Cuma günü Diyanet TV’de iftar programında Efendimiz(sav) en önemli özelliği olan GÜVEN VE İHLAS konusun işlenince, etkilendim ve şu mübarek günlerde bir iki hayırlı kelam edeyim istedim.

Konumuz başlığımızda olduğu gibi Müslümanın Duruşu Nasıl Olmalı? Şeklinde oluşacak, inşallah bu vesile ile şu iyiliği emredip, kötülükten vazgeçirme adına bir katkımız olur.

Bismillah diyerek başlayalım, öyleyse.

Halil Atalay’ın, Görünmeyen Günahlardan Nasıl Korunuruz? Kitabından bahsetmiştim, gerçekten bizim gibi günahları ile savaşmak zorunda kalanlar için özenle hazırlanmış. Öyle klasik şeylerden de bahsetmiyor.

Örneğin, İslam Dünyasının güven veren, ihlaslı ve samimi duruşu ile tüm dünyaya örnek olması gerektiğinden bahsediyor.

Konuya böyle girdikten sonra, birkaç cümle aktarayım istedim. “Müslüman her işinde gösteriş ve desinler, beğensinler, alkışlasınlar, konuşsunlar, gündem oluştursunlar...gibi düşüncelerden uzak olmalıdır. Riya, ikiyüzlülük ve gösteriş merakı, insanı münafık durumuna düşürür. Zira riya yani gösteriş ve desinler niyeti dini ve dince kutsal sayılan şeyleri istismar etmek demektir ki, bu çok tehlikeli nifaka düşürecek bir hastalıktır…” diyor (s. 125-6)

ÖLÜMÜMÜZDE, YAŞAMIMIZDA ALLAH İÇİN OLSUN

Peki bu konuda Kur’an ne buyurur, yani delilin var mı? Diye sorsanız, hüküm Allah’ın der ve En’am Suresini paylaşırız.

“De ki: "Şüphesiz rabbim beni doğru yola, sapasağlam bir dine, Allah’ı bir bilen İbrâhim’in dinine iletti." O, ortak koşanlardan değildi.

De ki: "Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin rabbi olan Allah içindir.

O’nun ortağı yoktur. Bana sadece bu emrolundu ve ben Müslümanların ilkiyim."

De ki: "Allah her şeyin rabbi iken ben O’ndan başka bir Rab mi arayacağım?" Herkesin yaptığının sonucu kendisine aittir. Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez. Sonunda dönüşünüz rabbinizedir ve O, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir.

 Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği şeylerde sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O’dur. Şüphesiz rabbinin cezası çok çabuktur; yine O’nun bağışlaması ve rahmeti boldur.” (161-165)

EFENDİMİZİN (SAV)SAÇLARI BEYAZLAŞMIŞ

Cenab-ı Allah’ın emirlerinin ve hükümlerinin tamamı insanlığı doğruya, güzele, iyiliğe, temizliğe özetle insan olmaya yönetmek için gönderilmiştir.

Bakınız Hud Suresi geldiğinde de Alemlerin Efendimizin(sav) saçlarının beyazlaştığı söylenir. Neyde o ayet? “… Ey Resulüm emrolunduğun gibi dost doğru ol!”

Şimdi önceki ayet, bu ayeti ne güzel tamamlıyor ve açıyor da. Demek ki, Kur’an ne derse öyle bir yaşam sürmemiz gerekiyor.

Öyle bir yaşam sürmeliyiz ki, alemler bizleri örnek alsın.

Peki bu mümkün mü? Yani sistem ve şartlar, içinde bulunduğumuz günah kirleri ile böyle bir yaşam mümkün mü? Diye sordum kendime. Nefsim yok dedi! Kalbim niye olmasın, elinde harika bir kitap (Kur’an) var. Efendimizi(sav) örnek al, yoluna devam et.

Şimdi nefsimi mi dinleyeyim, kalbimi mi?

İşte burada tercih yani cüzi irada devreye giriyor. Yapılması gereken, yine Efendimiz gibi dua edip ki: “Yarabbi bizleri bir dakika bile nefsimizle baş başa koyma” Duasını tekrar ederek, model bir Müslüman olarak yaşam sürmek için gayret göstermeliyiz

Elbette, günahlar olacaktır, çünkü kusursuzluk, sadece Allah’a(cc) mahsustur, biz aciziz, fakiriz, muhtacız…

Tövbe kapısını fazla aşındırmadan inşallah İslam’ı yaşarız, en azından karınca misali yolunda ölmek için gayret gösterebiliriz.  Rab’bim kusurlarımızı affetsin. İşte şu Ramazan günleri bir fırsat…

Peki kalın sağlıcakla.