Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Jale Korun ve ekibi son aylarda Antalya kıyılarında sıkça görülen Rhopilema nomadica'yı (göçmen denizanası) bulunduğu ortamdan alıp canlı olarak laboratuvar ortamında inceledi.  Denizanalarını tral, istavrit, kupez gibi bazı balıkların yavruları sığınak olarak kullandığı görülürken, deniz içinde ilerleyen bir denizanasının hareketleri ise sualtı kamerası ile görüntülendi.  
  1970'lerde Süveyş kanalı aracılığı ile Akdeniz'e giren göçmen denizanalarının, Mısır, İsrail, Lübnan, Suriye ve Türkiye (İskenderun) kıyılarında çoğalıp akıntılarla Antalya açığından geçerek Rodos ve Malta'ya doğru sürüklendiği bildirildi. Bu yıl ana akıntıdan ayrılan çok sayıda denizanasının Antalya Körfezi'ne giriş yaptığı, bunun geçici bir durum olduğu göçün yakında tamamlanmasının beklendiğine dikkat çekildi. Endişeye gerek olmadığı her yıl olduğu gibi bunun geçici bir durum olduğu plaj sezonu gelmeden her şeyin normale döneceğinin müjdesi verildi.

  Laboratuvarda incelendi
  Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Jale Korun, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu ve ekibi de son aylarda Antalya kıyılarında sıkça görülen  Rhopilema nomadica (göçmen denizanası) ile ilgili incelemelerde bulundu. Konyaaltı Sahili'ne dalış yapan ekip ağırlıkları 1 ile 5 kilo arasında değişen 6 denizanasını canlı olarak yakalayıp laboratuvar ortamına getirdi. Uzmanlar burada denizanalarının ağırlıklarını, boylarını, çaplarını, üzerinde yaşayan canlılarını ve temas halinde insanlara zarar veren kılcal noktalar üzerinde incelemelerde bulundu. Denizanalarını tral, istavrit, kupez gibi bazı balıkların yavruları sığınak olarak kullandığı görüldü.

  Denizanasının su altı görüntüsü
  Öte yandan ekip, su içinde hareket eden birkaç denizanasını su altı kamerası ile yakından görüntüledi. Akvaryum içinde ilerleyen bir canlıyı andıran görüntüde denizanasının ilerleyişi, şemsiyesinin açılıp kapanması ve üzerindeki küçük canlılar görüntülere yansıdı.
  
  "Poyraz kıyıya taşıdı"
  Akdeniz Üniversitesi(AÜ) Dekanı Prof. Dr. Jale Korun, Antalya Körfezi’nde mart ayından itibaren görülen ve çoğu zaman kıyıya ölüleri de vuran başı boş denizanaları hakkında açıklamalarda bulundu.
  Akdeniz kıyılarında görülen denizanalarının 1970’li yıllardan beri görünen türler olduğunu dile getiren Korun, “1985 yıllarının başından itibaren Doğu Akdeniz’de her yıl sürüler halinde göç ediyorlar. İzledikleri yol arasında bizim Antalya Körfezi’nin dışından geçiyorlar. Ancak son zamanlarda şiddetli poyraz nedeniyle körfezin içine girdiler ve kıyılara yaklaştılar. Bunlar su dalgaları ile hareket ettikleri için kıyılarımızda fazlaca görüyoruz” dedi.

  "Göç haziran ayında tamamlanacak"
  Bu olayın her yıl yaşandığının altını çizen Jale Korun, “Ama bu sene hava durumu sebebiyle sıklıkla kıyımıza yaklaştıklarını görüyoruz. En geç haziran ayının sonuna kadar bu göçün tamamlanacağını düşünüyoruz. Popülasyonun gittikçe azalarak tek tük görecek hale geleceğiz” diye konuştu.

  "Boyutları küçük değil"
  Konyaaltı Sahili açıklarından incelemek üzere ağırlıkları 1 ile 5 kilo arasında değişen 6 denizanasını canlı olarak aldıklarını ve laboratuvarda incelemeye aldıklarını ifade eden Korun, “Çalışmamızla denizanalarının popülasyonunun yoğunluğunu belirlemek, boyut ve ağırlıklarını tespit ettik. Bir pilot ön çalışma. Bu çalışmanın sonuçlarına göre devamını getireceğiz. İlk incelemelerde kistleri mikroskobik olarak inceledik. Denizanasının üzerindeki makro ve mikro organizmalarını gözlemledik. Daha çok can yakan bu kapsüller bizim için önemli. Onlarla ilgili nasıl bir çalışma yapacağımızı inceledik. Ağırlıklarının fazla olduğunu tespit ettik. Suya bakıldığı zaman denizanası beyaz topmuş gibi görünüyor ama boyutlarının küçük olmadığını gördük” şeklinde konuştu.

 

Uyarı
  Dalgaya bağlı olarak bazı denizanalarının kıyıya vurduğunun altını çizen Korun, “Genelde açıkta görünürler ama kuvvetli bir dalga olduğu zaman kıyıya yakın da görünebilirler. Havalar ısındı, sahilde vatandaşlarımız denizanası gördüğü zaman öncelikle dokunmamaları gerekiyor. Dokundukları takdirde tatlı su ile yıkamamaları ve ovalamamaları gerekir. Vatandaşlarımız duyarlı olsunlar, gördüklerinde merak edip temas etmesinler” ifadelerine yer verdi.


 

Editör: Haber Merkezi