ATASÖZÜ: Atalarımızın asırlar önce söylediği, günümüze kadar gelen, öğüt ve nasihat bildiren söyleyeni belirsiz sözlerdir.

Atasözlerinde; 1.Kısa ve özlü bir anlatım vardır. 2. Az sözle çok şey anlatılır.3. Kalıplaşmıştır, değiştirilemez 4.Söyleyeni belirsiz, anonimdir. 5. Genellikle mecaz anlamlıdır. 6. Çeşitli anlamlarda kullanılabilir.

Gerçek anlamlı olanlar: “ Bugünün işini yarına bırakma” Son pişmanlık fayda vermez” “ Geç olsunda güç olmasın” Akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır.”

Mecaz anlamlı olanlar; “Ateş düştüğü yeri yakar” “Ağaç yaş iken eğilir” Borç yiğidin kamçısıdır” “ İşleyen demir pas tutmaz” Öfkeyle kalkan zararla oturur” “Damlaya damlaya göl olur” Yuvarlanan taş yosun tutmaz.”

DEYİM: En az iki sözcükten oluşan, mecaz anlamı taşıyan kalıplaşmış sözlerdir. Armut piş ağzıma düş. Atı alan Üsküdar’ı geçti. Ele verir talkını, kendi yutar salkımı. Sözünü balla kestim. Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı.

Atasözleri daima cümle halinde bulunup yargı(hüküm) bildirirler. Deyimler bir eylem bildirir, mastar olarak ta kullanılabilir.

YANLIŞ BİLDİKLERİMİZ ATASÖZÜ VE DEYIMLER

1. "Haydan gelen huya gider" değil, " Hay' dan gelen Hü' ye gider" olacak
Hay: Cenabı Hakk'ın diriltme sıfatıdır. Hü de Zamir dir yanı Allah demektir. Yani Allah bizi diriltti tekrar O'na döneceğiz demektir. (Hayy, Hu: Allah'ın isimleri)
2. "Burası Huş'tur, yolu yokuştur.'' türküsündeki Huş, Muş'un bir ilçesidir

Huş; Yemen'in başkenti Sana ile Taiz kentleri arasında bulunan bir Türk Kalesinin ismidir.

3. “Güzele bakmak sevaptır" değil,

"Güzel bakmak sevaptır"

4. "Göz var nizam var" değil,

"Göz var izan var" (İzan: anlayış, anlama yeteneği. Nizam: düzen, kural)

5. "Aptala malum olurmuş" değil,

"Abdal'a malum olurmuş" (Abdal: Derviş)

6. "Kısa kes Aydın havası olsun" değil,

"Kısa kes Aydın abası olsun" (Aba bir giysidir ve Aydın efesinin abası kısa ve dizleri açıktır)

7. "Su uyur düşman uyumaz" değil,

"Sü uyur düşman uyumaz" (Sü: asker)

8. "Saatler olsun" değil,

"Sıhhatler olsun" (Sıhhat: sağlık)

9. "Su küçüğün söz büyüğün" değil,

"Sus küçüğün söz büyüğün"

10. "Elinin körü" değil,

"Ölünün kûru" (Kûr: mezar, gömüt)

11. "Sıfırı tüketmek" değil,

"Zafiri tuketmek" (Zafir: soluk)

12. "Geçti Bolu'nun pazarı, sür eşeği Niğde'ye" değil,

"Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye" (Bor: Niğde'nin ilçesi)

13. "Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz" değil,

"Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz" (Ane: Bağdat'ta bir uçurum. Yar: uçurum)

14. "Fukaranın düşkünü beyaz giyer kış günü" değil

"Zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü" (Daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur)

15. "Altı kaval, üstü şişhane" değil,

"Altı kaval, üstü şeşhane" (Kaval: Namlu mermiyi nereye atacağı çok da kestirilemeyen düz bir borudur. Şeşhane: mermiyi atış ekseni etrafında döndürerek çok daha hassas nişan almayı sağlayan altı yivli namludur)

16- ‘’Eşek hoşaftan ne anlar’’ sözü ‘’Eşek hoş laftan ne anlar?’’ şeklindedir.

17- ‘’Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’’ Bu söz insanlar tarafından yalancının yalanı en kısa sürede anlaşılır diye yorumlanıyor. Bu yorum doğru olmakla birlikte eksik ve hatalı ve yanlıştır. Zira bu sözün ortaya çıkışı şöyle imiş: Eskiden yatsıyı kılmadan yatan bazı kişiler dışarıdan bakanlar yatsıyı kılıyor sansınlar diye yatmadan önce yatsının sonuna kadar yanacak bir mum yakarlarmış. Sözün aslı da budur.

18- ‘’Başımız sağ olsun.’’ hem yanlış anlaşılıyor hem de ‘’Başınız sağ olsun’’ şeklinde yanlış söyleniyor. Diyelim ki, sapasağlam ve genç bir oğlunu kaybetmiş bir anneye ‘’Başın sağ olsun’’ demek ‘’Aman üzülme o öldü ama sen sağsın ya ona bak.’’ demek değil midir? Halbuki sözün aslı ‘’Başımız sağ olsun.’’ yani “devletimiz var olsun’’dur.

19- ‘’Aslan yattığı yerden bellidir.’’ Herkes bu sözü yatağın temizlenmesi anlamında anlıyor ama aslan yattığı yeri temizler mi ki temizlik için aslan örnek gösteriliyor. Halbuki sözün asıl anlamı ‘’Bir aslanın aslan olduğunu belli etmesi için ayağa kalkıp kükremesine gerek yok yattığı yerde bile o aslandır.’’ şeklindedir.

20. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer – Sütten ağzı yanan ayranı üfleyerek içer

21. “Su içene yılan bile dokunmaz” değil, “Su içen yılana bile dokunulmaz.”

22. “Kaba ağaç dalıyla gürler.” “Kaba ağaç yaprağıyla gürler.”

23.“Ziyaretin kısası makbuldür.” Değil, “Ziyaretin kısas’ı makbuldür.” (Kısas: Karşılıklı olan)

24. “Yarım hekim candan eder. Yarım imam dinden eder.” Değil, “Yarım hekim candan, yarım hâkim maldan eder.” (Hekim: Doktor. Hâkim: Hüküm veren yargıç)