Ülkemzi kasıp kavuran İllet Virüs hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor.

Kısa sürede binlerce cana kıydı corona virüs. Onlarca ocak söndürdü.

Sadece ekonomi falan değil, sosyal hayatı da altüst etti. 

Peki bu kötü resmin iyilikleri var mı, düşünecek olursak çok…

Kısacası hayatmızın önemini öğretti.

Hayatın kıymetini öğrenmek, ailenin, dostluğun, toplumsal aidiyetin değerini yeniden fark etmek, keşfetmek var.

Temizliğin ve hijyenik önlemlerin sadece imanın değil, sağlığın da vazgeçilmezlerinden biri olduğunu unutmamamız gerektiğinin altını çizdik.

Geçmişimizde her anlamda bir “temiz toplum” var.

Yani kirlenme (ruhen) ve kirletme (şehirlerimizi) hastalığı geçmişimizin bir parçası değil.

Tam tersine, geçmişimize, “Temizlik imandan gelir” anlayışı hem bireysel, hem de kitlesel hayata hâkimdir.

Öncelikle yürekler temizdir: Yürekler temiz olduğu için toplum temizdir…

Dolayısıyla şehirler de temizdir.

Kirletme, başkasının hakkına tecavüz sayıldığı için, kul hakkı ile eş anlamlı düşünülür ve şiddetle sakınılırdı.

Bu yüzden, modern temizlik araçları bulunmamasına rağmen, çoğu şehirler tertemizdi.

Fransız gezgin M. de Thevenot Osmanlı ceddimizin temizlik anlayışını öve öve bitiremiyor:

“Türkler çok yaşarlar ve az hasta olurlar. Bizim memleketlerdeki böbrek hastalıkları ve daha bir sürü tehlikeli hastalıkların hiçbirini bilmezler. Öyle zannediyorum ki, Türklerin bu mükemmel sıhhatlerinin başlıca sebeplerinden biri de sık sık hamama gitmeleri ve ölçülü yiyip içmeleridir. Çok az yemek yerler. Hıristiyanlar gibi, midelerine karma karışık şeyler indirmezler, içki içmezler ve daima idman yaparlar.”

‘’Yemeklerden evvel ve yemekten sonra ellerini yıkamak Türkler arasında o kadar yaygındır ki, insanların el yıkamalarına vesile olmak üzere Allah’ın gıdaları yaratmış olduğundan adeta bir darb-ı mesel şeklinde bahsederler.”

Corana Virüs salgını artarak devam ederken 14 kualı unutmamak lazım.

Türklerin genlerinde var, Temizlik!

Temizlik imandan gelir…

Şimdi başlayalım elleri yıkamaya…

Kalın Sağlıcakla…