İnsanoğlundan bahsedeceğim, hem dününden, hem bugününden. Uslanmayan bir yapısı var, kandırılmaya açık ama bir o kadar da üstün bir varlık; öyle ki kendine gösterilen yolda yürüdüğünde, meleklerden bile üstün oluveriyor ya da hayvanlardan daha aşağılara düşüveriyor.

İsterseniz önce ilk yaratılışı bir hatırlayalım: “Biz daha önce Âdem’den söz almıştık, fakat o unuttu; biz onda yeterli bir kararlılık görmedik.

Meleklere “Âdem’e secde edin” dedik, onlar da secde ettiler, sadece İblîs direndi.

Bunun üzerine “Ey Âdem!” dedik, “Bil ki bu senin de eşinin de düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa mutluluğunu yitirirsin!

Burada sana acıkmak da çıplak kalmak da yok.

Yine burada susuzluk çekmezsin ve sıcaktan bunalmazsın.”

Derken, şeytan şöyle diyerek onun kafasını karıştırdı: “Ey Âdem! Sana sonsuzluk ağacının ve son bulmayacak bir hükümranlığın yolunu göstereyim mi?”

Nihayet ikisi de o ağaçtan yediler. Bunun üzerine mahrem yerleri kendilerine göründü, üstlerini cennet yaprağıyla örtmeye çalıştılar. Böylece Âdem rabbine karşı gelmiş ve yolunu şaşırmıştı.

Sonra rabbi onu seçkin kıldı, tövbesini kabul etti ve doğru yola yöneltti.

Şöyle buyurdu: “İkiniz birden inin oradan, birbirinize düşman olarak. Size benden bir hidayet geldiğinde bilesiniz ki hidayetime uyan artık ne sapar ne de bedbaht olur.

Kim de beni anmaktan yüz çevirirse mutlaka sıkıntılı bir hayatı olacaktır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.” (Taha 115-124. Ayetler)

KÖR OLARAK HAŞREDİLENLER

Şimdi insanın yaratılış ve cennetten kovulup dünyaya gönderilmesini hikayesi Kur’anın dilinden aynen böyle.

Dünyada Adem babamız ile Havva annemizin Cidde(Cedde), Mekke’deki Arafat Dağı ve çevresinde buluşmaları, çocuklarının olması, Hamil ile Kabil’in çatışmaları v.s.

Sonrası binlerce peygamber ve gönderilen kitaplar, yaşanan saadet yıllarının yanı sıra savaşlar, göçler, vurgunlar ve bugüne gelmişiz.

124. ayette kıyamet günü bu şeytan ile el ele verenlerin kör olarak haşredileci yazılmıştı ya.

Onlar diyecek ki: “Ey rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Halbuki daha önce gören biriydim.”

“Allah buyurur: “İşte böyle! Sana âyetlerimiz geldiğinde onları unutmuştun, bu gün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!”

Haktan sapan ve rabbinin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız. Hiç kuşkusuz âhiretteki ceza daha şiddetli ve daha kalıcıdır.

Kendilerinden önceki nice nesilleri helâk etmiş olmamız onları hâlâ yola getirmedi mi? Oysa onların yurtlarında dolaşıp duruyorlar! Kuşkusuz bunlarda akıl sahiplerinin çıkaracağı dersler vardır.(Taha 125-128)

AKIL SAHİPLERİNE UYARI VAR

Cenabı- Allah bizlere akıl, izan ve şuur versin. Daha önemlisi Kur’anın gözü ile hadiselere yaklaşıp, ibret alanlardan eylesin.

Dikkat buyurun, şeytan ile dans edenler, hak ve hakikati fark etmeyenler, günahlarda aşırılığı tercih edenler ve yaptıklarından pişman olup tövbe etmeyenler dünyada kör olarak değerlendiriliyor, dolayısı ile bunlar kıyamet günü de kör olarak diriltilecekler.

Şimdi gelelim günümüze. Hükümleri Allah o kadar güzel açıklamış ki, Kur’an-i bir hayat yaşadığımızda mutlu olacağımız çok açık. Tersi bir hayatı tercih ettiğimizde düşeceğimiz durum ortada.

Yeryüzünde şu anda şeytani bir plan yürütülüyor. Dijital para, tek dünya devleti ve hükümranlık, yani Allah tanımamazlık. Sebep şeytanın vaat ettiği hükümranlığı yakalamak.

Peki biz Müslümanların duruşu ne? Gördüğüm şu ki, sessiz bir bekleyiş. Oysa basiretli olup, akıl ve gönül ile basireti yakalayıp, haksızlık karşısında susmayan bir direniş gösterilmesi gerek. Adamlar karşılığı olmayın bir para ile emeğimize hükmetmek istiyorlar.

Nasıl bir şeytani plan değil mi? Ama tutmayacak, çünkü Allah’ın da(cc)  bir planı var.