Kadim dünyada, tecrübe ve yaşlılık yüceltilirken toyluk ve gençlik sürekli eleştirilir. Gençlerin hayatın canlılığından çıkaramadıkları hakikati, ”Yaşlılar bir köşe taşının yaralı yüzünden okurlar” diyen Mevlana, bu anlayışı en açık şekilde ifade eder.

Hayatı ve eseri bitmez bir gençlik aşkıyla dolu. Mesnevi şairi, içinde bulunduğu hatta bir basamak yukarı yükselttiği geleneksel dünyanın ve onun zihniyet yapısının ruhunu aktarır.

Elbette, burada söz konusu olan sayılarla ifade edilen, bedensel gençlik veya yaşlılık değildir.

Gençlik de yaşlılık gibi bir yöntem ve hayata karşı tutum alma meselesidir.

Eski dünya, sürekliğinin ve yaratma cesaretini, elinde tuttuğunu korumakta ısrar etmesinde değil, üzerinde oturduğu değerler sistemini yenileyebilme kabiliyetine borçludur.

Gelecek on yıllar içinde, pek çok konu ve meselede olduğu gibi gençleşme ihtiyacı doğduğu tartışmasızdır. Yoksa sözü ve söylemi yüksek ama yaşama inceliği ve ontolojisi oyulmuş bir kavramlaştırma yaşaması sürdürülemez.

+++

Başkonuş Yaylası ülkemizin en önemli doğal güzellikleriyle dikkatleri üzerine çekmeye başladı…

Neden? Genç bir yetenek Serhan Erdoğanyılmaz, büyüğünden devraldığı Başkonuş mesire alanı ve yaylasını bir iki yıl içerisinde yerli ve yabancıların rağbet ettiği bir yer haline getirdi… Bu genç yetenek bu yıl içerisinde 100 bin kişinin konakladığını dile getiriyor… Bu yüz bin rakam az sanılmasın. Lütfen! Kahramanmaraş’a yerli ve yabancı turistlerin çok az uğradığı bir il olarak biliniyor. Yer üste ve yeraltı tarihi zenginlikler ve doğal güzelliklere sahip ancak; bu güzellikleri bir türlü tanıtma başarısını gösteremedi. Ama genç yetenek Erdoğanyılmaz tek başına Başkonuş yaylasına bir yıl içerisinde 100 bin kişiyi konuk etmesi gerçekten takdir edilmesi gereken bir başarıdır.

+++

Tarihi Kaleyi restore edebilirsiniz… Kapalı çarşının yüzünü otantik hale getirebilirsiniz… Kışın 7 kuyular kayak merkezini hayata geçirebilirsiniz! Ama yeteri kadar ilgi gösterilmiyorsa?  O zaman burada bir eksiklik var demektir… Konunun uzmanları: Başkonuş başarı hikayesinin de iyi bir analizini yapmaları gerekiyor. Başkonuş yaylası, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgi odağı olabiliyorsa… Bizim klasikleşmiş turizm anlayışından vazgeçip genç yeteneklere fırsat vermemiz gerekecektir.

Turizm emek yoğun bir hizmet sektörüdür. Hiçbir başarı, hiçbir nesne insandan daha önemli değildir. Bu nedenle insana yapılan hizmet, inancımızla ve etik değerlerimizce kutsanmıştır. Gerçek ve kalıcı zenginlik, erdem yetkinliği, düşünce derinliği, bilgiyle ve çalışmakla elde edilir, hizmete dönüştürülüp, insanın yararına sunulabildiği ölçüde de kalıcılığa ulaşır diye düşünüyorum.