Türk siyasi tarihinin karanlık sayfalarında yerini alan ve "Postmodern darbe" olarak nitelendirilen 28 Şubat 1997'deki MGK toplantısının üzerinden 25 yıl geçti.

Kadınların başörtüsü olduğu için okullara sokulmadığı, var olan toplumsal düzeni korku ve tehlike mantığına endeksleyen kararların kâğıda döküldüğü günün adıdır 28 Şubat.

Türk siyasi tarihinin utanç sayfalarından biri olan ve "Post-modern darbe" olarak adlandırılan 28 Şubat’ın üzerinden tam 25 yıl geçti. 

Toplumun özellikle dindar kesimini hedef alan yasakçı uygulamalarda en büyük mağduriyeti, başörtülü oldukları için öğrenim hakları engellenen kız öğrenciler yaşadı.

99 yıllık Cumhuriyet tarihimizde 27 Mayıs 1960’da başlayıp 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimine kadar ki süreç, milletimize ve demokrasimize yönelen suikastlerdir.

Milletin vicdanında derin yaralar açan 28 Şubat süreci, demokrasiye ve sivil siyasete yönelik bir suikast olarak gerçekleşmiş, milletin iradesine olduğu kadar kalkınma çabasına da engel olmuş gerici ve ilkel bir tertiptir.

28 Şubat’ta kadınların ve kız çocuklarının en temel hakkı olan eğitime erişimine acımasızca set koyanlar, bugün kimseye kadın hakları dersi vermeye kalkmasınlar. “Bin yıl sürecek.” dedikleri 28 Şubat’ın failleri, kız çocuklarının okulların kapısında akıttıkları gözyaşlarında boğulmuşlardır.

Darbe sonrası yaşanan kriz, ülkemizin çok değerli yıllarına mal olurken devlet ve millet arasında çatışma çıkarmak isteyenler için zemin hazırlamıştır. Ancak aziz milletimizin feraseti ve basireti ile çatışma beklentisi boşa çıkmıştır.

25 yıl önce yaşanan "Postmodern darbe" olarak nitelendirilen 28 Şubat süreci hakkında Ak Parti Kahramanmaraş Teşkilatı açıklamalarda bulundu…

Ak Parti il teşkilatı, 28 Şubat’ın yıldönümü dolayısıyla Ulu Cami Meydanda basın açıklama yaptı. Partisi adına konuşan il başkanı Fırat Görgel; “28 Şubat’ta sözde ‘irtica tehdidi’ ile medya, darbeci zihniyete ram olarak ‘Topyekun Savaş’ manşetleri atmış, Ankara sokaklarında tanklar yürütülmüş, anti-demokratik MGK kararları alınmış, ‘demokrasiye balans ayarı’ denilerek dönemin hükümeti istifaya zorlanmıştır.

‘1000 yıl sürecek’ dedikleri 28 Şubat post-modern darbesi ile insanlar ayrımcı, ötekileştirici, insan haklarına aykırı uygulamalara maruz bırakılmış, milyonlarca insanın hayatı karartılmıştır.

Kadınlarımız ve genç kızlarımız, ne acıdır ki bu karanlık sürecin en büyük mağdurlarından olmuştur. Darbecilerin kurduğu ikna odalarında nice kadın, inançları hiçe sayılarak horlanmış ve baskıya maruz kalmıştır. Başörtüleri açılmaya zorlanmıştır.

Bu odalarda psikolojik baskılara maruz bırakılan kızlarımızın çoğu üniversitelerdeki, liselerdeki eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalmış ve etkisi bugün dahi süren travmalar geçirmiştir” diye konuştu.

O Yılları unutmuş değiliz…

Şubat’ı bin yıl geçse de unutmayacağız.

Demokrasimize ve Milli İrade’ye her zaman sahip çıkacağız.

ülkemizde 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz gibi insan onurunun, insan haklarının, demokrasi ve değerlerimizin hiçe sayıldığı günlerin bir daha yaşanmaması için var gücümüzle çalışmaya devam ediyor.

20 yıldır her şartta ve koşulda özellikle darbeler karşısında yanımızda olan milletimize şükranlarımızı sunuyorum.

Kalın Sağlıcakla…