiğini belirten Şen, "Üretime başladıktan sonra milyon adetlerde siparişler geldi. Günlük 5 bin adet üretiyoruz. Gelen siparişler sınırsız. Ürettiğimiz ürünler günlük olarak kargo uçağıyla gidiyor" dedi. Kapasitelerini daha da artıracaklarını dile getiren Şen, "Ürünümüz astar, su geçirmez bir ürün, hava da geçirmiyor. Giyildiğinde vücutta hiç açık yer bırakmıyor" diye konuştu.

ÇİN BALIĞI YERİNE TÜRK BALIĞI

Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği Başkan Yardımcısı İhsan Bozan, kültür balıkçılığı sektörü hakkında açıklamalarda bulundu.

Türkiye ve dünyada su ürünleri ve hayvansal mamüller sektörünün sürekli geliştiğini belirten Bozan, sektörün Türkiye'de de gelişimini sürdürdüğünü söyledi.

'YUNANİSTAN'I GEÇTİK'

Türk kültür balıkçılığı şirketlerinin denizlerde ve tatlı sularda dünyanın en iyi balıklarını yetiştirdiğini ifade eden Bozan, şunları kaydetti:

"Geçen yıl itibarıyla Avrupa Birliği'ne (AB) balık ihracatında AB’nin balık deposu olarak adlandırılan Yunanistan’ı geçmiş olmamız, yakaladığımız ivme ve başarının bir sonucu. Balık yetiştiricileri olarak 2019'da 350 bin ton üretime ulaştık. Geçen yıl ihracat açısından da oldukça verimli geçti. İhracatımızda ilk beş ülke sırasıyla, Hollanda, İtalya, Rusya, Japonya ve Yunanistan olurken toplam 94 ülkeye ihracat gerçekleştirdik.

İhracatımızda 331 milyon dolarlık hacimle ilk sırayı levrek alırken, onu 286 milyon dolarlık satışla çipura ve 116 milyon dolarlık satışlar alabalık takip etti. Geçen yıl birçok ülkeye ihracatımızda artışı oldu fakat en belirginleri Çin, Japonya ve Kanada oldu. Toplam ihracat rakamımız 2019'da 1 milyar doları aştı. Sektörün istihdam sayısı ise 46 bin 500 seviyesinde."

'DAHA PLANLI ÇALIŞACAKLAR'

Bozan, Yunanistan’daki rakip kültür balıkçılığı şirketlerin finansal krizler sebebiyle fona satış sürecinin tamamlandığını ifade ederek, "Yunan rakiplerimiz finansal olarak daha güçlü hale geldiler. Bundan sonra daha istikrarlı ve planlı çalışacaklardır. Bu durum sektörü nasıl etkileyecek, kapasite artıracaklar mı? Bekleyip göreceğiz. Kanımızca daha yüksek ve sürdürülebilir karlılık esasıyla çalışacakları için pozitif manada sektöre katkı sağlayacaklardır" değerlendirmesinde bulundu.

Yıllar bazında karlılık ve üretim arttıkça, su ürünleri sektörünün öneminin daha belirgin hale geldiğini anlatan Bozan, özellikle Mersin ve Karadeniz kıyılarında açılan yeni üretim alanlarının sektörü olumlu etkilediğini söyledi.

'LEZZETTE FARK ATIYORUZ'

Bozan, gerek yurt içi pazarda dağıtımı yapılan gerekse ihraç edilen su ürünlerinin aynı sahalarda, aynı teknolojiyle, aynı ham maddelerle ve aynı kişilerce üretildiğini belirterek, balığın kalitelisinin yurt dışına, daha düşük kalitelisinin iç pazara gitmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti.

Körfez ülkelerinden çok sayıda firmanın üretim yapmak için Türk balık yetiştiricileriyle iletişime geçtiğini anlatan Bozan, Türk şirketlerin de fırsatları değerlendirmek ve katma değer yaratmak için uzun vadede çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.

Türk yetiştiricilerin üretim kalitesinin dünya restoran ve otelleri tarafından tercih edildiğini anlatan Bozan, şunları kaydetti:

"Sektör olarak, Akdeniz çipurası ve levreği, granyöz, alabalık, somon alabalık, pisi balığı ve orkinosu tüm dünyaya ihraç ediyoruz. Balıklarımızın lezzeti, üretim koşulları ve güvenilir dağıtım ağımızla, diğer ülkelere fark atıyoruz.

Üretim yapan şirketlerimiz içinde, International Taste & Quality Institute (ITQI) tarafından verilen ve son derece prestijli bir ödül olan Taste and Quality ödülünü almaya da hak kazanan işletmelerimiz bulunmaktadır. Prestijli aşçılık dernekleri, The Association de la Sommellerie Internationale (ASI) ve diğer saygın yiyecek ve içecek dernekleri ile kurulan özel bir ortaklık sonucunda verilmektedir. Bu özel ödül, şirketlerin isimleri gizli tutularak yapılan, dünyaca ünlü şef ve sömeliyelerden oluşan prestijli bir jüri tarafından yapılan tadım sonucu verilen bir sertifikadır. Tüm bu başarılarla pazarlama faaliyetlerimize olan ilgi de artmaktadır."

'KAPASİTE ARTIRMA GÜCÜMÜZ VAR'

İhsan Bozan, dünyayı paniğe sevk eden koronavirüs salgınının kültür balıkçılığını orta ve uzun vadede olumsuz etkilemeyeceğini ifade ederek, Türk üreticilerin piyasada Çin'in yerini doldurabileceğini söyledi.

Bozan, aralık ayında Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıktığı düşünülen koronavirüsün balık üretiminde hijyen konusunu da gündeme getirdiğini belirterek, "Ülkemizdeki tüm şirketlerde sağlıklı, hijyenik koşullarda, kalite standartlarına uygun üretim yapılıyor. Süreçlerimizde gerekli kontroller ve denetimler yapılarak ürettiğimiz balığın ihracatını gerçekleştiriyoruz. Dünyanın en büyük su ürünleri üreticisi olan Çin’deki bu olumsuz ortam devam ettiği sürece pazarda oluşabilecek boşluklar açısından bu durum fırsata dönüşebilir kanısındayız. Türk balık üreticileri olarak kapasite artırma gücümüz ve yüksek dağıtım kabiliyetimiz de bulunuyor."

'TALEP 2 KAT ARTACAK'

Bozan, yılda ortalama 78 milyon artan dünya nüfusunun 2050’li yıllarda 12-13 milyara ulaşacağını belirterek, gelecek 20 yılda hayvansal ürün talebinin 2 kat artacağını söyledi.

Bugün insanların hayvansal protein gereksinimlerinin yaklaşık yüzde 20’sinin balıklardan karşılandığını aktaran Bozan, dünyada toplam su ürünleri üretiminin yüzde 81’inin insanlar tarafından besin olarak tüketildiğini kaydetti.

Kalan kısmının balık unu, balık yağı gibi şekilde tüketildiğini anlatan Bozan, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Karasal alanların tamamına yakınının tarımsal üretimde kullanıldığı günümüzde, deniz ve tatlı suların hala var olan kapasitelerinin kullanımında su ürünleri üretiminin çok daha fazla önem arz ettiği görülmektedir. Sağlıklı ve dengeli beslenme için sektörümüzde ileriye dönük katma değerli yatırım projelerini hayata geçirmemiz gerekmektedir.

Dünya üzerindeki 171 milyon ton su ürünleri üretiminin 91 milyon tonu avcılıktan, 80 milyon tonu yetiştiricilikten elde ediliyor. Ülkemizde de su ürünleri üretimine yönelik çok değerli şirketler ve birlikler bulunmaktadır. Bu kapsamda belirtmek isterim ki geçtiğimiz yıllarda dünya büyüme trendleriyle paralel giden ülkemizde, su ürünleri üretiminde, yetiştiricilikten elde edilen ürün miktarı, avcılıktan elde edilenden fazla olmuş ve FAO dünya su ürünleri üretimi öngörüsünü yakalamıştır.

Bu kapsamda ülke ihracatına daha fazla katkı sağlamak adına AB normlarında üretim yapan şirket sayıları artırılmalı ve kamuoyunu bilgilendirmek adına, ülkemizin geleceği için, kültür balıkçılığına yönelik pazarlama faaliyetlerinin sürekliliğinin sağlanması gerektiği düşüncesindeyim."

Editör: Haber Merkezi