7063 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına DairKanunun Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle birlikte TüketiciHakem Heyetleri'ne azami sınır 3 bin liradan 6 bin liraya çıkarıldı. Yenidüzenlemeyle ‘Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla’ değeri “iki bin” ibaresi “dört bin” “üçbin” ibaresi de “altı bin” şeklinde değiştirilmiş oldu.

 

                Olumlubir taraf var mı, evet!

 

Yeni düzenlemeyle, madde içindeki bir cümle değiştirildi,ancak iki farklı sonuç ortaya çıktı.

Birincisi; Hakem Heyetleri’ne başvuru sınırı iki katınaçıkarıldı, yasanın çıkış anı itibariyle 3 bin lira başvuru sınırı 6 bin lirayaçıkarılmış oldu. Bu değişikliğin gerekçesi olarak üst sınırın güncel problemlerecevap vermemesi olarak ifade edildi.

Baktığımızda, gerçekten de böyle bir ihtiyaç var gibiduruyor. Örneğin, günümüzde, cep telefonları neredeyse her tüketici tarafındankullanılan bir ürün haline gelmiş durumda. Ve geldiğimiz noktada ceptelefonlarının bazı marka/modellerinde fiyatın 6 bin duvarına dayandığınıgörüyoruz. Ve bu telefonlardan birini kullanan tüketicilerin bir problem yaşamasıhalinde bu sınırı aştığı için problemini yargıya gitmeden çözebilmesinin imkânıbulunmuyordu.  İşte mezkûr düzenleme buproblemi böylelikle çözmüş oldu.

Bu yönüyle baktığımızda yasal düzenleme tüketicilerimizinhareket kabiliyetini arttıran, hak arama çabasını daha kolaylaştıran bir adımolarak görmek, dolayısıyla da bu yönüyle düzenlemeyi olumlu olarakdeğerlendirebilmek mümkün.

 

Asıl tehlike..!

 

Ancak ibarenin diğer bir yönü var ki, ne siz sorun ne deben söyleyeyim. Kişisel kanaatim, bu yön kötü niyetli satıcıların önüne kırmızıhalı serer nitelikte.

Çünkü geçmişte yaşananlardan biliyoruz: GSM Operatörleri diğeroperatörlere giden tüketicileri yıllar sonra icraya veriyor, borcunu kapatmakiçin operatöre başvurmuş tüketiciler dahi ‘1(yazı ile bir) lira bakiye borcunuzkalmış, icra ve avukatlık ücretleri toplam bin bilmem kaç lirayı ödemezsenizicra yolu ile tahsil edilecektir’ şeklinde şantajlara maruz kalabiliyordu. Tüketicinin,üzerinden yıllar geçtiği için gelinen bu noktada borcu olmadığını kanıtlamaimkânı bulunmadığı gibi, kapatma talebiyle başvuru esnasında GSM operatörünün nedentüm borcu tahsil etmediğini soracak bir merci de bulamıyordu. Bizler, tüketiciörgütleri olarak hakem heyetine başvurmadan icraya başvurmasını yasadaki ‘değeriüç bin liranın altındaki uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvuru zorunludur’hükmüne aykırı olduğunu savunuyorduk ve belli bir süre sonra yargı da bu savıyerinde bulmuş, bu görüşü benimsemiş ve içtihat haline getirmişti. Bu nedenle,satıcılar hakem heyetleri nezdinde haklı olduklarını kanıtlamadıkça icrayagidemiyorlardı. İşte yeni düzenleme satıcıların önündeki bu hakem/yargıdenetimini ortadan kaldırdı ve hukuksuzluğa/çakallığa kapıyı sonuna kadar açmışoldu.

Şimdi tüm tüketiciler büyük bir tehdit altında. Birgünbakmışsınız kapınıza icra memurları dayanmış, 9-10 yıl önce sonlandırmışolduğunuz bir sözleşme üzerinden (1-2 lira gibi komik miktarda bakiye) borçiddiasıyla  ve daha da kötüsü borcun katkat fazlası icra ve avukatlık masrafıyla karşı karşıya kalmışsınız.

 

Tüketici lehine olan hüküm bir ‘kılıf’ mı?

 

Tüketici sorunlarıyla herdem hemhal olmuş biri olarakşunu açıkça ifade etmeliyim: Tüketicinin parasal sınırı arttırmak gibi birderdi olmadı, böyle bir şikâyete şahit olmadım. Hatta benim de aklıma bu parasalsınırı niye arttırmıyoruz gibi bir soru da gelmedi hiç. Peki, nasıl oldu da busınır ‘yasa koyucu’ için bir dert oldu ve bu derdin çözümü(!) için bu kadarhızlı harekete geçildi?

 

‘Bir Adım İleri, On Adım Geri’ oyunu!

Komplo teorisi gibi olacak ama benim değerlendirmem birazcan sıkıcı. Kanaatime göre asıl talep, GSM operatörlerinin başını çektiği çokuluslu şirketlerden geldi. Hakem heyeti de olsa yargı yoluna gitmeden doğrudanicraya gitmek onlar için önemli bir silahtı, bu silahla geçmişte iyi parakazanmışlardı, ancak bahse konu maddenin yorumu önlerine büyük bir engel olupçıkmıştı ve ne yapıp edip bu engel kaldırılmalıydı.

Kaldırılmalıydı kaldırılmasına da bu iş tüketiciden nasılgizlenebilirdi, nasıl tüketicinin gözünden kaçırılabilirdi, meşgalesi siyasetolanlar için bu konu önemliydi. İşte bulunan yol: kayda değer hiçbir talepyokken parasal sınır arttırıldı ancak bununla birlikte tüketiciye kankusturacak olan kısım yasal hale getirildi. Yani, tüketici bir kez daha ‘Bir Adımİleri, On Adım Geri’ oyununa getirildi. ‘Bir kez daha’ dememin bir sebebi varçünkü: önceki oyun daha büyüktü, orada bankacılık sistemine nefes aldırmak içinkoskoca bir yasa (4077 sayılı TKHK) yürürlükten kaldırılmış yerine bankalarınoksijen çadırı niteliğinde 6502 sayılı yasa getirilmişti.  

 

Tüketici ne yapmalı?

Tüketicilerimiz öncelikle bir sözleşmeyi sonlandırırkenborcu kalmadığına dair bir yazı talep etmeli, mutlaka bir belge almalıdır.

Sözleşmeye bağlı işlemlerde zaman aşımı süresi on yılolduğundan bu belgeyi on yıl boyunca saklamalıdır.

E-devlet üzerinden işlem yapabilecek kabiliyete sahipolmalı, bunun için e-devlet şifresi, mobil/elektronik imza sahip olmanınyollarını aramalıdır.

Haftada bir e-devlete girip haklarında başlatılmış biricra takibi var mı yok mu bakmalıdır.