Cayma Hakkı, herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden dönebilmenin hukuki tanımı. Bilindiği gibi 4077 sayılı  eski tkhk’da kapıdan satışlarda tüketiciye yedi günlük cayma hakkı tanınmıştı.  Bu hak, 6502 sayılı yasa ile 14 güne çıkarıldı ayrıca taksitli satış gibi satış türlerinde de 7 günlük bir cayma hakkı verildi. Yeri gelmişken hatırlatalım; Taksitli satış sözleşmelerinde tüketiciye tanınan 7(yedi) günlük cayma hakkı;

*Tüketici kredileri,  

*Kapıdan Satış dediğimiz ‘İşyeri dışında kurulan sözleşmeler’ , 

*Mesafeli sözleşmeler,

*Devre Tatil ve uzun süreli tatil hizmetleri,

gibi sözleşme türlerinde  14(ondört) gündür.

Cayma Hakkına Neden İhtiyaç Duyulmuştur?

Bilindiği gibi, hayatın olağan akışı içinde tüketicilerin bir mal ya da hizmeti satın almaları şöyle bir süreçten geçer;

İhtiyaç’ın ortaya çıkışı,

Araştırma (ihtiyacı giderecek olan şeyin(mal ve hizmet) nereden, nasıl temin edileceği, daha ucuza nasıl maledileceğinin belirlenmesi),

İhtiyacı karşılayacak olan şeyin benzerleri arasında imkanlar çerçevesinde karşılaştır(ıl)ması, marka ve model vb özelliklerin belirlenmesi,

 Karar verme,

Satın alma.

Günümüz dünyasında bu olgu ters yüz olmakla birlikte, normalde bir mal ya da hizmetin satın alınması normal şartlarda bu süreçlerden geçer, nihayetinde mal satın alınır ve malda herhangi bir ayıp yoksa artık geri dönülemez.

Hâlbuki örneğin kapıdan satış gibi bir satış türünde, hiçbir ihtiyacınız yokken bir gün kapınız çalınır ve kapıyı açtığınızda; satış teknikleri konusunda uzman, ikna kabiliyeti yüksek son derece profesyonel pazarlamacılardan artık kaçamazsınız. İhtiyacınızın olup olmadığının bir önemi yoktur, ne kadar çok ihtiyacınız olduğu konusunda sizi ikna etmek onlar için çocuk oyuncağıdır ve günün sonunda bir bakarsınız ki elinizde belki hiç kullanmayacağını bir mal ve sizi yükümlülük altına sokan bir sözleşme ile kalakalmışsınız.

Burada olan şey şu; tüketicilerin özgür iradeleri ile yaşamaları gereken süreç ellerinden alınmış ve detaylı inceleme yapma fırsatı bulamadan bir şeyi satın almışlardır. Cayma hakkı tanınan satış yöntemlerinin tümünde yukarıda sıraladığımız süreç bir şekilde tüketicilerin elinden alınmış oluyor ve tüketiciler yukarıda beş aşama olarak saydığımız süreçlerin hiç birisini yaşayamadan bir şeyi satın almış oluyorlar. İşte modern hukuk işin doğasına aykırı bu satış yöntemlerini yasaklamak yerine tüketicilerin doğal hakkı olan bu süreci sözleşmenin imzalanmasından sonraki sürece(cayma süresi) bırakıyor: artık tüketici cayma süresince tüm aşamaları denetleyebilecek satın almak istemiyorsa cayma bildiriminde bulunarak  cayabilecek, ancak eğer satın almak istediği şeyi gerçekten arzu ediyorsa sürece  itiraz etmeyecek ve 14 günlük cayma süresi sonunda sözleşme geçerli hale gelecektir.

                Anlayacağınız, kanun koyucu bir kesime (ki burada tüketiciler sözkonusu) bazı haklar tanırken masa başında sübjektif bir şekilde hüküm ihdas etmiyor, süreci iyi gözlemlediğinizde keyfi gibi duran birçok hükmün aslında işin doğası gereği olduğunu ve ortadan kaldırılan hakların farklı bir yolla yeniden tesis edilmiş hali olduğunu görürüz. Cayma hakkı olarak tüketicilere tanınan haklar da aynen  böyledir; satış türü nedeniyle tüketicilerin elinden alınan haklar/süreçler satış sonrasına bırakılmış, böylelikle tüketicinin mağdur edilmesinin önüne geçilmiştir.