Prof. Mehmet Görmez, son dönemdeki olayları değerlendirdiği bir televizyon konuşmasında hepimizin ilgisini çeken açıklamalar yapmaya devam ediyor.

En son açıklamasında ise: “Bizim günah-ı kebair listemiz değişti. Büyük günahlar artık değişti. Tohumun genini değiştirmek, gıdayla oynamak, kimyasal silah geliştirmek, bütün kainatı ifsat etmek, bunlar bizim kitaplarımızda günah-ı kebair arasında geçmiyor diye bizim oraya sıkışmamamız lazım. Bizim günah-ı kebair'leri Kur'an'ı Sünneti dikkate alarak güncellememiz gerekiyor!”

Peki nedir bu günah-ı  kebair, yani büyük günahlar. Şöyle biraz araştırma yaptım, konu hakkında İslam-i Kaynaklar ne diyor diye? Bismillah diyerek, başlayalım.

Bu konu gerçekten çok tartışma konusu olmuş. Hatta geçtiğimiz ay Cübbeli Ahmet Hoca’da bazı kaynaklardan konuyla ilgili sohbet ederken, çok sayıda büyük günahların listesini uzun uzun anlattı. Konu ihtilaflı, kimisine göre 7 büyük günah var, kimisine göre 700…

Neyse biz başlayalım, uzatmadan kaynağımıza dönelim.

BÜYÜK GÜNAHLER NEDİR?

“Büyük günahların belirlenmesi konusunda ortaya çıkan görüşlerden birine göre, ilâhî emirlere aykırı olan bütün fiiller büyük günah kapsamına girer. Bunların sayısını yedi yüze çıkaranlar bulunduğu gibi, yetmişle sınırlandıranlar da vardır. İbn Hacer el-Heytemî dört yüz altmış yedi büyük günahtan bahseder. (ez-Zevâcir, 1/270-275; 2/265-27)

Bir başka anlayışa göre, ilâhî emirlerle bağdaşmayan her davranış büyük günah kapsamına girmekle birlikte, bunların bir kısmı diğerlerine oranla küçük kabul edilebilir. Ancak hiçbir günah küçük sayılamayacağından, büyük günahların sayısını ve niteliklerini belirlemek mümkün değildir. Üçüncü bir görüşe göre ise, dinen yasaklandığı konusunda kesin delil bulunan ve hakkında dünyevî veya uhrevî ceza öngörülen fiiller büyük günahtır. Dolayısıyla bütün günahların kebîre statüsünde kabul edilmesi naslara aykırıdır.

Buna göre büyük günahlar yukarıda sayılanların yanında sıla-i rahimi terketmek, kovculukta bulunmak, zina fiilini işlemek veya ona aracılık yapmak, domuz eti yemek, ibadet için gereken temizliğe uymamak, hırsızlık yapmak, içki içmek, yalan yere yemin etmek, Allah'ın rahmetinden ümit kesmek veya azabından emin olmak, yapılan anlaşmayı bozmak gibi Kur'an'da yasaklanan fiillerden oluşur. Mu'tezile ve Mâtürîdiyye kelâmcıları ile müteahhir dönem Eşariyye âlimlerinin çoğunluğu bu görüşü benimsemiştir. (a.g.e.. 1/6-10)

Büyük günah kişiyi isyan ve fıska sevkederse de, bu durumdaki bir mümini mutlak mânada fâsık ve fâcir olarak nitelemek mümkün değildir. Zira imanın mahiyeti Allah'ın varlığını, birliğini ve Hz. Muhammed (asm) aracılığıyla gönderdiği vahiyleri kalben tasdik etmekten ibaret olup, amel imanın bir parçası değildir. Kişi ilâhî emre aykırı bir davranışta bulunurken de imanını devam ettirmektedir. Nitekim imanla ameli bir arada zikreden âyetlerde bu iki kavramı gramer açısından birbirine bağlayan atıf ve şart edatları imanla amelin ayrı şeyler olduğuna işaret etmektedir. (Bakara, 2/25; Nisâ, 4/124)

Ayrıca adam öldürmek gibi bir büyük günahı işleyenlerin kısas cezasına çarptırıldığı bildirilirken, bunu yapanlardan "müminler" diye bahsedilmiş ve onlardan iman vasfı kaldırılmamıştır. (Bakara, 2/178; Hucurât, 49/ 9) (Kaynak. Sorularla İslamiyet)

Burada şunu da belirtmek gerek, şüphesiz ki en büyük günah Allah’a eş koşmaktır..

Tabi ki Mehmet Görmez hocamızın yukardaki görüşlerine katılmamak mümkün değildir. Çünkü, geçmişte hiç görülmemiş, bu çağda şahitlik yaptığımız yeni büyük günahlar ortaya çıkmıştır. Örneğin, şu virüsün sahipleri de en büyük günahı işlemiş değiller mi? Binlerce insanın ölümüne sebep olanları nereye koymak gerek. Kimyasal silah kullanmış olmuyorlar mı?

Sonra defalarca yazdım ve hocamız da belirtiyor, tohumların genlerini değiştirenler ve bundan dolayı yüzbinlerce insan şeker v.b hastalıklara yakalanıp can veriyorsa, en büyük katil değiller mi? Bunlar kul haklarına girmiyor mu? Küçülen veya globalleşen dünya da kul haklarını nereye koymak gerek?

Son olarak şunu söylemek istiyorum, her alanda bilim insanları çağı iyi okumalı, şahsen Görmez hocamı bir şans olarak görüyorum.

İlahiyatçılardan, fizikçilerden, kimyacılardan velhasıl her türlü bilim insanının çağı okumasını bekliyoruz. Kalın sağlıcakla.